İslami konularda fetva verme yetkisi...
FETVA vermek, dini ve hukuki bir konuda görüş bildirmektir. Bu sebeple dinin kaynakları olan Kur'an'ı, Hz. Peygamberin hadislerini, ashabın görüş birliği ettiği konuları genel olarak bilmek gerekir.
Fetva verilen konuda İslam alimlerinin görüşlerinden de yararlanmalıdır.
Bununla birlikte soruyu soran kişinin özel durumu ve içinde bulunduğu şartlar da önemlidir.
Son olarak fetva veren kişinin olayları yorumlayabilecek kabiliyette ilim sahibi olması gerekir.
ALO FETVA
Diyanet İşleri Başkanlığı hersene olduğu gibi, bu senede halkımızın dini konlarında aydınlatıcı fetvalarına gerek yazılı ve telefonla anında yardımcı olmaktadır.
Aslında dini hususlarda sorulacak sorular, Diyanet görevlilerinden alınan cevaplar muteberdir.
Çünkü, Diyanet İşleri Başkanlığı yetki taşıyan bir kurumdur.
Utanarak, erkek hocalara soru yönetemeyen hanımlara da daha rahat soru sormaları için Hanım hocalar görevlendirilerek, müslümanlar, istedikleri soruların cevabını rahatlıkla anında alabiliyorlar.
KABİR ZİYARETLERİ
Mübarek Ramazan ayının hululi ile insanlar bir çok türbelere akın etmekte.
Diyanet İşleri Başkanlığının uyarıcı levhaları orada asılı olduğu halde, Oruç Baba veya Telli Baba veya başka türbelere akın eden ziyaretçiler, nerede ise, şirke iştirak ediyorlar. Türbelere çaput bağlamak, mum yakmak, ev anahtarının türbe duvarlarına sürülerek, veya genç bir kızın duvağını türbe üstüne gererek, sirke ve şeker değişimi yaparak, türbeden yardım istemeyi dinimiz İslam yasaklamıştır. Bu gibi fiiller, cahiliyye devri adetlerinden olup, dinmizde yeri yoktur.
YARDIMLAŞMA
Onbir ayın sultanı Ramazan ayını fırsat bilerek, bu ayı ibadet zikirle geçirmeliyiz. Fakir ve fukarayı gözetmeliyiz. Sofralarımızı fakirlerle şenlendirmeliyiz.
Düşkün yoksul insanlarımıza yardımcı olmalıyız.
Her müslüman üstüne düşen görevini yerine getirmeli bu ayın değeri bilinmelidir.
Hasta kardeşlerimizi ziyaret ederek, onlara Allah'tan şifalar dilemeliyiz.
İSRAFTAN KAÇINALIM
Her sene olduğu gibi, akşamleyin yiyeceğimiz kadar ekmek pide almalıyız. Fazla ekmekleri, çöp konteynlerinin yanına asmaktan kaçınalım.
Efendimiz, (S.A.V)'inde buyurduğu gibi; ''ekmeği kendimize küstürmeyelim.
Ekmek küserse bir daha geri dönmez.''
Teravih namazına gidecek kardeşlerimizin camiden çıkıcaya kadar soğan sarımsak yememeli.
Sarımsak ve soğanın kokusundan cemaatı rahatsız etmemeli. Camiye giderken temiz giyinmeli, çoraplarını mutlaka değiştirmelidir.
Oruç tutan kardeşlerimiz, gıybetten, boş sözlerden, yalan konuşmaktan sakınmalı, vakit buldukça Kur'an-ı Kerim okumalı ve dilini zikre alıştırmalıdır.
Aksi takdirde kendisni boşuna açlığa mahkum etmiş olur.
Mümkün olduğu kadar dostları akrabaları komşuları iftara çağırmalı. Bu gibi haller dostlukları daha da güçlendirir. Yaşlı ana ve babalarımızı üzücü hareketlerden kaçınmalı ve onların duaları alınmalı.
Oruçlu insanların huzur bozucu eylemlerden kaçınmalı ve her canlıya şefkatle davranmalıdır.
Teravih namazına giderken çocuklarımızı camiye götürerek, onlarıda bu atmosfere alıştırmalıyız.
Bu münasebetle bu bereketli ayın, başta ülkemiz insanları ve İslam alemine hayırlara vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ederiz.
