"TERÖRİST" ÜRETME ÇİFTLİĞİ

Suriye üzerine hesaplar tutmadı.

Amerika ve batı işi ağırdan alınca,

Rusya, Çin, İran işi sıkı tutunca,

Esat güçleri muhalifleri her yerde devirmeye başladı.

Bizi ilgilendiren gelişme; sınırımızda yeni bir oluşumun yaşanması.

Ceylanpınar, sınırda patlayan bombalardan dolayı çok gergin.

Esad'a bağlı hava unsurları, Suriye'nin Haseki kenti Resulayn ilçesini bombalıyor.

Resulayn'dan Suriye Ordusu askerlerini çıkaran Özgür Suriye Ordusu ile PKK'nın uzantısı kabul edilen Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile arasındaki çatışmalar devam ediyor.

PYD daha önce Nusra Cephesi ile anlaştığı için ÖSO, cepheyle savaşmak istemediği için bölgeden çekilmişti.

ÖSO'nun bölgeden çekilmesini ve de Ramazan ayında ateşkes yapılmasını fırsat bilen PYD'nin, Esad'ın verdiği destek ile Nusra Cephesini gerileterek 100 metre ötemizde bayrak açması tartışmalara neden oldu.

Zira düne kadar Suriye ile olan komşuluğumuz bundan sonra PKK ile olacak.

Ayrıca, PYD'nin niyeti; sadece Resulayn değil.

Tel Abyad'ı da almak.

Daha sonra, Kobani ve Atme'yi almak için de hamle yapacak.

ÖSO işin vahametini bildiği için, Resulayn'da yenilen Nusra Cephesi ile anlaşarak PYD'nin yayılmasını engellemeye çalışacak.

Ki; bu saatten sonra çok zor.

PYD/PKK ile muhaliflerin Resulany'de çatışmaları bizi doğrudan ilgilendiriyor.

Öncelikle çatışmalar sınırdan 100 metre ileride devam ediyor.

Suriye savaş uçakları sınır üzerinden uçarak muhaliflere bomba yağdırıyor.

Ceylanpınar 'da çatışmalar canlı izlenebiliyor.

Pek çok vatandaşımız şarapnel parçalarından yaralanıyor, hatta ölenler oluyor.

İlçede okullar tatil.

Evler boşaltılıyor.

Mülteci sayısı ilçe nüfusunu katlamış durumda.

Halk korku içinde.

Bu arada dikkat çeken bir husus; Ankara'nın yenilediği angajman kurallarını unutması.

Hatırlanacağı gibi; Ankara, sınırda 5 km lik bir alanda uçacak her Suriye uçağını tehdit sayacaktı.

Bırakın 5 kilometreyi Suriye uçakları sınırımız üzerinde uçuyor.

Bomba bırakıyor.

Sanki bombalar bizim topraklarımıza düşüyor.

Halk korkudan evlerden çıkamıyor.

Suruç'a bağlı Murşitpınar 'da köyler boşaltılıyor.

Bombaların evlerin üzerine düşmemesi büyük mucize.

Ankara suskun.

Asker hareketsiz.

PKK, sürekli mevzi kazanıyor.

Dışişlerine sormak lazım;

" Biz bu duruma nasıl geldik?".

Elbette cevap beklememek şartı ile.

Ceylanpınar 'da yaşayanlar da can korkusu ve mültecilerin baskılarından göç ediyorlar.

Madem ana konumuz; Ceylanpınar, biraz irdeleyelim.

Ceylanpınar Devlet Üretme Çiftliği, 177.000 hektar arazi varlığına sahip.

GAP Bölgesi'nde olmasına rağmen, sulama projesi kapsamı dışında tutulmuş.

Türkiye-Suriye sınırının 60 km'lik kısmını bünyesinde bulunduruyor.

Sınır boyunca, uzanan ve 100-150 metre genişliğinde toplam 710 hektarlık alan ise mayınlı.

Hafızalarımızı yoklayacak olursak, mayınlı arazilerin temizlenme işini İsrail'e verecektik.

Ve Ceylanpınar'da bu anlaşmanın içine girecekti.

Bugünkü gelişmeleri bir de bu ihalenin verilmesi halinde neler olacağını tahayyül edin.

Çiftlik arazisinde bugüne kadar petrol arama çalışması yapılmadı.

Bu konuda hiçbir rapor yok.

Ama sınırın hemen öte yanında sadece birkaç kilometre uzaklıkta, zengin petrol kuyuları var ve petrol çıkartılıyor.

Konunun uzmanlarının söylediğine göre, çiftlik arazisinde zengin petrol yatakları var.

Arazinin verimlilik hesapları yapıldığında ilginç bir tablo ortaya çıkıyor.

Kıtlık zamanında, Türkiye'nin güvenlik birimlerinin temel gıda ihtiyaçlarını karşılayacak kapasiteye ve stratejik değere sahip.

Sulama imkânının bulunması ve genişliği nedeni ile Tekno-Tarım ya da tarımsal teknopark için çok uygun olması da başka bir ayrıcalığı.

En büyük özelliği ise; Ceylanpınar'ın sözde Kürdistan'ı Suriye üzerinden Akdeniz'e bağlayacak bir köprü olması.

Büyük Orta Doğu Projesi'nin temel öğesi sözde Kürdistan.

Sözde Kürdistan, kuzeyden, Suriye üzerinden Akdeniz'e ulaştırılmak isteniyor.

Suriye Kürtleri ile Irak Kürtleri arasındaki tek tampon ve Türk bölgesi olan Irak'daki Türkmenlerin yaşadığı Telafer yıllardır süren baskılardan sonra yapılan göçe zorlanarak temizlenecek olursa, sözde Kürdistan kolaylıkla Akdeniz'e bağlanacak ve İsrail'e coğrafi olarak kavuşmuş olacaktır.

Ceylanpınar, bu stratejik hesapların Türkiye sınırındaki komşusudur.

VE buraları artık terörist üretme çiftliğine dönüşmüştür.

Tekrar sınırdaki gelişmelere dönecek olursak; Esad'in PYD'nin ileri gelenleri ile geçtiğimiz hafta yaptığı toplantıda Kürtler için özerklik hakkını tanıyacağını söylediği iddia edildi.

Esad'ın hediyesini PYD/PKK büyük bir coşku ile kabul edecek.

Böyle olması halinde; Kürtlere 'âdem-i merkeziyetçi' yapı ile yönetmeleri için Haseki, Rasulayn, Afrin, Darbesiye, Ayn El Arap, Kamışlı ve Tırbe Spiye bölgeleri devredilecek.

Kürtler özerk bölgeyi Afrin ve Kamışlı merkezli iki noktadan idare edecekler.

Daha açık anlatım ile Suriye bayrakları ile PYD/PKK bayrakları birlikte asılacak.

Ankara'nın ise; rejim yanında yer almamak, Türkiye'de teröre destek vermemek şartıyla PYD'yi muhatap alacağı ifade ediliyor.

Yani; kurda tavuk kümesi emanet edilecek gibi görülüyor.