31 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Kar yağışlı
1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Orucun Farz Oluşu...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İnsanların ve cinlerin niçin yaratıldıklarını bizzat yaratıcı bildirir:

"O'na ibadet etsinler, yani O'nu tanısınlar diye." (51/56)

Ancak, sınırlı bir akılla sınırsız bir varlığın tanınması zor, hatta hakkıyla tanınması imkansız olduğundan nasıl tanıyacağımızı ve nasıl kulluk edeceğimizi de biz yine O öğretmiş ve kullukla ilgili bazı fiilleri zorunlu farz kılmıştır.

Yani Allah'ı tanımanın ve O'na kulluğun asgari şartı bu zorunlu ibadetlerdir.

Oruç da bu ibadetlerden, biridir.

Allah Resulü (s.a.v.), bir mübarek sözlerinde, bu temel ibadetleri bir arada anar ve buyurur ki;

"İslam beş şey üzere kuruludur:

''Allah'ı birlemek, namazı dosdoğru kılmak, zekatı vermek, Ramazan orucunu tutmak ve hac yapmak." (Müslim)

Tek başına bu hadis bile, orucun farz olduğunu bildirmeye yeter. Ancak bundan önce Kur'an-ı Kerim de orucun inananlar için bir farz olduğunu vurgulu bir ifade ile bildirmiştir.

"Ey mü'minler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılınmıştır ki, sakınasınız." (2/183)

Daha önceki semavi dinlerde de oruç bulunduğu için, Allah Resulü Efendimiz orucu biliyordu ve Medine-i Münevvere'ye hicret etmezden önce, Aşure orucuna da devam ediyordu.

Hicretten sonra, ikinci yıl Muharrem'in onunda, çocuklara varıncaya kadar bütün müslümanlara oruç tutturmuş ve aynı yıl Ramazan orucu farz kılınınca; "Aşure günü dileyen oruç tutsun, dileyen terketsin." buyurmuşlardır.

Yani; Ramazan orucu ilk defa Hicretin ikinci yılı içerisinde farz kılınmıştır.

Farz kılınışı büyük Bedir Harbinden bir ay ve birkaç gün önceye rastlar.

Bedir Harbi ise, aynı yıl Ramazan'ın onyedinci Cuma günü vuku bulmuştur. Buna göre Ramazan orucunun farz kılınışı, Şaban ayı içerisinde olmuş olur. (Tahir'ül-Mevlevi)

Allah Resulü dokuz sene Ramazan ayı orucunu tuttuktan sonra vefat etmiştir.

(İbn Kayyim, Zadü'l-maed)

Bu, farz olan Ramazan orucudur. Bunun dışında vacip, sünnet, müstehap, nafile, mekruh ve haram olan oruçlar da vardır. (Tahirü'l-Mevlevi)

Farz olduğu, Kitap ve sünnetin kesin delilleriyle sabit olduğu için, orucu inkar küfürdür, insanı dinden çıkarır.

Hafife ve alaya almanın da aynı olduğunu söylemişlerdir. Hatta, inanmakla beraber; ibadetleri yapmamak insanı dinden çıkarmasa bile, herkesin göreceği yerlerde açıkça oruç yemenin, orucu hafife alma anlamına geleceğinden, küfür olduğunu söyleyenler de vardır.

Özürsüz olarak bozulan bir günlük Ramazan orucunun kaçırılan sevabı, bütün zaman sürecini oruçla geçirmekle dahi karşılanamaz.

(Zehebi, Kitabu'l-kebair)

Diğer yönden, tutulması halinde; "Orucun sevabı; Allah'tan başka kimsenin takdir edemeyeceği kadar büyüktür."

"Her iyiligin karşılığı on ilâ yediyüz katıyla verileceği halde, orucun karşılığını ancak Allah bilir."

"Oruçlunun acıkmaktan doğan ağız kokusu, Allah için miskten daha güzeldir.",

"Oruç, ateşten koruyan bir kalkandır. tutana Kıyamet günü şefaatçidir.",

"Oruçlu, duası geri çevrilmeyen üç gruptan biridir.", "Ramazan orucunu dünya ile ilgili faydalardan ötürü değil de, sadece Allah için tutanın geçmiş günahları bağışlanır.", "Ramazanda yapılan nafile bir ibadet, sevap bakımından diğer günlerdeki farzlara denktir.

Farz ise, diğer günlerdeki yetmiş farza denktir." 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *