Hz. Mevlana' ya Göre Kadın...
Mevlana'ya göre gönül erleri, kadına karşı koymaya kalkışmaz ve kadına mağlup olur.
Her ne kadar erkek kadından üstün gibi görünse de gerçekte kadın, erkeklere galip gelmektedir.
Kadın, güzel yüzü, edası, zekası ve ağlayışı ile erkeği kendine esir eder.
Sevgi ve acıma duygusu insanlık vasfı olduğu için, akıllı ve ince ruhlu erkekler, kadınlara karşı daima anlayışlı ve şefkatli davranır, onlara sertlikle muameleden çekinir, onları kırmak ve incitmek istemezler.
İrfan sahibi kişilerin kadına gösterdiği sevgi, aslında Hakk'ın nuruna ve Hakk'ın güzelliğine gösterilen sevgidir. Cahiller böylesi erdemlerden yoksun oldukları için kadınlara karşı kaba, hırçın ve kırıcı davranırlar.
Erkek Zaloğlu Rüstem de olsa, yiğitlikte Hz. Hamza'yı da geçse, kadının tutsağıdır.
Her ne kadar su, ateşi söndürmesi bakımından ateşten üstünmüş gibi gözükse de tencereye giren suyu kaynatıp tüketen de ateştir.
Mevlana bu durumu şu şekilde beyan etmektedir:
"Kadın, kocasını sert ve öfkeli görünce ağladı. Ağlama, bizzat kadın tuzağıdır...
Kadın bu türden güzellik ve tatlılıkla söz söyledi. Arada ağlaması tuttu.
O ağlamadan da bizzat gönül alıcıydı.
Ağlaması ve hay huyu haddi aşınca, o yağmurdan bir şimşek çaktı, o biricik adamın gönlüne bir kıvılcım düştü.
Ululuğundan gönlün, tir tir titrerken o güzel, senin karşında ağlamaya koyulursa ne hale gelirsin?
Nazlanışıyla gönlü de, canı da eritip kan eden, yalvarmaya koyulursa ne hal alır?
Cefası bize tuzak kesilen, tutar da özür dilemeye kalkışırsa biz, ona ne özürler getirebiliriz?
'İnsanlar için bezenmiştir.' hükmünce Allah bezemiştir kadını; Allah'ın bezediğinden nasıl kaçılır?
'Allah, kadını, erkek onunla yatışsın, erkeğe eş olsun diye yarattı';
Adem nasıl olur da Havva'dan ayrılabilir?
Erkek, Zaloğlu Rüstem olsa, yiğitlikte Hamza'yı geçse gene de kendi kadınının tutsağıdır.
Dünyayı sözleriyle sarhoş eden bile,
Ey Hümeyra! a pembe beyaz kadıncağız benimle konuş, derdi.
Heybet bakımından su, ateşten üstündür;
ama su bir kaba kondu mu ateş onu fokur fokur kaynatır.
İkisinin arasına, engel olarak bir tencere girdi mi ateş, o suyu yok eder, hava haline getirir gider.
Görünüşte kadına su gibi üstünsün ama iç yüzden ona mağlupsun, isteklisin.
Böyle bir hassa, ancak insanda vardır;
sevgi, hayvanda azdır, bu da onun noksan yaratılışındandır.
Peygamber dedi:
''kadın akıllılara ve gönül sahiplerine tam galip gelir. Yine de cahiller kadına üstün olur, çünkü onlar sert ve serkeş davranırlar.
İncelik, letafet ve insaf onlarda az bulunur, çünkü tabiatlarında hayvanlık galiptir. Sevgi ve incelik, insanlık vasfıdır.
''Öfke ve şehvet, hayvanlık vasfıdır.''
Hz. Muhammed'e göre, insanlarla birlikte yaşamak, kadın olsun erkek olsun, onlardan gelecek sıkıntı ve zahmetleri göze almaktır.
Bunlar arasında evliliğin yükü, kadının giyim kuşam masrafları gibi, hatıra gelen gelmeyen birçok zorluklara katlanmak da söz konusudur. Muhammed'in yoluna gidemiyorsan İsa'nın yoluna git de bir uğurdan mahrum kalma.
Kadın nedir, dünya ne?
İster söyle, ister söyleme, o, neyse, gene odur; yaptığını bırakmayacaktır o.
Hatta söyledikçe daha beter olur.
Mesela; bir somun al, koltuğunda sakla bunu kimseye vermeyeceğim, vermek şöyle dursun göstermeyeceğim bile de.
Ekmek ucuzluğundan, bolluğundan sokaklara atılmış olsa, köpekler bile yemese, sen böyle görünmesine mani olmaya başlayınca, bütün insanlar onu görmek isteyecek, arkanda dolaşacaklar.
"Biz, sakladığın, göstermek istemediğin o ekmeği görmek istiyoruz." diyecekler, hatta zor kullanacaklardır.
Sen, göstermemekte ısrar edersen, insanların buna karşı ilgisi o derece artar.
Çünkü insanlar, menedildikleri şeylere haris olurlar.
Sen ne kadar kadına gizlen diye emredersen onda kendini gösterme isteği çoğalır.
Şu halde sen oturmuşsun, iki tarafı da kızıştırıyorsun.
Sonra da bununla onu ıslah ettiğini sanıyorsun.
Bu yaptığın şey, bozgunculuğun ta kendisidir.
Kadının mayasında kötülük yoksa, yapma desen de, demesen de iyi huyunu, temiz yaratılışına uyacak ona göre hareket edecektir.
Sen, işkillenme, bırak.
Yapma, etme, görünme demek, isteği arttırmaktan başka bir şeye yaramaz."
