17 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

SÜMAME BİN ÜSAL...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Hicretten sonra Medine'de İslamiyet hızla yayılıyordu. İslam güneşi gittikçe daha fazla insanı hidayet nuru ile aydınlatıyordu. Peygamber efendimiz çevre kabilelere elçiler gönderiyor, onları İslamiyete da'vet ediyordu.

Onlardan gelen elçileri kabul ediyordu.

Bir gün Sümame bin Üsal da Resulullahın ziyaretine geldi. Sümame, Basra Körfezi yakınlarında yaşayan Yemame kabilesinin reisi idi.

Asıl Maksadı Resulullah'ı Öldürmekti

Nitekim Resulullahın huzurunda iken, Peygamber efendimize saldırmaya teşebbüs etti.

Ancak Ashab-ı kiram araya girerek buna mani oldu.

O kargaşa esnasında Sümame kaçmaya muvaffak oldu. Resulullah efendimiz onun yakalanarak cezalandırılması için emir verdi ve yakalanması için dua etti.

Kim olduğunu biliyor musunuz?

Hicretin altıncı yılı başlarında, Sümame bin Üsal, umre için yola çıkıp, Medine yakınlarına gelmişti. Resulullahın süvarileri onu burada yakalayıp, Peygamberimize getirdiler.

Yakalayanlar onu tanımıyorlardı. Peygamber efendimiz onlara buyurdu ki;

''Siz bunun kim olduğunu biliyor musunuz?

Bu, Sümame bin Üsal'dır. Ona iyi esir muamelesi yapınız. Kendisini incitmeyiniz!''

Sümame, mescide habsedildi. Resulullah kendi evine geldiklerinde, mübarek hanımlarına;

''Sizde yemek olarak ne varsa toplayıp Sümame'ye gönderin!'' buyurdular.

Böylece Sümame'ye yiyecek gönderdikleri gibi iyi muamelede bulundular. Ancak Sümame'yi bulunduğu yerden bir tarafa ayırmadılar.

Peygamber Efendimiz Mescide Çıktıklarında buyurdu:

''Ya Sümame, yanında ne var, gönlünden ne geçiriyorsun, benden ne bekliyorsun?

Sümame cevap verdi:

''İçimde hayır ümidi var. Çünkü sen affedicisin. Eğer beni öldürecek olursan, bir caniyi öldürmüş olursun. Öldürmez de affedip, beni bağışlarsan, iyilik bilen, ni'mete şükreden birisine ihsan etmiş olursun. Eğer benden kurtuluş fidyesi olarak mal istiyorsan, işte malım. İstediğin kadar al.''

Resulullah efendimiz, üç gün üst üste gelerek aynı soruyu sordu ve aynı cevabı aldı.

Bunun üzerine alemlerin efendisi olan Peygamber efendimiz yine yüksek merhametini gösterdi ve Sümame'nin hayal bile edemiyeceği bir şekilde buyurdu ki;

''Artık Sümame'yi salıveriniz!''

Bu emir üzerine Ashab-ı kiram, onu serbest bıraktı. Sümame bırakılıp, serbest kalınca, gönlüne İslamiyetin sevgisi düştü.

Hemen Kelime-i şehadet getirdi. Resûlullah efendimize biat etti.

En Sevimli Din

Resulullah efendimiz ona, hemen gidip gusletmesini emretti. Sümame hemen gidip gusledip, sonra mescide girdi. Resûlullahın huzurunda şunları söyledi:

''Vallahi, akşamleyin, yanına geldiğim zaman, bana senin yüzünden daha çok kızdığım bir yüz yoktu.

Fakat sabah olunca, senin şehrin bana, en sevimli şehir oldu. Vallahi akşamleyin, senin dinin, bana en sevimsiz din idi. Sabahleyin en sevimli bir din olmuştur.''

Böylece dünün azılı bir müşriki Peygamberimizin engin merhameti sâyesinde Müslüman olmuş hidâyete kavuşmuştu.

Hz. Sümame hicretin altıncı yılında Resulullah'ın huzurunda Müslüman olduktan sonra Peygamber efendimize;

''Ya Resulallah! Ben umre yapmak için giderken süvarilerin beni yakalamıştı. Şimdi ne buyuruyorsunuz? diye arzetti.

Resulullah onu dünya ve ahiret saadetiyle müjdeleyip, umresini yapmasını emretti.''

Hz. Sümame, Mekke'ye, telbiye ederek girmişti. Bunun üzerine müşrikler onu yakaladılar, neredeyse boynunu vuracaklardı. Fakat o sırada birisi;

''Bırakınız onu! Siz yiyecekleriniz hususunda Yemame halkına muhtaçsınız.

Ona bir şey olursa hepimiz aç kalırız, '' dedi.

Hak Dini Kabul Ettim

Bunun üzerine müşrikler Sümame'yi serbest bıraktı. Sonra müşriklerden birisi ona dedi ki;

''Demek, dinden çıktın ha!''

Hz. Sümame şöyle karşılık verdi:

''Hayır, ben dinden çıkmadım. Bilakis ben hak din olan İslamiyeti kabul ettim.

Muhammed aleyhisselamı ve Onun getirdiklerini tasdik ettim.

Vallahi Allahın Resulünden izinsiz buğday alamıyacaksınız. Siz Ona tabi olmadıkça, Yemame'den faydalanamıyacaksınız!''

Sümame umresini yaptıktan sonra Yemame'ye gitti. Yemame halkının, Mekke'ye erzak göndermelerine mani oldu. Bu yüzden müşrikler çok sıkıntıya düştüler. Müşrikler bu sebeple Resulullaha mektup yazıp, çektikleri sıkıntıları ve erzak gönderilmesine müsaade edilmesini istediler.

Hatta, Ebu Süfyan Medine'ye kadar gelerek, Peygamber efendimize;

''Alemlere rahmet olarak gönderildiğini söylüyorsun, diyerek bu hususta müracaatta bulunup, hallerini uzun uzun anlattı.''

Resulullah, müşriklerin bu talepleri üzerine Yemame halkının, Mekkelilere, yiyecek göndermelerine mani olmaması için Sümame'ye mektup gönderdi.

Hz. Sümame bu emre uyarak, engel olmaktan vazgeçti.

Resulullah efendimizin vefatından sonra, Sümame bin Üsal ve onunla beraber olanların dışında bütün Yemame halkı İslamdan çıkıp, mürted olmuşlardı.

O sırada Sümame bin Üsal Yemame'de bulunuyordu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *