PUDRASIZ ÇIKMAM ABİ
Gezi parkı ülke gündeminden düşmüyor.
Belki bilinçli yapılıyor.
Mısır'daki darbe.
Suriye'deki gelişmeler.
PKK ile uzlaşamama süreci.
Ekonomide yaşanan sıkıntılar.
Borsanın gerileyip, faiz ve dövizin yükselmesi.
Daha pek çok sıkıntı, Gezi Parkı nedeniyle ülke gündeminde tartışılamıyor.
Yandaş medya bu sıkıntıları görmezden geliyor.
Varsa yoksa Gezi Parkı.
Eylem yapanlar ve su sıkan TOMALAR.
Bu arada eli palalı ve silahlı kişileri de unutmamakta yarar var.
Su sıkılanları demir parmaklılar arkasına atan adalet, pala ile halkı doğramak için sokağa çıkanları serbest bırakıyor.
Hükümet şanslı.
İstanbul'da öyle bir vali var ki; ülke gündemini oluşturuyor.
Vali Mutlu açıklıyor:
-Gezi Parkı pazar günü açılacak.
Halk, parka gitmeye başlayınca fikir değiştiriyor:
-Hayır açılmayacak, bu kararı sadece biz veririz.
Muhterem iyi de kararı veren, pardon veremeyen sizsiniz zaten.
-Park, pazartesi açılacak, deyip, parka gelenleri Toma'lara sulatan kim.
Ayrıca, mahkemenin verdiği karar var.
Bırakın mahkeme kararını, bir parkın açılıp açılmayacağına hangi ülkede vali karar verir.
Demokrasi ile idare edildiği ileri sürülen ülkelerde, halka ait bir parkın açılış ve kapanışı vali tarafından yapılamaz.
Diyelim yapılıyor.
Bir günde birbirini tutmayan üç açıklama olmaz.
Hani bir dönem televizyonların sevilen bir reklamı vardı; "Aç, kapa Artema"
Vali Mutlu'da herhalde bu reklamı izlemiş, sürekli;
- Aç, kapa Gezi Parkı yapıyor.
Kimbilir belki de Valinin kararını değiştirenler vardır.
MFÖ ' nün (Mazhar Fuat Özkan) dillerden düşmeyen bir şarkısının sözleri;
-Şapkasız çıkmam ağabey, idi.
Valimiz de, ekrandan izlediğimiz kadar giyimi kuşamı düzgün.
Özetle kendine özen gösteriyor..
Hakkını yemeyelim, Mustafa Sarıgül ve Melih Gökçek kadar olamaz.
Metroseksüellikte onlarla kimse yarışamaz..
Manikür ve pedikür alışkanlığını bilemeyiz ancak, pudra yüzünde çok belirgin.
Pudra sürmeden ekrana çıkmıyor.
Televizyoncular açıklama yapması için bekliyor.
Konu; hep aynı, Gezi Parkı.
Vali ayna karşısında hazırlık yapıyor.
Yardımcıları el pençe.
Vali, yüzüne nasıl bir görüntü oturtacağının alıştırmasını yapıyor.
Mutlu görünse olmaz.
Çok sert ifade halkın valisine yakışmaz.
Ekrana Gülmeden, fazla kaş çatmadan çıkmaya karar veriyor.
İşte tam bu sırada bir uyarı geliyor:
-Yüzünüz parlıyor.
Bu da söz mü yani; bir vali bakımlı olur, yüzü de doğal olarak parlak ve canlı görünür.
Vali Mutlu uyarıyı dikkate alıyor;
-Keşke pudra olsaydı ya.
Pudra bulunamıyor. Ancak danışmanlar bu eksiği görüp, bir sonraki açıklamaları sırasında valinin ekran karşısında parlamaması için pudra bulundurmayı not ediyorlar.
Son hazırlıklar tamamlandıktan sonra ekrana çıkmaya hazır Vali, derin bir oh çekiyor.
Derin iç çekişin tek anlamı var; ekranda biraz da olsun mazlumu oynamak.
Taksim'de olaylar sürüyor.
Tomalar su sıkıyor.
Polis orantısız güç kullanıyor.
Tutuklamalar oluyor.
Yaptığı açıklamalar ile halk ile polisi karşı karşıya getiren, olaylarla ilgili açıklama yapmak için ekran karşısına geçen Valinin düşündüğü tek şey, yüzüne pudra sürmek.
Açıklamaları, dekodersiz anlaşılamayan, İstanbul Valisi olaylardan endişe duymak yerine, ekran karşısında yüzünün parlamamasını düşünüyor.
Zaten ekrana çıkmak için yaptığı hazırlığı izleyenler, Vali Mutlu'nun endişeli olmadığı, gelişmelerden kaygı duymadığını görürler.
Vali, mutlu olabilir ama İstanbul halkı mutlu değil
Kim bilir Valimizi mutlu etmeyenler de,
Onu bu tür yerli yersiz açıklamalarla,
Garip kararlarla bunaltan yönetenlerimizdir.
