Anneler Gününü Birgünlük Değil, Ömür Boyu Olmalıdır...
''Hüznün kırık gölgesi duvak olmuş yüzüne,
Gözyaşındaki sitem desen çiziyor anne!
Durulmuş ipek sanki sükut düşmüş özüne,
Görünmez mateminden çile sızıyor anne!
Ruhundaki olgunluk ışıldarken her yana!
Merhametin nur saçar en karanlık vicdana,
Gülün kalbinde adın alnında yüce yazgı,
Gönlün Kabe kapısı semaya dönük her dem,
Şükürle biçimlenir kalınlaşan her çizgi,
Sinendeki nüvede saklı incidir erdem.
Kutsiyetin ad olmuş Fatıma'da hicrana,
Sümeyye'nin göğsünden akan onurlu kana!
Yıldızlar kümelenir çözülen saçlarında,
Sessiz çığlığın düşer karanlık gecelere,
Umudu yeşertirsin açık avuçlarında,
İsmindir şeref veren anlamlı yücelere.
Serzenişlerim sensiz yaşadığım her güne,
Anne, sen yanımdayken ölümler eş düğüne!
Yağmur sonrası açan gelincik ahengisin,
Yaşmağındaki aktan süzülürken iffetin.
Süslü gökkuşağının sekizinci rengisin,
Masum çocuk dünyamı mühürlerken saffetin.
Sen canımda oldukça, şükür dolar her an'a,
Varlığımı kuşatan en güzel şeysin ana!
Sarılıp okşadıkça cennet kokulum derdin,
Oysa cennet bahçesi merhametli kucağın,
Bin bir meşakkat ile bana bir ömür verdin,
Sen benim gözbebeğim ben nazlı yavrucağın.
Aynadaki suretim ne çok benziyor sana,
Anne, bırakma beni, hiç bırakma yabana!
Yıllar acımasızca kan süzmüş nefesinden,
Istırap çiçekleri seni yorgun bırakmış,
Umut bestelemişsin bebeğinin sesinden,
Tevekkül dinginliğin sabır saçında akmış.
Ruhumu sıvazlarken ellerindeki kına,
Melekler konuk olsun cennet düşlü uykuna!
Kararsız iklimlerin hayat veren yazısın,
Dilindeki dualar ömre bahar nakışlar,
Kaderime hükmeden en mukaddes yazısın,
Sevincimle şenlenir elem kokan bakışlar.
Şefkat yüklü buseler sevda işlerken cana,
''Annem'' diye haykırmak istiyorum cihana!
sevim yakıcı
***
Ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır:
''İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi o'nu her gün biraz daha güçsüz düşerek, karnında taşımıştır.
O'nun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur.
İşte onun için insana şöyle emrettik:
"Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır."
(Lokman;14)
Görüldüğü gibi anne, babaya itaat etmek günah ve farz olan şeyler haricinde farzdır.
Bir gün bir kişi Resulullah'a gelerek, ya Resulullah, anne babanın evlatları boynundaki hakkı nedir? Efendimiz şöyle buyurdu:
"Onlar senin cennet ve cehennemindir."
Hz. Ali efendimiz de, şöyle buyurmuştur:
"Anne babaya iyilik yapmak en büyük farizadır."
İmam Sadık Hazretleri;
"Allah anne babaya iyilik etmeyi emretmiştir"ayetini şöyle açıklamıştır:
"İyilik etmek onlarla iyi geçinmek ve ihtiyaçlarını ağız açıp istemeden yerine getirmektir..."
Resul-i Ekrem efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Kim ömrünün uzamasını ve rızkının bollaşmasını istiyorsa, anne babasına iyilik etsin ve akrabalarına sılayı rahimde bulunsun."
Efendimiz (s.a.v):
"Kıyamet gününde iyilerin efendisi ölümlerin'den sonra anne ve babalarına iyilik yapan kimselerdir."
İmam Rıza;
"Anne babaya iyilik etmek vaciptir; hatta müşrik olsa dahi. Elbette Allah'a isyan olan şeylerde onlara itaat edilmez."
Bir gün birisi Resulullah'a sorar:
"Ben kime iyilik yapayım."
Resulullah;
"Annene"der.
Sonra tekrar kime diye sorduğunda tekrar; "Annene" der.
Adam tekrar sorar;
Resulullah tekrar "Annene" der.
Adam tekrar sorunca Resulullah bu sefer; "Babana" diye cevap verir.
Bir kişi Resul-i Ekrem'e gelerek;
"Ya Resulullah, ben çok kötü işler yapmışım, acaba benim tövbem kabul olur mu?''ded.
Resul-i Ekrem, "Acaba annen veya baban yaşıyor mu? diye soruyor;
o da; "Babam yaşıyor" dedeyince,
Resul-i Ekrem;
"Git ve ona iyilik et"buyurdu.
Adam çıkıp gittikten sonra, Resul-i Ekrem yanındakilere dönerek, şöyle buyurdu:
"Keşke annesi olsaydı da ona iyilik etseydi; tövbesi daha çabuk kabul olurdu."
Resul-i Ekrem'den (s.a.v) şöyle nakledilmiştir: "Cennet annelerin ayağı atındadır."
"Annelerin ayaklarının altı, cennet bahçelerinden bir bahçedir"buyurmaktadır.
Evet; Senede bir gün anneler günü kutlamakla annelerimizin haklarını ödediğimizi zannetmeyelim. Ömür boyu onları sırtımızda taşısak, yinede onların bir gecelik üstümüzde titrediği hakkını ödiyemeyiz.
''Ana-babası, yanında ihtiyarladığı halde, rızalarını alamayıp, Cenneti kazanamayanın burnu sürtsün.'' (Tirmizi)
Hasan-ı Basri hazretleri, Kabe'yi tavaf ederken sırtında yük olan bir zat görüp der ki;
''Niçin yükle tavaf ediyorsun?''
''Bu yük değil, babamdır.
Bunu Şam'dan yedi defa getirip tavaf ettim. Çünkü, bana dinimi, imanımı öğretti.
Beni İslam ahlakı ile yetiştirdi.''
''Veysel Karani'nin kavuştuğu bütün ihsan ve dereceler, anasına yaptığı iyilik sebebiyledir.''(R.Nasıhin)
''Ya Resulallah, annem müşriktir. Ona iyilik etmem caiz midir?''diye sorana;
''Evet, annene iyilik ve ihsanda bulun!'' buyuruldu. (Ebu Davud)
''Ya Resulallah, yaşlı anama elimle yedirip içiririm. Abdestini aldırır, sırtımda taşırım.
Hakkını ödemiş olur muyum?''diye soran kişiye buyurdu ki;
''Hayır, yüzde birini bile ödemiş olamazsın.
O sana, yaşaman için hizmet ediyordu, sen ise, ölümünü bekleyerek, hizmet ediyorsun.
Ancak Allah'ü Te'ala, bu az iyiliğine karşılık çok sevap ihsan eder.'' (R. Nasıhin)
