14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Selman-ı Farisi Ehlibeyttendire...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Selman Hazretleri, meşhur sahabelerden biridir.

Selman-ı Farisi, İran'ın İsfahan şehri yakınlarında yaşayan Mecusi bir ailenin oğlu olarak, dünyaya gelmiş ve daha çocuk denecek yaşta Hıristiyanlığı kabul etmiştir.

Hakikati aramak için ailesini terk ederek, Hıristiyan bir alimin peşine takılmış ve Şam'a gitmiştir.

Burada uzun öğrenim görmüş, son hocası ölüm döşeğinde iken, Hz. İbrahim'in (a.s) dinini canlandıracak bir peygamberin geleceğini haber vermiş, bunun üzerine Arabistan'a gitmeye karar vermiştir. Çölde kendisine eşlik eden bedevilerin ihanetine uğramış ve Medine'de oturan bir Yahudi'ye esir olarak, satılmıştır.

Medine'de Hz. Peygamberin (s.a.v) peygamberlik alametlerini taşıdığını gören Selman, Hz. Peygamber ile tanışmış ve Müslüman olmuştur.

Peygamber Efendimiz, Selman'ı sahibinden satın alarak, azat etmiştir.

Efendimiz (s.a.v) kölelikten kurtulması için ne gerektiğini sormaya Selman'ı Efendisine gönderir. Efendisi kendisine üç yüz hurma fidanı dikmesini ve kırk Ukiye altını getirmesi gerektiğini söyler.

Bunu üzerine, Efendimiz sahabeye; ''Kardeşinize yardım ediniz'' der.

Ayrıca Selman'a fidanlar için çukurları açmasını ama fidanları kendisinin dikeceğini söyler.

Peygamber efendimiz (s.a.v) fidanları teker teker diker ve hepsi gelişerek ertesi yıl ürün veriri. Peygamber efendimiz Selman'a ayrıca yumurta büyüklüğünde bir külçe altın verir ve bununla kırk Ukiye altını olan borcunu ödemesini söyler.

Bunun üzerine Selman, Resulullah'a; ''Ya Resulullah bununla nasıl borcumu ödeyebilirim, '' diye sordu. Peygamber Efendimiz; ''Ya Selman, Allah bununla senin borcunu karşılayacaktır'' dedi.

Bunu üzerine Selman; ''Allah'a yemin ederim ki onunla kırk ukiyelik miktarı ödedim.'' der ve özgürlüğüne kavuşur.

Mescid-i Nebi'nin bir kenarına evsiz, fakir ve misafir kimselerin kalması için yapılan ve bir mektep niteliği taşıyan Suffa'ya yerleşen Selman, burada İslam dini ile ilgili değerli bilgiler öğrenmiştir.

Selman, İsfahan'da bir köyde başlayan ve Müslüman olup kölelikten kurtuluncaya kadar başından geçen bu uzun çileli hayatı ve bu olayları, Ahmet B. Hanbel, İbn'i Sa'd, İbn'ül Esir ve diğer İslam alimleri Selman'ın uzun uzun anlatımıyla İbn. Abbas'tan rivayet etmektedirler.

Selman-ı Farisi, Müslüman olduktan sonra hayatı boyunca Efendimizin saffında bulunmuş ve Müslümanlarla beraber Hendek Savaşı ve bu savaştan sonraki bütün savaşlara katılmıştır.

Hendek Savaşında hendek kazma fikrini Resululah'a kendisi önermiş, böylece de zafer elde edilmiştir. Hz. Ömer, zamanında İran'ın fethi için yapılan sefere katılmış, bu savaşta insanı hayrete düşürecek ölçüde önemli katkıları olmuştur.

Selman, Ömer'in halifeliği sırasında Medain valiliğinde bulunmuştur. İslam'a fikirsel ve kişisel gayret olarak, çok değerli katkıları olan Selman, son derece mütevazi ve kanaatkar bir hayat sürmüştür. Hiçbir zaman lüks hayat düşkünü olmamış, sade bir hayat yaşamıştır.

Hiçbir zaman sadaka kabul etmemiş ve eline geçen her şeyi fakirlere dağıtmıştır.

Selman El Farisi'nin İslam dinindeki ve İslam tarihindeki yeri tartışmasız yüksektir.

İlim, fazilet ve züht bakımından ashabın en önde gelen simalarından birisidir.

Selman-ı Farisi'nin halis bir Müslüman, gerçek ve büyük bir sahabe, Efendimizin ve Ehlibeytin çok yakın bir dostu olduğunu anlıyoruz.

Öyle ki; onun İslam Dinindeki yerinin ne kadar yüce olduğuna dair başta Ehlibeyt olmak üzere, diğer İslam alimleri ve tarihçilerinden bir çok sahih hadis rivayet edilmiştir.

Efendimiz (s.a.v) bir hadisinde;

''Selman bizim Ehl-i Beyt'tendir.''buyurmuştur. Başka bir hadisinde;

''Yüce Allah, sevdiği dört kişiyi sevmem için bana emir verdi.''

Bunlar;

''Hz. Ali, Hz. Selman, Hz. Mikdat ve Hz. Ebuzer'dir.''

Başka bir hadiste; ''Din yıldızlarda olsaydı Selman yine kavuşurdu.'' denmektedir.

Hz. Ali'ye Selman'ı sormuşlar, demiş ki; ''Selman, ilmin ilkini ve sonunu öğrenmiştir. O, kurumayan bir deryadır. O, bizim Ehlibettendir. Ehlibeyt'e bağlıdır.''

Başka bir hadiste Selman; ''Ali'ye biat etselerdi üstlerinden ve ayaklarından bereketler fışkırırdı demiştir.''

Medain'de vali bulunduğu sıralarda Bukeyre, adında bir hanımı vardı. İslam'a çok değerli katkıları olan bu zat sufiler tarafından tasavvufun kurucularından birisi sayılır.

Birçok tarikat silsilesi ona dayandırılır. Selman'ın sahip olduğu haklı şöhreti, bütün Müslümanların ona karşı içten bir sevgi duymalarına neden olmuştur. Sünni Müslümanlar da onun adını büyük bir sevgiyle anarlar, ona sygı duyarlar.

Onun Ehlibeyt'e bağlı olması Alevi Müslümanlar arasında da önemle karşılanmış ve takdir kazanmıştır. Şia; Hz. Ali ve Ehlibeyt hakkında rivayet edilen hadislerin çoğunu ona isnat ederler.

Aleviliğin birçok kolu onu akidelerinin önemli bir yerinde oturtmuşlardır.

Selman Farisi'nin ölüm tarihi hakkında birçok rivayet bulunmaktadır. Bir rivayete göre Hicri 36 yılında Medain'de vefat etmiştir.(

Başka bir rivayete göre ise, Hz. Osman'ın hilafetinin sonlarına doğru 35 veya 37 yılında vefat ettiği söylenmektedir.

İbnu'l-Esir, Enes ve İbn. Mesut gibi tarihçiler bu tarihlere yakın tarihlerde vefat ettiğini rivayet etmektedirler.

Onun; iki yüz elli ile üç yüz yıl yaşadığı şeklinde rivayetler bulunmakta ve raviler onun iki yüz elli yıl yaşadığının şüphe götürmez olduğunu söylemektedirler.

Hz. Selman'ın mezarı, Bağdat'ın 30 km. doğusunda Medain harabeleri civarında akan Deyale Irmağının kenarındadır. Onun bulunduğu yer Selman-ı pak; ''Temiz Selman'' olarak anılmaktadır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *