BAŞBAKANIN İRONİSİ; "MHP VE İŞÇİ PARTİSİ"
"Yavuz hırsız ev sahibini kovarmış"
Başbakanımızın bu günlerde dilene doladığı,
MHP_İP beraberliği,
En güzel şekilde,
Yukarıda ki atasözü ile açıklanabilir.
Öncelikle başbakanımızın yapmak istediği ne!
Ona bir bakalım.
İşçi Partisi sol bir partidir.
Maocudur,
MHP sağ bir partidir.
Türkçüdür,
Milliyetçidir.
Bu iki partinin tabanının doğal olarak birbirine yakın durması,
Birbiri ile sürtüşememesi mümkün değil.
Bu durum önceki yıllarda hep su yüzünü çıktı.
Siyasi hayatta,
Sağ sol kavgası sadece ve sade ülkenin yönetilme şekli ile açıklanabilir.
Özetle MHP ülkenin sağ milliyetçi muhafazakâr bir kadro ile yönetilmesini,
İşçi partisi de sol Maocu bir kadro ile yönetilmesini ister.
Durum böyle.
Ancak bu tablo eskiden di.
Artık Türkiye cumhuriyetinin bir rejim meselesinden çok,
Bir "BÖLÜNME,
Parçalanma,
Bir KÜRT Devleti kurma projesi var.
Bu iki partinin şu andaki mücadelesi,
Bu ihanet projelerini önleme yönünde.
Başbakan sanırım bu tabloyu göz önüne alıyor,
Kendine göre damardan siyaset yapıp,
MHP ile İP'sini aynı potaya koyuyor.
Bu durum yapılmak istenen İP gibi sol partilerden,
Nefret eden ülkücülerin kafasını karıştırmak.
Onların oylarını almak.
Peki, Başbakanın bu stratejisinden etkilenecek ülkücü olabilir mi?
Sanmıyorum.
Milliyetçiliği ayaklar altına alan,
Türkiye Cumhuriyeti ibarelerini sildiren.
Türkçüler gününü bayraklarla kutlayan ülkücü gençleri tazyikli suyla dağıtan,
Bir iktidar TÜRKÇÜ gençlerden nefretten başka ne bekleyebilir ki!
Özetle yavuz hırsız olarak ev sahibine şirin görünmeye çalışıyor.
Peki, görünebilir mi?
Bunun çok güzel bir cevabını,
Dün sosyal paylaşım sitelinde gördüm;
Milli içeçek - Ayran
Milli yiyecek - Cop
Milli parfüm - Biber gazı
Milli losyon - Tazyikli su
Milli uyuşturucu - Yandaş medya
Milli kahraman - Apo
Milli irade - İmralı
Milli hamle - T.C'nin kaldırılması
Milli alerji - Ulusal bayramlar
Bu tablo AKP iktidarını en iyi özetleyen tablo.
Mücadele vatan millet,
Bölünme parçalanmaya karşı direniş.
Partiler arasında eylem birliği olabilir.
Çünkü AKP artık gemi azıya almıştır.
Kendinden başka irade, tanımamaktadır.
Medyamız,
Kurumlarımız üzerinde müthiş bir baskı vardır.
AKP iktidar baskıları ile birçok ünlü yazar köşesinden olmuştur.
Büyük gazete ve de televizyonlar dahi,
İktidar hakkında tek kelime yazmaktan-söylemekten korkmaktadır.
Hatta MHP-CHP mitinglerini bile vermekten korkmakta,
Başbakanın gazabından ürkmektedirler.
Bu görüntünün adı da "DEMOKRASİ" olmaktadır.
Bunun anlamı, Türkiye'nin üzerindeki AKP kâbusudur.
Diğer taraftan, Beşir Atalay'ın açımlamaları.
AKP Hükümetinin 1999 yılından beri,
PKK ile mücadele etmediğini,
Müzakere ettiğini ortaya çıkarmış,
Özetle PKK'nın önü açılmış,
Askerimizin mücadele gücü bitirilmiştir.
Bu görüntü, AKP ili PKK'nın,
AKP ile Öcalan'ın yıllardır kanka olduğunu.
VE BOP projesinde birleştiklerini gösterir.
Özetle MHP, İşçi Partisi ile bölünmüş mücadelesinde aynı safta olabilir.
Bu bir vatan millet mücadelesidir.
Ama AKP -PKK ile birlikte,
Bir kanlı örgütü ile birlikte.
Kankadır ve el eledir diz dizedir.
Beklide referandumlara bile birlikte gidecektir.
Böyle bir partiye hangi ülkücü oy verebilir?
Öze gelirsek MHP'nin Öcalan'la müzakere eden AKP"ye yakın olacağına,
Bölünme senaryolarına karşı mücadele eden İP ile yan yana durması yeğdir.
