FAİZ LOBİSİ
Dünya ekonomilerinde küresel krizin etkileri silinirken.
Avrupa ekonomileri toparlanma sürecine girerken.
IMF'ye borcumuzu sonlandırıp, borç verecek konuma gelirken.
Derecelendirme kuruluşları ülke notumuzu, yatırım yapılabilir, seviyesine yükseltmişken.
Borsa tam gaz gidip, psikolojik sınır olarak tanımlanan 100 bin puanı geçmek için hamle yaparken…
Taksim'de Gezi Parkı protestoları başladı.
Borsaya nazar değdi.
BİS 70 bin puan seviyelerine geriledi.
Yaklaşık 30 bin puanlık kayıp, borsa şirketlerinin değerini 70 milyar dolar azaldı.
Döviz yükseldi.
Sıcak para, ülkeden çıkış sinyalleri vermeye başladı.
BİS, olaylar durulduğunda toparlanır.
Döviz fiyatları da rayına oturur.
Ancak ürken bir sermayeyi durdurmak zordur.
Sıcak para girişi durup, çıkışı başlarsa cari açık patlar.
Çünkü ekonomi yönetimi cari açığı sıcak para ile dengeliyorlar.
Kurmayları ve danışmanları da bu tehlikeyi gördükleri için Başbakanı uyardılar.
Başbakan bunun için Tunus'tan İstanbul'a indiğinde bankaları uyardı,
Verdi veriştirdi.
Bankaları diyorum.
Çünkü Başbakan açık ve net olarak faiz lobisinden söz etti.
-Faiz lobisine rağmen buralara geldik.
_ Bu faiz lobisi şu anda borsada spekülasyonlara girmek suretiyle bizi tehdit ettiğini zannediyor.
- Şunu da çok iyi bilmeleri lazım, bu milletin alın terini biz onlara yedirtmeyeceğiz
- Bir bankanın genel müdürü çıkıp da eğer bu vandalizmin yanında olduğunu söylüyorsa
Onlar karşısında bizi bulacaklardır" dedi.
Borsanın üç beş günde 70 milyar dolar erimesi sadece bizi değil, yabancıları da ilgilendiriyor.
Elbette, bıyıklı yabancıları da.
Kimdir bunlar?
Başbakan'ın açıkladığı gibi bankacılar.
Dahası; bazı medya patronları,
Holding sahipleri, halka açık şirket sahipleri,
Milyar dolarlık servete sahip bıyıklı yabancılar,
Sadece BİS'te değil dünya borsalarında da oynuyorlar.
Piyasalarda dalgalanma olduğunda servetlerini korumak ve de Türkiye'de olası bir soruşturmadan kurtulmak için kendi adlarına işlem yapmadıkları gibi,
Yurt dışında fon kurarak, yabancı statüsüne kavuşuyorlar
Hatta bazı holding sahipleri, yurt dışında tuttukları paraları,
Kendi şirketlerine fonlar aracılığı ile (kendi denetimlerindeki fonlar) kredi olarak kullandırıp,
Vergi kaçırıyorlar.
Sıcak para kaçışı başladığında,
Piyasa içindekiler iyi bilir ki, gemiyi ilk terk eden yabancılar değil,
Türkiye'ye yabancılaşan banka, holding sahipleridir.
Başbakan onların kim olduğunu biliyor.
Dahası, yıllık yüzde 5-7 gibi düşük faiz oranlarının onları tatmin etmeyeceğini de.
Piyasaların dalgalanması birlikte hareket eden bu lobinin işine yarar.
Zaten Sayın Erdoğan' ın da vurguladığı gibi yüzde 7500 faiz rantını da bu lobi yedi.
Merak eden arşivlere bakarak bu bankaların hangileri olduğunu görür.
Çünkü banka adı veremiyoruz.
Mesut Yılmaz'ın zamanında çıkan bir kanun sebebiyle banka adı verdiğimizde bir anda kendimizi hâkim karşısında buluruz.
Gezi Parkı protestosu ile piyasaları saran dalgalanmanın boyutu,
Türk ekonomisi için yıkıcı boyutlara ulaştı.
70 milyar dolarlık bir zarar, kırılgan yapıya sahip ekonomilerde tsunami yaratır. Başbakan da bu tehlikeyi gördüğü için faiz lobisine yükleniyor.
En yüksek kar sağlayıp, en yüksek kurumlar vergisi ödeyen bankanın genel müdürünü vandalizm ile suçluyor.
Sayın Erdoğan, meydanlarda tencere tava çalanlardan değil,
Piyasalardaki ürkütücü dalgalanmadan çekiniyor.
Bu nedenledir ki; İstanbul'dan sonra Ankara'da da rant lobisine yüklendi;
"Faiz lobisi" kendine çeki düzen ver.
Bu lobi yıllarca benim milletimin alın terini sömürdü,
Bundan sonra sömüremeyeceksin.
Olay sadece lobiyi oluşturan bir banka, iki banka kim varsa.
Hepsi için aynı şeyi söylüyorum,
Siz ki bize karşı bu mücadeleyi başlattınız bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz. Utanmadan sıkılmadan borsayı çökertmeye çalışıyorlar,
Çökersen sen çökersin.
Benim borsada param yok.
Biz spekülatörlere fırsat vermedik.
Yarın da vermeyeceğiz.
Eğer yakalanırsan ümüğünü sıkarız.
Geçmişte birileriyle anlaşıp yüzde 7500 faizle halkı soyuyordunuz.
Bu geçmişte kaldı".
Dileriz Başbakan sözünü tutar.
Halkı soyan faiz lobisinin ümüğünü sıkar.
Bu arada borsayı silkeleyenlerin,
Onların silkelemesine izin veren yöneticilerin, denetçi kurumların da ümüğünü sıkar.
Borsada yatırımcı yok.
Kumarbaz var.
Sınıflarsak; büyük kumarbazlar, onların gölgesindeki küçük kumarbazlar
Borsa; yatırım enstrümanı olmaktan çıktı,
Kumarhaneye dönüştürüldü.
Temettü dağıtılmayan borsa
Batık şirketleri, yatırımcıları zarar ettirerek kurtarma merkezi oldu.
Batık şirket patronlarının manipülatörler aracılığı ile yatırımcıları soymasına dur diyen yok.
Aksine yatırımcıların cebindeki son parayı da alsınlar diye çeşitli enstrümanlar üretiyorlar.
Batık şirket patronlarının manipülasyonunu denetçi kurumlar görmüyor olacak ki
bugüne kadar ceza alan bir şirket sahibi yok.
Neyse ki Sayın Erdoğan BİS üzerinde oynanan tehlikeli oyunu gördü. Temennimiz; BİS te tezgâhlanan oyunlara kesin önlem alıp, birilerinin ümüğünü kötü sıkmasıdır.
