MADEM Kİ KARDEŞİZ!
Devletin temel vasıflarından birisi,
Kendini koruyabilme yetisi olmalıdır.
Bunun için radikal kararlar alabilmeli,
Uzun süreli stratejik planlar yapabilmeli,
En önemlisi devletin bekası için bu kararları,
Korkmadan uygulayabilmelidir.
Peki, bizim devletimiz,
Veya siyasilerimiz,
Bu konularda cesur mu?
Yürekli mi?
En önemlisi "DEVLET ADAMI" denilecek vasıflara sahip mi?
Bunun yorumunu ancak tarihe,
Geçmiş dönemlerin hükümetlerinin icraatlarına bakarak anlayabiliriz.
Bu vasıflara sahip ülkelerin başında ABD olduğunu söyleyebiliriz.
Adamların keskin beyinleri toplanıyor,
İnce eleyip sık dokuyor,
Dünya konjonktürü ile ilgili,
Kendilerini ilgilendiren meseleleri masaya yatırıyor,
Çözümler üretiyor,
Ve 40-50 yıllık stratejik planlarla bunu uyguluyorlar.
Çok daha önemlisi bu planlar hükümetler değişse de baki kalıyor.
Kendi konumuza dönersek,
Türkiye Cumhuriyetinin bir Güneydoğu,
Veya KÜRT meselesi var.
Bu kardeşlerimiz sanırım 50"e yakın isyan hareketine girişmişler.
Ve devletimiz bu isyanlarını bir şekilde bastırmış.
Ancak meseleyi kökten çözecek,
Radikal, stratejik kararlar almamışlar.
Bu da siyasetçilerimizin bana göre çapsızlığından kaynaklanıyor.
Örneğin bir Şeyh Sait isyanınızdan sonra.
İsyana karışan bazı aileler zorunlu göçe tabi tutulmuşlar.
Ancak göç ettirilen bu yurttaşların yerine ASLA batıdan TÜRK kökenli insanlarımız konmamış
Dolayısıyla batıda KÜRT nüfusu artarken,
Doğu bölgelerinde boşalan yerlere yine KÜRT kökenli insanlar doldurmuş.
Ve bir denge oluşmamıştır
Bu güne bakarsanız,
Doğudan batıya doğru devamlı bir KÜRT göçü söz konusudur.
Ancak batıdan doğuya asla bir TÜRK göçü olmamaktadır.
Batıda ki şehirlerimizde KÜRT yoğunluğu günden güne artmaktadır.
İstanbul dünyanın en çok KÜRT nüfusunu barındıran şehri olmuştur,
Diyarbakır eskiden TÜRK_KÜRT dengesi olan bir şehirken,
Artık tamamen Kürtleştirilmiştir.
Van Ermenilerce boşaltılan bir şehirken,
Şimdi bir KÜRT şehri olmuştur,
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
VE şimdi radikal-milliyetçi Kürtler;
"Batıyı Kürtlerle TÜRKLER, doğuyu da Kürtler yönetmelidir "diyorlar.
Bu tabloya baktıktan sonra,
Siyasetçilerimizin veya devletimizin yapması gerekenler vardır.
Devletin bekasını koruyabilmek için.
Doğuda TÜRK -KÜRT dengesini bir şekilde oluşturmamız gerekir.
Tabii bu tür girişim tepkilere sebep olacaktır.
Ama unutulmaması gereken doğudaki vatandaşımız nasıl istediğinde elini kolunu sallayarak batıya gelmekte,
İş kurmakta, evlenmekte, yemekte, içmekte, yerleşmekte ise,
Madem ki "KARDEŞİZ" batıda ki insan da aynı şekilde doğuya gidebilmeli oraya yerleşebilmelidir.
Devlet bu konuda insanlarımızı öncelikle özendirebilir.
Batıya gidene iş aş sözü verebilir.
Ev bark sözü verebilir.
Hatta doğuya göç için asırlık albenisi olan stratejik planlar yapabilir.
Mesela neler yapabilir?
Ceylanpınar gibi bir üretme çiftliğimiz var,
Devletin hazine arazisi.
Buraya toprakları batıdaki TÜRKLERE verilip orda bir MEGA şehir yaratılabilir.
Aynı şekilde MUŞ'TA veya diğer doğu illerindeki bu tür devlet çiftliklerine TÜRK nüfus yerleştirilip kendilerine bedava toprak verilebilir.
Devletin doğuda binlerce dönüm hazine arazisi var buralara çiftlikler kurup yine batıdan insanlarımız iskan edebilir.
Suriye sınırındaki mayınlı arazi temizlenip TÜRK ailelere verilebilir.
Baraj, hidoeletrik santrali, fabrika kurulacağında buralarda çalışacak insanların en az yarısının TÜRK olma koşulu getirilebilir.
Özetle devlet isterse bunu yapar.
Ancak bunu uygulayabilecek cesarette vatansever milliyetçi politikacı olabilir mi?
Bunlara bu işi üstlenme görevi verilebilir mi?
Bu çok zor.
Hele hele doğuyu PKK"ya teslim eden bir AKP varken imkânsız gibi.
Görüntü halkı KÜRT olan bir yerleri TÜRKLEŞTİREMİYECEĞİMİZE göre.
Oraları karma bir hale getirip,
KARDEŞÇE yaşamanın yollarını aramamız yönünde.
