YATIRIMCI DOLANDIRILDI MI?
Galatasaray, zirveye koşuyor.
Önce Schenider.
Ardından Drogba.
Güçlü kadrosu ile Avrupa'yı salladı
Elenmesine rağmen, Real Madrid'i 3 gol atarak devirdi.
Şu anda da liğ lideri
Aslan, sadece transferler ve ligde aldığı başarılar ile dikkat çekmedi
Sermaye piyasalarında da Galatasaray'ın adı geçiyor.
Hem de manipülasyonla.
Borsada sözlük anlamı, yapay piyasa oluşturmak olan Manipülasyonun halk dilindeki anlamı dolandırıcılıktır.
Halka açık hisse senetleri ile ilgili olarak doğru olmayan bilgi ve belgelerin tanımı da yatırımcıları kandırmaya girer.
Yalana girer.
Bu yalanı önceden bilip, halka açıklamadan hisse satmak da ayrı bir dolandırıcılıktır.
Gelişmiş ülkelerde insider trading in cezası büyüktür.
Türkiye'de ise böyle bir suçlamadan ceza alan kişi ya da kurum yoktur.
Bir bankacı suçlandı.
O da kurum yetkililerin katkısı ile kurtuldu.
İMKB'de insider trading yok mu?
Elbette var.
Hem de inanılmaz boyutlarda.
Borsada hangi hisse senedinde operasyon varsa arkasında mutlaka patron vardır.
Patronun olmadığı bir operasyon hüsranla sonuçlanır.
Patronun devrede olduğu operasyonda ise ısmarlama, hisse fiyatlarında hareket yaratacak bilgiler, operasyonu yöneten kişilerin isteğine göre patron tarafından borsaya ulaştırılır.
Galatasaray Sportif AŞ hisselerinde neler oldu?
Galatasaray Sportif AŞ ile Futbol AŞ 'nin birleşeceği, bu birleşmede gelirlerin artacağı açıklandı.
Gelir kaleminde en dikkat çeken ise Telekom Arena'dan elde edilecek bilet satışlarıydı.
Hisselerin fiyatları ise 400 lira seviyelerinde seyrediyordu.
Bu açıklamadan sonra Galatasaray Kulübü ciddi hisse senedi satışı yaptı.
Kulübün hisse oranı yüzde 83'den yüzde 55'e geriledi.
Galatasaray'ın kasasına ise 160 milyon lira girdi.
Buraya kadar sorun yok gibi görünüyor.
Alan razı, satan razı.
Ancak, satışta hile var.
Satıcı; yanlış bilgi vermiş.
Telekom Arena'nın bilet satışlarını gelir hanesinde gösteren kulüp yöneticileri ne zaman ki hisse satışları bitmiş:
-Affedersiniz, Telekom Arena'nın bilet satış gelirleri kulübe aitmiş.
Ve bu durumda gelirler derneğe gidecek.
İşte buna YUH denir.
Böyle bir açıklama iki yıl sonra mı yapılır.
Hisselerin üçte bir satıldıktan sonra mı yapılır.
Diyelim ki, GS yöneticileri art niyetli ve yatırımcılardan gerçeği gizlediler.
Peki, denetçi kurumlar ne yapıyordu?
Kör parmağım gözüne ortada olan protokolü neden görmediler.
Neden yatırımcıları uyarmadılar.
Birleşmeye nasıl izin verdiler.
Dahası, satışları nasıl göz yumdular.
Galatasaray büyük bir kulüp.
İlginçtir ki, yöneticileri hisse senetleri ile oynamayı alışkanlık edinmiş.
Örneğin Faruk Süren, o dönem Galatasaray Sportif hisseleri halka açık olmadığı için kendi hisseleri ile oynardı.
Ve borsaya aykırı satışlar yaparak üç aracı kurumun kapanmasına binlerce küçük yatırımcının zarar etmesine neden olmuştu.
Ki; Transtürk ve Makine Takım hisse senetlerinde yakın zamanda da gene manipülasyon dedikoduları konuşuluyordu.
Ünal Aysal, zengin biri.
Bu operasyonu kendi çıkarı için yapmış olamaz.
Ancak, Aysal'ın talimatı ve bilgisi dışında hiç kimse de böyle bir operasyon başlatamaz.
Ayrıca, Ünal Aysal, kendi şirketinde böyle bir operasyon yapmayı göze alabilir miydi?
Sormak lazım;
İki yıl önce yapıldığı söylenen mutabakatta kimlerin imzası var.
Stad gelirlerini yatırımcılardan gizleyerek derneğe veren kararı kimler almış.
Alan da satan da protokol yapan da aynı kişiler esasında.
Konuyla ilgili savcılığa 30 aşkın başvuru var.
Avukat Egemen Özbek; Ünal Aysal'a nitelikli dolandırıcılık ve manipülasyon suçlarından, SPK'nın görevini ihmal etmesi nedeniyle de 7 kişilik SPK Kurulu üyesine suç duyurusunda bulunduklarını belirtiyor.
Suç duyurusunun belkemiğini; küçük yatırımcı aleyhine faaliyetlerde bulunarak, şirketin büyük ortağı olan Galatasaray Derneği'nin kayırılması,
Yani haksız kazanç oluşturuyor.
Türk Telekom'dan önceki Ali Sami Yen Stadı'nın gişe gelirlerinin, Galatasaray Futbol A.Ş. üzerine olduğunu, Galatasaray Futbol A.Ş.'yi de halka açık olan Galatasaray şirketinin devraldığını söyleyen Özbey;
"Dolayısıyla Türk Telekom Stadı'nın gişe gelirleri, halka açık olan şirkete ait olmak zorunda. Burada usulsüz bir işlemle, uydurma bir mutabakatla stadın gelir haklarının derneğe aktırıldığı görülüyor. Hal böyle olunca en büyük gelir kalemi olan stattan olmuş olunuyor. Şirket futbolcu transfer ediyor. Maaşını veriyor. Stadın bakımını yapıyor. Kirasını ödüyor. Ama gişe gelirini dernek alıyor. Bu ne kadar ahlaka, akla, vidana, mantığa uygundur? Takdirinize bırakıyorum." diyor.
Bu işin peşini bırakmayacaklarını dile getiren Özbey, "İlk sermaye artırımında piyasadan 280 milyon lira para çekildi. Bu sermaye artırımını eğer durduramazsak, 400 milyon daha piyasadan para çekilecek. Bunlar derneğin beş kuruş para koymadan, küçük yatırımcının soyulmasıdır." dedi.
Galatasaray Şirketi'nin dünya tarihinde görülmemiş bir bedelli sermaye artırımı yaptığına dikkat çeken, Özbey,
"Yüzde 10 bin oranında sermaye artırımına gidildi. Normalde piyasada 1 TL olması gereken bir ürünü 25 TL'den sattılar. Örneğin elinizde 160 bin liralık bir eviniz var. Bu dairenin sizin elinizde kalması için '100 bin lira daha verin.' dediler. Sineye çektik. Mecburen bunu verdik. Tekrar ediyorum. Türkiye'de böyle sermaye artırımı görülmemiştir." dedi.
