FESHANE Mİ? PİSHANE Mİ?
Günlerden Pazar,
Öğle saatleri.
Bir televizyon kanalında,
Ballandıra ballandıra FESHANE anlatılıyor.
Feshane şöyle,
Feshane böyle,
Organik ürünlerin kralı burada,
Doğal ürünlerin kraliçesi burada.
Ucuz mu?
Ucuz.
Doğal mı?
Doğal.
Reklam damardan olunca,
Hele hele eşinizin de,
Organik ürünlere karşı,
Önüne geçilmez bir zaafı varsa,
Feshane”ye gitmenin önüne,
Hiçbir güç geçemez demektir.
Öyle de oldu.
İçeriden hemen talimat geldi;
“Hazırlan Feshane”ye gidiyoruz”.
Talimat evin reisi,
Züleyha Hanım”dan gelince,
Akan sular durdu.
Ve sıcak, nemli, rüzgârlı bir havada BU ORGANİK diyarın yolunu tuttuk.
Bastık gaza,
Haliç'in kenarında,
Feshane göründü.
Ama bir problem vardı.
PARK YERİ ANA BABA GÜNÜ, uzunca bir kuyruk.
Başa gelen çekilir dedik, bekledik.
Yarım saat sonra arabamızı, kan ter içinde kalma pahasına park etmiştik.
Osmanlı İmparatorluğu askerlerinin FES ihtiyacını karşılamak üzere kurulan,
Haliç kenarındaki bu eski fabrika,
Şimdi halka başka türlü hizmet ediyordu.
Çeşitli şehirlerimizin, bölgelerimizin,
Doğal ürünlerini sergileniyor,
Her türlü yöresel ürün halkın alımına sunuluyordu.
Ancak Feshane'ye girişim,
İlk notu verişim pek zamanımı almadı.
Çadırlar arasında iki annemiz,
Önlerinde koca mavi bir leğen,
Leğenin içinde simsiyah bir su, bulaşık yıkıyorlardı.
Az önce yenen dönerin yağlı kalıntılarını bu su ile çıkarmaya çalışıyorlardı.
Ne kadar sağlıklı? Bunu siz tahmin edin!
Haliç kenarında büyük bir alan.
Dönerler dönüyor,
Tandırlar kaynıyor,
Oğlaklar çevriliyor,
Tezgâhlar doğal ürünlerle dolu.
Ama düzgün olmayan bir şeyler var.
Feshane binasının içi güzel.
Problem dışarıda konuşlanan organikçilerde.
Pazar alanının zemini asfalt toprak karışımı.
Hava rüzgârlı.
Her rüzgâr esişinde toz duman kıyamet.
Tandırlar açıkta pişiyor,
Dönerler açıkta pişiyor.
Köfteler kebaplar açıkta.
Stantlardaki peynir, ekmek, tereyağı açıkta.
Özetle berbat bir durum.
Bir yiyen, bir alan eminim bir daha buralara uğramaz.
Masaların üstü bir parmak toz-kir.
Çay bardaklarının nasıl yıkandığı belli değil.
Ve fiyatlar.
Tandır porsiyonu 27 lira.
Oğlak porsiyonu 30 lira.
Bu menünün yanına ayran, yoğurt, salata, kızarmış patates falan da alırsanız yandınız.
Üç kişilik bir ailenin hesabı 150 lira.
Boğazda yemek yeseniz inanın daha ucuza gelir.
Buraya gelenler genellikle gariban insanlar.
İnanın bu fiyatlar çok pahalı.
Gidecek dostlara tavsiyemiz yiyecekleri şeyin mutlaka fiyatını sormaları.
Ha güzel şeyler de aldık.
Peynir, yumurta, kaşar falan.
Onların fiyatlarının da piyasadan pek farkı yoktu.
Feshane”de ki bu kötü, hıjyenik olmayan görüntüyü,
Eyüp Belediye Başkan Yardımcısına sorduk,
Bize Büyük şehri adres gösterdi.
Büyükşehir de vakfı.
Özetle kimsenin sorumluluk alacağı yok gibi.
Bu sebeple Feshane'ye bir giden pişman, bir de gitmeyen.
Banan sorarsanız bir daha gitmemeyi tercih ediyorum.
