Dinimizde Ölen Kişiye Ağıt Yakmak...
Rasulullah'ın kadınlarla bey'at yaparken, ölü arkasından yüksek sesle ağlamayacaklarına dair söz aldığını, ölü için kalbin teessüründen dolayı gözyaşı dökülebileceğini, bunun da Allah tarafından bağışlanacağını, ölüler arkasından ağıtçılık yapan kimseler tevbe etmeden ölürlerse katrandan bir gömlek ve uyuzdan bir zırh olduğu halde mezarlarından kaldırılacaklarını öğreneceğiz.
Ömer İbni'l-Hattab radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Arkasından koparılan feryat ve yakılan ağıt sebebiyle ölüye kabrinde azâb olunur."
Bir rivayette; "ölüye ağlandığı sürece" denilmektedir.
İbni Mes'ud radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ölenin arkasından yüzünü gözünü tırmalayan, yakasını paçasını yırtan, Cahiliye insanı gibi bağıra çağıra ağıt yakıp kendisine beddua eden, bizden, bizim yolumuzu izleyenlerden değildir."
Ebu Bürde şöyle dedi:
Babam, Ebu Musa el-Eş'ari hastalandı ve başı hanımlarından birinin kucağında iken bayıldı.
Bunun üzerine hanım, bir çığlık atıp yüksek sesle ağlamaya başladı.
Fakat Ebu Musa, kadını bundan men edecek durumda değildi.
Ayılınca:
''Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in hoşlanmayıp uzak kaldığı şeyden ben de hoşlanmam ve uzak olurum. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem vaveylacı, saçını yolan, üstünü başını yırtan kadınlardan uzaktı, diye hanımını ikaz etti.''
Mugire İbni Şu'be radıyallahu anh; "Ben Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinledim" dedi:
"Kimin arkasından bağıra çağıra ağıt yakılırsa, kendisi adına yapılan bu feryattan dolayı o kişiye kıyamet günü azab olunur."
Ümmü Atiyye Nüseybe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
''Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bey'at sırasında, ölüye yüksek sesle ağlamayacağımıza dair biz kadınlardan söz aldı.''
Nu'man İbn. Beşir radıyallahu anhüma şöyle dedi:
''Abdullah İbni Revaha radıyallahu anh'ın baygınlık geçirmesi üzerine kız kardeşi; "Vah dağ gibi kardeşim, vah şöyle şöyle olan kardeşim" diye onu överek yüksek sesle ağlamaya başladı.
Abdullah İbni Revaha ayıldığı zaman kız kardeşine; "Senin hakkımda söylediğin her övgü için ben, sen gerçekten böyle biri misin?'' diye sorgulandım dedi.
İbni Ömer radıyallahu anhüma şöyle dedi:
Sa'd İbni Ubade radıyallahu anh hastalanmıştı. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Abdurrahman İbni Avf, Sa'd İbni Ebu Vakkas ve Abdullah İbni Mes'ud ile birlikte Sa'd'ı ziyarete geldi.
Yanına girdiğinde onu elem ve ıstırap içinde, ailesi tarafından etrafı kuşatılmış bir halde buldu.
Bunun üzerine:
"Öldü mü?" buyurdu.
Hayır, ey Allah'ın Resulü ölmedi, dediler.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Sa'd'ın bu ağır durumuna üzülerek, ağladı.
Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in ağladığını görünce oradakiler de ağladılar.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem:
"Bilmez misiniz, gerçekten Allah, gözyaşı ve kalbin hüznü sebebiyle insana azab etmez.
Fakat eliyle diline işaret ederek, işte bunun yüzünden azab eder veya bağışlar" buyurdu.
Müslümanlar bu hadislerdeki yasaklığı bilip vasiyet etmeli ve ölümünden sonra böyle şeyler yapılmamasını tenbih etmeliler, arkaya kalanlar da hem bu hadisleri bilmeli, hem de ölünün bu vasiyetine uymalıdırlar.
Ebu Malik el-Eş'ari radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ağıtçı, ölmeden önce tövbe etmezse, kıyamet günü üzerinde katrandan bir elbise ve uyuzlu bir gömlek olduğu halde mezarından kaldırılır."
Üseyd İbni Ebu Üseyd et-Tabii'nin, Hz. Peygamber'e biat etmiş kadınlardan birinden naklettiğine göre o hanım sahabi şöyle demiştir:
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in ma'rufta itaat konusunda bizden aldığı biat içinde, iyilikte kendisine isyan etmeyeceğimiz, felaket anında yüz tırmalamayacağımız, ah vah diye vaveyla koparmayacağımız, yaka paça yırtmayacağımız ve saç baş yolmayacağımız sözü de vardı.
"Ölen herhangi bir kişinin arkasından ağlayıcılar, ey kendisine dayandığımız, ey efendimiz vs. diye onu övmeye başladılar mı, adamın başına iki melek görevlendirilip dikilir ve onu tartaklayarak, "Sen böyle biri miydin?" derler.
Ebu Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"İnsanlar arasında iki adet vardır ki, bunlar küfür dönemi adetidir. Nesebe sövmek, ölüye yüksek sesle ağlamak."
