İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin Vefatı...
Asıl adı; El-Numan bin. Sabit bin. El-Numan Zutadır. Sünnilikte fıkhın lideri kabul edildiği için İmam-ı Azam ünvanıyla da anılır.
Hanefi Mezhebi'nin kurucusudur.
Babasının adı Sabit'tir. Horasan'ın ileri gelenlerinden bir zatın soyundan olan Numan ve ailesinin Arap olmadığı kesindir.
Türk veya Fars olduğu şeklinde görüşler yaygındır.
Dedesi Zuta'nın İslam dinini kabul ettiği, babası Sabit'in Halife Hz. Ali ile görüştüğü, kendisi,
evladı ve zürriyeti için duasını aldığı rivayet edilir. Künyesi olan Ebu Hanife "Hanif babası" anlamına gelir.
Ebu Hanife, günlük yaşamında dini çalışmalarının yanı sıra ticaretle de uğraşırdı.
Eğitimi
Ebu Hanife, küçük yaşta Kur'an'ı ezberlemiş ve Arapça'nın o zaman tasnif edilmekte olan sarf,
nahiv, şiir ve edebiyatını öğrenmiştir.
Gençlik yıllarında sahabeden Enes bin Malik'i, Abdullah bin Ebi Evfa'yı, Vasile bin Eska'yı, Sehl bin Saide'yi ve en son hicri 102'de Mekke'de vefat eden Ebu't Tufeyl Amir bin Vasile'yi görmüş, bunlardan hadis dinlemiş olduğundan tabiinden sayılır.
İmam-ı Şabi'nin tavsiyesiyle onun ders halkalarına devam etmeye başlamıştır.
Ebu Hanife; kelam, iman, itikad ve münazara bilgilerini Şabi'den öğrenmiştir.
Daha sonra Hammad bin Ebi Süleyman'ın ders halkasına katılarak fıkıh öğrenimine başlamış, Hammad'ın derslerine 18 sekiz yıl devam etmiştir.
Ebu hanife sık sık Mekke ve Medine'de çoğu tabiinden olan alimlerle görüşür, onlardan hadis rivayeti dinler ve fıkıh müzakereleri yapardı.
Ehl-i Beyt'ten Zeyd bin Ali'den, Muhammed el-Bakır'dan ilim öğrendi.
Tasavvuf bilgilerini Muhammed el-Bakır,
ondan sonra da Silsile-i Aliyye'den olan Cafer-i Sadık'tan aldı.
Sahabeden İbn-i Abbas'ın ilmini Mekke fakihi Ata bin Ebu Rebah'tan ve İkrime'den, Halife Ömer ve onun oğlu Abdullah'tan nakledilen ilimleri Abdullah bin Ömer'in azatlısı Nafi'den öğrendi.
İbn-i Mesud ve Ali'den nakledilen ilimleri de buluşup görüştüğü tabiinden öğrendi.
Görüşleri
Ebu Hanife, fıkhı; ''leh ve aleyhte olanı bilmek, tanımak'' diye tarif etmiştir.
Sorunları çözmede kullandığı kaynaklar sırasıyla edille-i şeriyye ismi verilen Kitap, sünnet, icma-i ümmet ve kıyas'tan oluşur.
Ebu Hanife rey ehli olarak bilinir, hadisleri sadece senet ve rivayet açısından değil, anlam açısından da kritiğe tabi tutar. Mana açısından Muhammed'e atfedilemiyeceğine inandığı hadisleri kabul etmez ve bu hadislere aykırı fetvalar vermekten çekinmez.
Bu şekilde 200 kadar hadise aykırı fetvası bilinir ve bu yüzden hadisleri dinde "mutlak nass" gören hadisçiler tarafından şiddetle tenkit edilir.
Ebu Hanife, kendi zamanında ''Dehriyyun'' denilen Cebriyye, İbn. Sebeciler, Mürcie gibi dini fırkalarla mücadele etmiştir.
Hizmetleri
Ebu Hanife, fıkhı kollara ayırıp her branşın bilgilerini ayrı ayrı toplamış, usuller koymuş, Feraiz ve Şurut ''şerait'' kitaplarını yazmıştır.
Ayrıca sahabenin peygamberden naklen bildirdiği iman, itikad bilgilerini de toplayıp yüzlerce talebesine bildirdi.
Ebu Hanife, İslamiyet'i iman, amel ve ahlak esasları olarak, tedvin etmiş, sorulara cevaplar vermiş, önce inançta birlik ve beraberliği sağlamış; ibadetlerde, günlük işlerde fıkhının esaslarını ve şeklini tespit etmiştir. Kendisine ikinci hicrî asrın müceddidi ünvanı verilmiştir.
Ebu Hanife'nin ictihad ve çalışmalarıyla tedvin ettiği fıkıh ''islam hukuku'' bilgileri ile oluşturduğu yola ''Hanefi Mezhebi'' denildi.
İlm-i Kelam mütehassısları yetiştirdi. Başta gelen talebeleri; Ebu Yusuf ismiyle meşhur Yakub bin İbrahim, Muhammed Şeybani her ikisi İmameyn, yani; iki imam olarak da anılır, Züfer bin Hüzeyl, Hasan bin Ziyad, oğlu Hammad, Davud-i Tai, Esad bin Amr, Afiyat bin Yezid el-Advi, Kasım bin Ma2an, Ali bin Müshir, Hibban bin Ali gibi alimlerdir.
Ölümü
Ebu Hanife, bütün zorlamalara rağmen Emevi ve Abbasi saltanat sahiplerine boyun eğmemiş,
yönetim anlayışını onaylamadığı Abbasi Devleti'nin ikinci halifesi Ebu Cafer Mansur Ebu Hanife'yi hapsettirip işkence ettirmiş ve zehirleterek, öldürtmüştür.
Mezhebi, İslam aleminin büyük bir kısmına yayıldı. Selçuklu sultanı Melikşah'ın vezirlerinden
Ebu Sa'd-i Harezmi, Ebu Hanife'nin kabri üzerine mükemmel bir türbe ve çevresine bir medrese yaptırdı.
Daha sonra Osmanlı padişahları bu türbeyi defalarca tamir ettirmiştir.
Eserlerinden:
Fıkhu'l-Ekber; Ebu Hanife'nin oğlu Hammad'ın babasından naklettiği en şöhretli eseridir.
Ayrı silsilelerle zamanımıza kadar gelen birbirinden kısmen farklı üç nüshası vardır.
Bu eser başta Ebu Mansur el-Maturidi olmak üzere birçok alim tarafından şerhedilmiş, defalarca Türkçeye çevrilmiştir. Ehl-i Sünnet akidesini kısa, özlü ve son derece ihatalı bir şekilde ifade etmektedir.
Er-Risale; Bu eser, Ebu Hanife tarafından Basralı alim Ebu Osman el-Betti'ye gönderilmiştir. Kendisi hakkında Mürcie'den olduğu hususundaki ithamları reddetmektedir.
El-Vasıyye; Avrupa kütüphanelerinde ve Kahire Kütüphanesinde (V/264) muhtelif nüshaları bulunan bu eserin Molla Hüseyin b. İskender el-Hanefi, Ekmelüddin el-Baberti ve el-Hadimi tarafından yazılmış şerhleri mevcuttur. el-Baberti şerhinin Nuru Osmaniye, Ayasofya, Bayezid ve Selim Ağa kütüphanelerinde yazma nüshaları mevcuttur.
Kaynak: Özgür Ansiklopedi.
