AKP'NİN ŞERİATÇİ MURSİ AŞKI!
Büyüklerimiz; söz gümüş ise, sukut altındır, demiş Ağızlarına sağlık. Ne de güzel söylemişler Sanki bugünleri görmüşler Ah bir de yönetenlerimiz, büyüklerimizi dinleseler. Biraz susmayı deneseler. Öfke ile kalkanın zararla oturduğunu,
Geçmişin tecrübelerinden bugüne yansıyan bir öğreti olduğunu bilseler. Politikayı kurallarına göre oynasalar. Ve de konuşmadan önce, bir soluk almayı deneseler. Mısır'da darbe oldu. Bunu kimse inkâr edemez. Önemli olan, bu darbenin ülkemize olumlu olumsuz etkilerini tartışmak. Sentezini yapmak. Ve dünyanın darbeye olan tepkileri gözlemleyerek, tavır almak. Daha ilk gün, Mısır' da iktidara gelen yönetime karşı olumsuz görüş bildirmek. Hem Mısır'daki yeni yönetimi hem de dünyayı karşımıza almak. Özellikle de BOP lideri Amerika'nın görüşlerine de tepki göstermek Ne için? Suriye'de nasıl bir tuzağa düştüğümüz ortada.
Bu tuzaktan kurtulma şansımız yok gibi. 200 binin üzerinde mülteciye bakıyoruz Bunun için milyarlarca dolar harcıyoruz. Ülkemize büyük zararlar veren başarısız Suriye politikası uğruna cari açığı azdırıyoruz. Çünkü Ortadoğu ülkelerine ihracatımız çöktü. Sınır ticaretimiz bitti. Suriye' de Esad yönetimi muhalifleri dize getiriyor. Amerika ve AB, Suriye' de muhaliflerin iktidara gelmesi halinde dünyanın başına nasıl bela olacaklarını gördü. Dahası, Barzani dahi politikanın ne olduğunu bizden iyi biliyor. Suriye'de muhaliflere verdiği desteği kesti. Sınırdan Suriye'ye uzanan tünel ve köprüleri yıktı, mühimmatı yaktı. Ve Suriye’de yokum, diyerek geri çekildi. Türkiye hala ne yapacağını bilemiyor. Aşağı tükürse Suriye çıkmazı,
Yukarı tükürse Amerika ve AB. İşte buna dış politika da, tutarsızlık ve başarısızlık denir. Barzani kadar olamıyoruz. Ülke menfaatleri değil, kişisel hırslarımız ön plana çıkıyor. Mısır'da halk ve ordu Mursi'yi iktidardan indirdi. Zira Mısır'da Mursi'yi iktidara getiren halk hareketini Amerika desteklememişti. Doğru tabirle, devrim Amerika'nın isteği dışında gelişti. Doğal olarak, Amerika'nın Mursi'yi iktidarda tutması beklenemezdi.
Mursi'de eline geçen kozu doğru kullanmadı. Laik bir yönetim değil, şeriat esaslarına dayalı bir yönetimde ısrar etmesi Amerika'nın işini kolaylaştırdığı gibi Mursi 'nin devrilmesine neden oldu. Amerika ve AB işte bu nedenle Mursi'yi deviren halk-ordu hareketini darbe olarak nitelemiyor. Zaten, Türkiye'den başka hiçbir ülke darbe demedi. Suriye konusunda ortak hareket ettiğimiz Suudi Arabistan ve Katar da Mısır'daki yeni yönetimi tanıdı.
Milyar dolarları akıtmaya başladı. Herhalde dünya ülkeleri, Türkiye'nin neden "darbe" diye herkesi karşısına almasını anlamakta güçlük çekiyordur. Başbakan, demokraside halkın iradesi olur, halkın iradesine saygı olur, diyor. Tahrir meydanında Mursi'yi istemeyen milyonlar kim? Halk değil mi? Başbakan, halk kendine dayatılanlara tepki gösterir, diyor. Tahrir meydanında Mursi'nin ötekileştirdiği milyonlar neye tepki gösteriyorlardı? Dayatmalara değil mi? Başbakan, bir kişinin bile mağdur olmasına izin vermeyeceksiniz, diyor. Tahrir meydanındaki mağdur olan bir kişi değil milyonlar var. Başbakan, artık suskun bir halk yok, diyor.
Tahrir meydanındaki milyonlar suskun mu? Hayır. Mursi'nin iktidardan gitmesini haykırıyorlar. Başbakan' halkın tepkisini hesap etmek zorundalar, diyor. Peki, Mursi niçin halkın tepkisini dikkate almadı. Acaba, Genelkurmay Başkanı'nın kendisinden yana olduğunu düşündüğü için mi? Yanlış politikalar nedeniyle Suriye gibi Mısır'ı da kaybediyoruz. Çevremizde dost diyebileceğimiz bir ülke yok. Giderek yalnızlaşıyoruz. Siyasetteki zararlı politikamız, ekonomide de sürüyor. Don Kişot, yel değirmenlerine mızrak sallarken, yönetenlerimiz yabancı sermayeye savaş açıyor. Ne için? Hangi amaç uğruna? Biri anlatsa da öğrensek.
