31 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
3°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

İslam ve Hükümleri...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İslam'ın, Kur'an-ı kerimden çıkan hükümler ile belirlenmiş üç esas temeli vardır:

İBADETLER

İbadet, İslam'da, genel olarak, Allah'ın hoşnut ve razı olduğu her çeşit eylemi kapsamına alır.

Namaz, oruç, hac, zekat ve kurban bu ibadetlere örnek olarak verilebilir.

MUAMELELER

İnsanlar arasında medeni, ticari, ekonomik ve sosyal bütün ilişkileri, insanların devletle ve devletlerin de birbirleriyle münasebetleri bu bölümde yer alır.

İslam dini, doğumdan ölüme kadar evlenme, boşanma, nafaka, velayet, vekalet, vesayet, miras, alış veriş gibi toplum hayatının gereği olan tüm medeni muamelelere ve hatta devletler hukukuna ait hükümler getirmiştir.

CEZA HUKUKU

İslam dininin emir ve yasaklarına uymayan veya toplumsal düzeni bozmaya çalışan kimselere karşı verilecek bedeni, mali veya caydırıcı bazı cezai hükümleri kapsar.

İbadetler her ne kadar şahsıları ilgilendirse de diğer iki husus kesinlikle devletin kapsama alanı dahilindedir.

Bunlara örnek verecek olursak mesela Kur'an-ı Kerimde kısas ayeti vardır:

''Ey iman edenler, öldürülenler hakkında size kısas yazıldı ''farz kılındı''.

Özgüre karşı özgür, köleye karşı köle ve dişiye karşı dişi. Fakat kimin ''hangi katilin'' lehine, onun ''maktulün'' kardeşi ''varisi veya velisi'' tarafından bağışlanırsa, artık ''yapılması gereken'' örfe uymak ve ona maktulün varis veya velisine güzellikle ''diyet'' ödemektir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim bundan sonra tecavüzde bulunursa, onun için elem verici bir azab vardır.'' (2/178)

''Ey akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki sakınırsınız.'' (Bakara; 179)

Korunan, ''iffetli'' kadınlara ''zina suçu'' atan, sonra dört şahid getirmeyenlere de seksen değnek vurun ve onların şahidliklerini ebedi olarak kabul etmeyin. Onlar fasık olanlardır.'' (Nur; 4)

''Yaptıklarına bir karşılık ve Allah'tan caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.'' (Maide; 38)

İslamiyet, insanlara merhamette ve adalette din, dil, ırk ayırımı yapmaz, ama eğer Devlet İslami bir yönetime sahip ise, onlara dinlerine göre bir ayırım ve muamele yapar.

Mesela böyle bir devlette hıristiyanlar zımmi hükmüne tabidirler.

Devletin zimmeti altındadırlar. zimmet; gayri müslimlerin cizye verip itaat etmelerine karşılık İslam topraklarında yerleşmelerine izin verilmesi;

mal, can, ırz ve inançlarının korunması ve dış saldırılara karşı İslam Devleti tarafından savunulmaları demektir.

Gayr-i müslimlerle zimmet anlaşmasını ancak İslam devlet başkanı veya yetki verdiği kimse yapabilir.

Hz. Aişe'den rivayete göre, şöyle demiştir:

''Bir kadın tanınmış kimselerin adını kullanarak kendini tanımayan insanlardan ödünç mücevherat alıp onları satıyordu.

Bunun üzerine kadın yakalanıp Rasulullah'ın huzuruna götürülünce, kadının akrabaları Üsame'nin yanına koştular. Üsame'de kadının bağışlanması için Rasulullah ile konuşunca, Rasulullah'ın yüzünün rengi değişti. Üsame konuşuyordu. Sonra Rasulullah şöyle buyurdu:

''Allah'ın hükümlerinden bir hükmü yerine getirmemem için bana aracı mı oluyorsun?'' Üsame:

''Ey Allah'ın Rasulü benim için Allah'tan bağışlanma dile'' dedi.

Daha sonra Rasulullah kalktı ve günün akşamı bir konuşma yaparak Allah'a gerektiği biçimde hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu:

''Sizden önce gelip geçen insanların helak olmalarının sebebi aralarında zengin kimseler hırsızlık yapınca bırakıyorlar, zayıf ve fakir kimseler hırsızlık yaptıklarında ise cezayı uygulamakta idiler.

Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Muhammed'in kızı Fatıma bile hırsızlık yapsa onun da elini keserdim.''

Sonra bu kadının da eli kesildi.

(Tirmizi, Hudud Ebu Davud)

Efendimiz, Allah'ın hırsız hakkında verdiği hükmü bir devlet başkanı olarak, uyguluyor ve bunu yapanın kızı dahi olsa Allah'ın hükmünü uygulayacağını buyuruyor.

''Biz onda, onların üzerine yazdık; Can'a can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve ''bütün'' yaralara karşılık da kısas vardır.

Ama kim bunu sadaka olarak, bağışlarsa o kendisi için bir keffarettir. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalim olanlardır.''

(Maide; 45)

***

''İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin

Ne teze mezara okunmak ne fal bakmak için

İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin

Ne duvarlara asılmak ne el sürülmemek için

İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin

Ne tezhip ne sülüs ne hat yazmak için

İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin

Ne tapınak ne nutuk ne vaaz dini için

İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin

Ne meslek kaygıları ne kariyer hesapları için

İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin

Ne erkeği yüceltmek ne kadını aşağılamak için

Ne Araba paye vermek ne Acemi hor görmek için''

MEHMET AKİF ERSOY.

***

Evet; Bu emirlere uyulsaydı acaba suç oranları bu kadar artar mıydı..?

Bu gidişatla dünya nereye gidiyor, onuda bilmiyorum...! Takdir okuyucumuzundur...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *