NEYİ TARTIŞIYORUZ?
Günlerdir AKP deyimi ile bir barış sürecine,
Bizim deyimimiz ile
Bir "MÜZAKERE" sürecine kilitlendik.
Ekranlar evlere şenlik misali,
Ağzı olan konuşuyor,
Bilen de konuşuyor,
Bilmeyen de.
Bir tartışıma var,
Ama kimse neyi tartıştığını bile bilmiyor.
Bir AKİL adamlar gurubu seçildi.
Bölgeleri geziyorlar.
Halkı bir şeylere ikna etmeye çalışıyorlar.
Ama "İKNA" ettikleri konunun ne olduğunu,
Sürecin ne olduğunu,
Özetle ne yaptıklarını inanın onlar bile bilmiyorlar.
Hükümet kanadı süreç diyor.
Bu süreç neyin nesidir?
Neleri içeriyor, bunu kimse bilmiyor.
Ömer Çelik;
"MHP süreci provoke ediyor diyor".
İyide de o süreç ortada yok.
Kulaktan dolma bilgilerle herkes bir şeyler söylüyor.
Sadece endişeler var.
Başbakan AKİLLERE tepki gösterenleri densizlikle suçluyor.
Bence haksızlık ediyor.
Adam kafasında şüphe varsa,
Beklentileri karşılanmamışsa,
Tabii ki tepki gösterir.
Başbakanımız bu içi doldurulmamış müzakere sürecini eleştiren,
Biz bazı yazarları da ağır ifadelerle suçluyor.
Yine haksızlık ediyor.
Sen hükümetsin,
Devlet elinde,
Tamam, bir şeyler yapmaya çalışıyorsun,
Ama bir birey olarak beni ilgilendiren,
Benim devletimi ilgilendiren konularda bir şeyler planlıyorsun,
Bunu benim de bilmeye hakkım var!
Çünkü sen benim oylarımla oraya gelmişsin,
Eğer senin icraatını beğenmiyorsam,
Seni yine oyumla oradan alacak olan da benim.
Çünkü sen benim vekilimsin.
Vekil cumhuruna bilgi vermezse, işte böyle bir kargaşa doğar.
Evet, bir MÜZAKERE süreci yürütülüyor.
Ve bu süreci içeriğini bilenler çok az.
Başbakan biliyor,
Öcalan biliyor,
MİT biliyor,
Belki Adalet Bakanı biliyor,
Belki İçişleri Bakanı kısmen biliyor.
Ben, Cumhurbaşkanının bile,
Bu süreçten tam olarak bilgi sahibi olduğuna inanmıyorum.
Peki, bu tabloya baktığımızda,
İçeriği bilinmeyen bir sürece nasıl destek istenir!
Sonra EYALET SİSTEMİ,
Çift dilde eğitim gibi,
Hassas konularla,
Açıklamalarla benim kafamı karıştırırsan,
Türkiye Cumhuriyeti ifadelerini silersen,
TÜRK kimliğim ile oynadığının ipuçlarını verirsen,
Benden bu sürece nasıl destek istersin?
Daha da ileri gideyim,
OSLO"DA bir süreç yaşandı.
PKK, Öcalan ile AKP Hükümeti masaya oturdu.
Orada masada tartışılan bazı konular vardı.
Bunlar devletin savcısının iddianamesinde var.
Özerk bir Kürt bölgesi,
Türk Bayrağı yanında bir PKK bayrağı,
Kürtçe Ana dilde eğitim,
PKK"lılar affedilip bölgede öz savunma gücü olarak kullanılması.
Bunları tartıştınız.
Ve bazı gizli servisler bunları servis etmeseydi,
Bizim yine haberimiz olmayacaktı.
Eğer şimdi de bu tür bölücü, devleti bitirici, parçalayıcı şeyler müzakere masasında varsa,
Bunları yine sizin o pek kabul etmediğiniz,
TÜRK Halkının bilmeye hakkı var sanırım.
Ha olayı,
Tartışalım, kan dursun, bombalar patlamasın,
Türk Halkı bu olayı ısınsın,
Gevşesin,
Sonra bu rahatlık ortamından faydalanıp,
Bunları, " dayatırız" türünde düşünüyorsanız, Türkiye Cumhuriyetini insanlarının aptal olarak nitelendiriyorsunuz demektir.
Tabii ki buna itirazımız olacak.
Çünkü bu kan ile yoğrularak kurulan Türkiye Cumhuriyetini yıkıp yeni bir devlet kurma anlamı taşır ki,
İşte biz buna karşı duracağız.
Bence çok kıvırmaya, sesiz kalmaya gerek yok.
Delikanlı gibi ortaya çıkın, şu Öcalan"la neyin pazarlığını yaptınız?
Şu PKK ile devlet arasında,
Ahmet TÜRK"ÜN açıkladığı mutabakat ne?
Onları TÜRK Halkanı bir açıklayın hele,
Açıklayın ki Hanya nerede Konya nerede biz de öğrenelim.
