SAYIN BAŞBAKAN; 'SIK ARTIK BU SAHTEKÂRLARIN ÜMÜKLERİNİ!'
Başbakan'ın "Ümüklerini sıkarım" dediği, kişiler henüz açıklanmadı. SPK'nın araştırması sürüyor. Bu araştırmada ilginç olan aracı kurum çalışanlarının kimlik bilgileri ve banka hesaplarının araştırılması. Hani, "Aba altından sopa göstermek" gibi. Geçmiş dönemdeki soruşturmalar ışığında SPK, aracı kurum çalışanlarının bir kısmını sorgulama için kuruma çağırması bekleniyor. Şablonu hazırlayan denetleme elemanları, bu kişilerden boşlukları doldurmalarını isteyecek.
Varsa telefon konuşmaları önlerine konacak. Yaptığı işlemler konusunda açıklama yapması istenecek. Finalde de, kırk katır, kırk satır örneği, patron işlemlerini sorulacak. Önceki yazılarımda da belirttim Borsayı manipüle edenler belli. Bunun için uzun araştırmalara da gerek yok. Öncelikle, bıyıklı yabancıların bıyıklarının kesilmesi gerekir. Bu geçekleştiğinde, Yabancı fon adı altında borsada soygun yapan çete ortaya çıkar. Yabancı fonların çoğu, paralarını yurt dışında değerlendiren Türk sermaye guruplarına ait. Güç ve para varsa istenilen büyüklükte fon kurmak mümkün. Örneğin, çok iyi kira geliri olan bir mülkünüz var.
Doğal olarak kazandığınız paranın bir kısmını devlete vergi olarak veriyorsunuz. Sermaye gurupları ise vergi vermeyi pek sevmezler. Bunun için hemen okumuş çocuklardan yardım alırlar. Ki; okumuş çocukların çoğu, SPK orijinlidir. Okumuş çocuk patrona kısa bir rapor sunar: - Garı menkul Yatırım Ortaklığı kur. - Mülkü bunun içine koy. -Vergi vermezsin. Buraya kadarı genelden bilinen bir gelişme. Okumuş çocuk, işte burada devreye giriyor: - Halka açılması zorunlu olan yüzde 50 hisseyi, yurt dışında kurulacak bir fona satalım. Hem hisseler bizde olsun, hem de vergi vermeyelim. Borsada buna benzer bir örnek Akmerkez GYO nun halka arzında yaşandı. Halka arzın neredeyse tamamı yurt dışında bir fona satıldı. SPK bu oyuna " DUR" demedi, diyemedi. Halk arzın gerçeği sermayenin tabana yayılması olmasına rağmen, Akmerkez GYO’nun halka arzında sermaye halka değil, patronun kontrolündeki fona yayıldı.
Halka arzın yatırımcılara bir yararı olmadı. Devlet, her yıl 50 milyon liranın üzerinde vergi kaybına uğradı. İMKB ve SPK da bu oyuna alet oldu. Yabancı fonların kontrolü tamamen yerli oyuncuların ellerinde. Sayıları oldukça az. Güçleri ise fazla. Her şeyden önce kendi bankalarının hisseleri halka açık. Ve bankaları ile ilgili gelişmeleri herkesten önce biliyorlar. Sürekli verdiğimiz bir örnek var; bir banka sahibi bankasının satılması konusunu en az üç- beş defa medyaya taşıyarak hisse fiyatlarını istediği gibi yönlendiriyor. Medyada yer alan haberler sonrasında 150 milyon dolara kadar gerileyen hisseler, milyarlarca dolara satılıyor.
Bu işten kim kazançlı çıkıyor. Yatırımcılar mı? Mümkün değil! Haber kirliliği ile yatırımcı tahtada 2-3 defa silkeleniyor. Ne zaman ki piyasada hisse kalmıyor, fiyatı zirve yapıyor. Peki, İMKB ve SPK bu oyunları görmüyor mu? Elbette görüyor. Görmemesi için kör olması gerek. Ahbap-çavuş ilişkileri görmezden geliyor. Ne zaman patronlarla ilgili borsa operasyonları konuşulsa hemen arkasından bunu örtecek Mechur Çolak operasyonu yapılıyor. İlginç olan; bu defa Mechur Çolak'ın operasyona dahil edilme şansı yok. Emir büyük yerden. Faiz lobisinin çökertilmesi. Borsa çetesinin ortaya çıkarılması emrini Sayın Başbakan verdi. SPK’nın ufak isimleri kurban etmesi bu defa mümkün değil. Her şeyden önce kamuoyunda beklenti büyük. Hangi bankacı? Hangi medya patronu? Hangi holding sahibi? Soruşturma sonrasında gazetelerin manşetlerinden afişe edilecek. Televizyonlarda ilk haber olarak sunulacak. Zor görünse de olabilir.
Aracı kurumların hisse senedi ÖNERMESİNE de pek sıcak bakmam. Kuşkuyla yaklaşırım. Zaten bu önerileri küçük değil, büyük aracı kurumlar yapar. Banka aracı kurumlarının araştırma departmanları hazırlar. En fazla haber kirliliği banka aracı kurumları ile yabancılardan gelir. Borsacılar, banka sahibinin hisse topladıktan sonra, araştırma raporlarında haftalarca Bu hisseyi nasıl ballandıra ballandıra anlattırdığı ve çok ciddi karlar halka sattığını bilirler. Bilmeyenler her zamanki gibi denetçi kurumlar. Deutshce Bank’ın “Alfa Temaları” başlıklı yeni raporunda Türk hisselerinin özellikle FED Başkanı Bernanke’nin açıklamalarının ardından benzer gelişmekte olan ülke piyasalarından “koptuğu” ifade ediliyor. Ülkenin sermaye akımlarına karşı en çalkantılı piyasa olması, politik riskin artması ve bankaların faiz artışı riskine maruz kalması nedeniyle Türk hisselerinin benzer ülke hisselerinden daha kötü performans göstermeye devam edecekleri belirtiliyor.
Bu şartlar altında da hisselerin “eşleştirilerek” yatırım yapılması öneriliyor. Eşleştirilmesi önerilen hisse çiftlerinden birisi de Koza Altın ile İpek Enerji. Bakın Deutshce’nin gerekçesi ne: “Bize göre İpek Enerji’nin son üç ayda Koza Altın’dan daha iyi getiri sağlamış olmasının mantıklı bir temeli yok. İpek’in, Koza Altın’ın halka açılmasından bu yana net bugünkü değerine göre gördüğü primli fiyatı eriyor.
Bize göre bu prim tamamen eriyecek.” Yatırım Bankası’nın söylemek istediği bugünden itibaren İpek Enerji’yi açığa satıp, o parayla Koza Altın alırsanız, hem daha garantili, hem de daha kârlı bir yatırım yapmış olursunuz. Deutshce Bank’ın önerdiği benzer çiftleşmeler içinde İş Bankası grup şirketlerinden daha ihracat odaklı olduğu için liranın değer kaybetmesinden faydalanacak olan Soda Sanayi’yi alıp, inşaat ve otomotiv sektörüne olan bağımlılığından dolayı yeni ortamdan darbe yeme ihtimali olan Trakya Cam’ı satmak da var.
Yabancılar her fırsatta hisse satıp, dolar alarak yurt dışına aktarım yapıyor. Merak ettiğim bu yabancıların kim olduğu. Kesin emin olduğum, bunların bıyıklı olduğu. Sayın Başbakan'ın "Ümüğünü sıkacağı" yerli sahtekârlar. Sahtekâr kelimesini özellikle kullanıyorum. Dahası yatırımcıların kanını emen, ülke hazinesini soyanlar için sahtekâr, çok hafif kalıyor.
Bunlar değil miydi 2000 yılında borsayı çökertip, faizleri fırlatan. Bunlar değil miydi yüzde 7200 faiz ile servetlerine servet katanlar. Bunlar değil miydi borsayı, para manipülasyonları için babalarının çiftliği gibi kullananlar. SPK’nın bu defa işi zor. Ciddi soruşturma yapılacak olursa patronlar yanacak. Ciddi soruşturulmazsa Başbakan'a hesap verilecek.
