17 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Anter bin.Şeddad...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İSLAM öncesi Arap kültürünün önemli sembollerinden olan Antere, Kabe duvarına asılan şiirinden dolayı "Muallaka Şairi" olarak anılmıştır. Şairliği yanında kahramanlığı ve cesaretiyle de kıssalara konu olmuş bir halk kahramanıdır.

Antere; "Zilletle içilen ab-ı hayat, tıpkı Cehennem gibidir;

izzetle Cehennem ise, benim için iftihar ettiğim bir menzildir" mealindeki beyiti münasebetiyle geçmektedir.

Künyesi; Antere bin Şeddad bin Amr bin Muaviye el-Absidir.

Antere'nin doğum tarihi hakkında kesin bilgi mevcut değildir. Babası; Abs kabilesinin ileri gelenlerinden olan Şeddad, annesi ise; Habeşli bir cariyedir.

Abs, Necid bölgesinde yaşayan bir kabiledir.

Bir cariyenin oğlu olmasından dolayı zamanın anlayışına göre hür sayılmayıp köle muamelesi gördü.

Bu durumuyla bağlantılı olarak, gençliğinde sevdiği ve istediği amcasının kızı kendisine verilmedi.

Kölelikten kurtulup hürriyetine kavuşması epey zaman aldı.

Antere, ilk önce şiirleriyle meşhur oldu.

Diğer taraftan çok iyi binici olup, zamanla kahramanlığını gösterecek fırsatlar da önüne çıktı. Mensubu bulunduğu Abs kabilesi başka kabilelerin saldırısına uğradı, malları yağmalandı ve amcasının kızı da bu saldırı sırasında kaçırıldı.

Bunun üzerine harekete geçerek, yağmalanan malları düşmanlarının elinden aldığı gibi amcasının kızını da kurtardı.

Bu kahramanlığı sonrasında özgürlüğüne kavuştu ve kölelikten azat edildi.

Bu gelişmelerden sonra amcasının kızı ile evlenmesine engel teşkil eden durum ortadan kalkmış oldu ve sevdiğine kavuştu.

Antere, bir zamanlar Arap Kargaları anlamına gelen "Ağribetü'l-Arab" olarak, adlandırılıp kendileriyle alay edilirken, daha sonra şairliğinin yanında cesareti, atikliği, güzel huyu, hoşsohbeti ve özellikle zulme asla boyun eğmeyen kabilesinin medar-ı iftiharı oldu. Kabilesinin katıldığı Dahis ve Gabra Savaşında dillere destan olacak kahramanlıklar gösterdi. Arapların en çok sevdiği insanlar arasında yer aldı.

İslamiyetten önce Araplar, şairlere büyük değer verirlerdi. Belli aralıklarla düzenlenen şiir yarışmalarında ön sıralarda yer alan şairlerin şiirleri Kabe duvarlarına asılır ve uzun süre burada asılı kalırdı.

Muallaka Şairleri denilen bu şairlerin en ünlüleri arasında Antere ayrı bir öneme sahipti.

Melez olanlarla alay edilip hakir görülmelerine rağmen kendisi melez olduğunu Muallaka'sında belirtmekten çekinmedi. Yazmış bulunduğu şiirleri parça parça nakledilmiş olmasına rağmen Muallaka'sı tam olarak muhafaza edilip nakledilmiştir.

Antere'nin güzelliğiyle meşhur olmasından ötürü "El-Müzehhebe" olarak da şöhret bulan Muallaka'sı,

86 beyitten oluşmaktadır.

Eserin ilk kısımlarında aşk, sevgi ile alakalı hatıralar yer alırken, ikinci kısımda cesaret, kahramanlık, cömertlik ve iffet ile ilgili konular işlenmektedir.

Eserin çok sayıda nüshasının yayınlanmasının yanında bir çok şerhi de yapılmıştır. Türkçe'ye de tercüme edilen eser, diğer muallaka şiirleri ile birlikte 1943 yılında İstanbul'da yayınlanmıştır.

Antere, kahramanlık ve cesaretini ömrünün sonuna kadar sürdürdü.

Nitekim ilerlemiş yaşına rağmen kabilesi ile Tay kabilesi arasında meydana gelen savaşa katıldı ve bu savaş sırasında öldürüldü.

Kesin olmamakla birlikte ölüm tarihinin 614 yılı olduğu sanılmaktadır. Şiirleri dilden dile dolaştığı gibi kahramanlığı da Araplar arasında yayıldı.

Antere, kıssada anlatılanlara göre- güçlü hareketlerinden dolayı bebekliğinde kundak bezi dayanmayan, iki yaşında çadır yıkan, dört yaşında köpeği, dokuz yaşında iken bir kurdu, gençliğinde de aslanı öldüren bir kişidir. Kölelikten kurtuluşu da kahramanlığı sayesinde olmuştur.

Yine esere göre Hayber Yahudilerini perişan etmiş, Arap yarımadasının dışına çıkarak Irak, İran, Kuzey Afrika, Suriye ve İspanya gibi ülkelere giderek bunların vezir ve krallarıyla tanışmıştır.

Arap kültür ve edebiyatı açısından önemli bir konuma sahiptir.

Arap kahramanlığı ve yiğitliği Antere'nin şahsında ifadesini bulmaktadır.

Antere kıssası Müslümanlar arasında da yayılarak, kahramanlık ve yiğitliğin ön plana çıkarılmasında, düşmana karşı zafer kazanmada bir sembol olarak kullanıldığı olmuştur.

"Zilletle içilen ab-ı hayat, tıpkı Cehennem gibidir;

İzzetle Cehennem ise, benim için iftihar ettiğim bir menzildir"

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *