13 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

FUZULİ'NİN DİLİNDEN HZ. ALİ EFENDİMİZ...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Arapça, Farsça ve Türkçe ile eserler veren ve bu üç dilde de Divan'ı bulunan şairin kasidelerini incelediğimizde şöyle bir tabloyla karşılaşırız.

Şair, Türkçe 45, Farsça, 34 ve Arapça, 12 kaside kaleme almıştır.

Toplam 91 kasideden tespitlerimize göre ikisi Türkçe, on üçü Farsça ve üçü Arapça olmak üzere 18 kasidesinde Hz. Ali'yle ilgili övgüler bulunmaktadır.

Türkçe Kasidelerde

Fuzuli'nin Hz. Ali medhine dair müstakil

Türkçe bir kasidesi bulunmamaktadır.

Türkçe kasidelerinden ikisinde Hz. Ali'yle ilgili birkaç beyit vardır.

Şairin;

''Gonca bağrı dehr-ı bi-dad ile evvel kan olur

Sonra yüz lutf ile gönli açılır handan olur''

Yüz meşakkat çekse kam-ı dil bulur encam-ı kar

Her kimin alemde mevlası Şah-ı Merdan olur

Tabe-i ferman eder hükmüne cümle alemi

Murteza hükmüne her kim tabi-i ferman olur

Dem vuram evsaf-ı evlad-ı Ali'den nitekim

Medh-i evlad-ı Ali müstevcib-i gufran olur

***

Kanuni'ye sunduğu ve Bağdat'ın vasıflarını anlattığı bir kasidesinde de Hz. Ali'den; ''Şah-ı Zülfikar'' şeklinde bahsetmektedir.

''Bunda bağlamış gaza şimşarini sultan-ı Rum

Bunda salmış saye-i ikbal Şah-ı Zülfikar''

***

Arapça Kasidelerinde

Fuzuli üç ayrı kasidede Hz. Ali'yi methetmektedir.

Bu kasidelerden ilkindeki şair şunları söyler:

''Kevn ü mekanın onun isteğiyle yaratıldığı,

onun Hakkın mutlak zatı ve Beytü'l-Aksa olduğu, kainatta bir başkasının bunlara mazhar olmadığını söyler.

O şehadetiyle Hz. Muhammed'in nebiliğini tasdik etmiş ve Hz. Peygamber dini onunla kolay kılmıştır.

Veliyullah ve yiğitler şahı olan Hz. Ali, dinde adaleti daim hale getirmiştir.

O, ebedi hüküm sahibidir ve her hükmü sonsuza kadar devam edecektir.

Zaman değişse bile onun hükmü yoluna devam edecektir.''

''Odur gönüllere mihr ile merhamet salmış

İradesiyle onun halk olundu kevn ü mekan''

O zat-ı mutlak-ı Hakdır o Beytü'l-Aksadır

Bu kainatda yok ondan özge mazhar olan

Onun şahadeti etmiş nübüvveti tasdik

Onunla kıldı Muhammed şeriatı sehman

Ali adaleti daim edip şeriatde

Odur veliyy-i Hudavend Server-i Merdan

O hakim-i ebedidir her hükmü bakidir

Zaman değişse de hükmü olur hemişe revan''

***

Şair bir diğer kasidede;

Hz. Ali'nin vasfedilmesinin vacip olduğunu, Allah'ın insan ve cinleri onun ortaya çıkmasının mümkün olması için yarattığını söyler.

Hz. Ali'nin Allah'ın izni ile kainatın işlerine delalet ettiğini ifade den şair, kainatın düzeninin onun velayetine bağlı olduğunu söyler.

Hz. Ali'nin mahşer gününe kadar olacak bütün işlere vakıf olduğunu, gizli sırları bildiğini ve her kim sıdk ile ondan yardım dilerse çok zor işleri bile kolaylıkla halledeceğini söyler:

''Sevab-ı nafiledir cümle evliya vasfı

Velik vacib oldu vasf-ı Server-i Merdan

Yaratmış ins ile cinni Huda bu maksad ile

Ki zahir olmasına ol Şeh'in ola imkan

Ali delalet eder kainatın işlerine

Buna icaze veripdir o Halık-ı Sübhan

İradesi bütün işlerde sanki bir eldir

O elde barmağa benzer tamam kevn ü mekan

Bu varlık alemi tutmazdı öz yerinde karar

Onun velayetine bağlı olmasaydı cihan

Velidir ancak bütün evliyadan üstündür

Alidir ali makam ile olmuş ali-şan

Odur ki haşre kadar her işe olup vakıf

Ona hemişe ayandır tamâm sırr-ı nihan

Sadakat ile onu kim çağırırsa imdada

Asan yol ile çetin işleri kılar sehman''

***

Fuzuli bir diğer kasidesinde de Hz. Ali'nin veliliği üzerinde durarak, onun Allah katında Yuşa ve İlyas peygamber gibi olduğunu ve yaratılanların tümünün onu sevmesinin vacip olduğunu belirtir:

''Hem velidir hem vasi hem kamil hem sahib-kemal

Hem Taki'dir hem Naki hem zahid ü hem mu'teber

Vasf u suretde Ali çünki veliyyu'llahdır

Var makamı Hak yanında Yuşa vü İlyas gibi

Vacib olmuş cümle mahlukata sevgin ya Ali

Senden özge dostluğa layık görülmez bir nefer''

Hazret-i Ali yaşadığı sürece Ehl-i beytin gül bahçesinde hiçbir zaman bela rüzgarı esmedi. Hazret-i Ali öldürüldükten sonra belanın hurma ağacı kanlı gözyaşıyla sulanmadan Al-i abaya yemiş vermedi.

Fuzuli ve ölümsüz eseri Hadikatü's-Süeda Anadolu'da Ehl-i Beyt sevgisinin oluşumunda çok etkili olan bir eserdir.

Hz. Ali'ye bir bölüm ayıran şair, ilgili bölümde

Hz. Ali'nin doğumu öncesinden başlayıp, vefatına kadar çeşitli bilgiler vermekte ve verdiği bilgilerin kaynaklarını da belirtmektedir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *