DURMAK YOK "YANLIŞ"YOLA DEVAM
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Reyhanlı"da ki patlamalarla ilgili olarak;
"Çözüm sürecini çekemeyenler, hazmedemeyenler var"diyor.
Bende diyorum ki;
"Hadi canım sende".
Bu kadarına da pes doğrusu.
Yani, Başbakanımız utamasa bunu da milliyetçiler,
Çözüm sürecine karşı olanlar,
Hatta Silivri'dekiler yaptı diyecek.
PKK yaptı diyemiyor,
Suriye İstihbaratı yaptı diyemiyor,
Radikal gruplar yaptı diyemiyor,
ABD-İsrail ikilisinin kışkırtma amacı ile yapabileceğini söyleyemiyor,
Çözüm sürecini çekemeyenlere lafı getiriyor,
Kusura bakmayın Sayın Başbakanım,
Bu kadarına kargalar bile güler.
Yapmayın yahu!
Biraz vicdan,
Biraz insaf.
Türk insanı bu tür boş lafları,
Temeli dayanağı mesnedi olmayan iddialara kanacak kadar cahil değil.
Lütfen biraz saygı gösterin.
Politika-siyaset bu olmamalı.
Aslında kimin yaptığından çok,
Bugün sormamız gereken soru,
Bu "KANIN" vebalini kimin üstleneceği?
Önce gümrük kapılarımız uçuruldu,
Kamyonlarımız derbeder edildi.
İnsanlarımız öldü.
Sonra sınırlarımıza bombalar düştü, yerleşim alanlarımıza top mermileri yağdı,
Sonra da Reyhanlı olayı.
Elliye yakın ölü,
Çoğu ağır 100 üzerinde yaralı.
Ve de sakat
Bu insanlar yok yere öldüler.
Bizim asla taraf olmamamız gereken.
Bizi hiç ama hiç ilgilendirmeyen,
Bir "KİRLİ" savaşın kurbanı oldular.
Bu insanlarımızın ölümünden AKP iktidarı ve Davutoğlu sorumludur.
Aynı İsrail'le yaşadığımız gemi olayında olduğu gibi.
Aslında bu savaşın içinde mutlaka olması gereken iki ülke var.
Biri Müslüman katili ABD,
Diğeri de Siyonist İsrail.
Ama onlar kenarda.
Taşeron kullanıyorlar.
Taşeron kim?
Tabii ki Türkiye.
Öyle bir savaş ki?
Türkiye Cumhuriyetinin bu savaşa taraf olması için,
Bu Ortadoğu bataklığının içine sürüklenmesi için,
Bir tek sebebi yok.
Emine Erdoğan Hanımefendi,
Kıblemiz Mekke, Medine, Bağdat olsun diyor.
İyi güzel de hükümetimizin kıblesi ABD.
Ne olacak şimdi.
Bir SUNNİ eksen hayali.
Bir Davutoğlu Ütopyası bizi bilinmez bir geleceğe götürüyor.
Aslında bu KİRLİ savaşta tam tersine,
Filistin için,
Siyonist İsrail"in alçakça planları için, bizim Suriye'nin yanında olmamız gerekiyor.
Lafa gelince one munite,
İcraata gelince,
Ağam İsrail,
Paşam ABD.
Böyle Dış Politika olur mu?
Ne işimiz var bizim Suriye ile!
Başbakana sormak istiyorum;
Şimdi Suriye ile savaşacak mıyız?
Suriye ile savaşmamız için bir tek bir tek sebep göstersin!
Bakın Hükümetin yanlış Suriye politikaları sonucunda neler oldu;
En uzun sınıra sahip olduğumuz bu ülke ile artık en az yüz yıl KANLIYIZ.
PKK Kuzey Suriye'yi işgal etti.
Özerkliğini ilan etti.
Altımız bir cephanelik oldu.
Özetle sıra da bizim tarafa geldi.
Demek ki Beşir Atalay'ın 1998'de başlattık dediği PKK,
MÜZAKERELERİNİN(!) içi boş değilmiş.
Bu arada İran düşmanımız oldu.
Rusya düşmanımız oldu.
Irak düşmanımız oldu.
PKK bize karşı büyük bir üstünlük kazandı.
Peki, bizim kazancımız ne?
Bol yaralı,
Bol ölü,
Bol sakat.
Ve de bizim insanlarımız sokakta dilencilik yaparken,
Emeklimiz sürünürken,
Suriye Arap'ına bahşettiğimiz milyar dolarlar.
Bir ülke bu kadar kötü yönetilebilir mi?
Yönetiliyor demek!
Hala birileri ekran karşısına çıkıp patlamayı çözüm karşıtı olanlara ihale etmeye çalıştığına göre.
Geriye diyecek tek şey kalıyor;
"DURMAK YOK YOLA DEVAM".
Ama biz arkanızda olmak istemiyoruz.
Nokta.
