'VEREREK'TERÖR BİTER Mİ?
Başbakanımız;
“Türkiye ağırlıklarından kurtulacak” demiş.
Ağırlık olarak neyi kastediyor bilmiyorum.
Ancak PKK'nın,
Anadilde eğitim,
Ve de STATÜ(özerk Kürdistan-TOPRAK),
Taleplerine bakarsak,
Bunun tek anlamı olabilir.
Güneydoğuda,
Kendi kendini yönetmek isteyen bir KÜRT Devleti.
Bunun da açılımı,
TOPRAK KOPARMAK demektir.
Başbakanımızın, agırlıklarımızdan kurtulacağız,
Betimlemesi bu ise,
Bence çok kötü bir açıklama.
Türkler 13 milyon kilometre kara bir topraktan,
781 bin kilometre karelik bir toprağa geriledi.
Yani topraklarından hemen hemen,
Sadece onbeşte biri elinde kaldı.
Hatta SEVR Anlaşması ile
Çok küçük bir TÜRK devletine dönüşmemizi,
O beğenmediğiniz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK önledi.
Şimdi bu tabloya bakarak,
Oslo'lalarda,
İmralı'larda,
Kandıl'lerde masaya oturuyorsunuz.
Anadil,
Ve toprak pazarlığını,
“AĞIRLIK” olarak niteliyorsunuz.
Ve bu meseleyi bu şekilde çözmeye çalışıyorsunuz.
Geçerli sebebiniz ise,
“Analar ağlamasın” türündeki göz boyama muhabbeti.
İyi de bu toprakların zapt edilmesi,
Anadolu da bin yıldır hükümranlık kurulması,
Hep şehitlerin yüzü suyu hürmetine,
Hep o ağlayan analarımızın kanlı gözyaşları üzerine oldu.
Şimdi siz “NOBEL” alır safsataları üzerine,
Çözerim büyük lider olurum ütopyaları üzerine,
PKK ile masadasınız.
ÖCALAN”I büyük bir katilden,
Halk hareketi liderine dönüştürdünüz.
PKK artık Batının TERÖR listesinden çıkmak istiyor.
BDP başkanı,
Öcalan”a,
“KATİL” olarak değil de,
SAYIN olarak hitap etmenizi istiyor.
Devletin efsane,
PKK ile mücadelede destan yazmış,
Gazi olmuş,
Uzuvlarını kaybetmiş kahramanları,
Ya cezaevinde hor görülüyor,
Ya da normal hayatta ikinci planda kalıyor.
Bence bir başbakanın kendi uhdesinde olmayan,
Kazanılmasında hiç ama hiç katkısı olmadığı bir toprak parçasını,
Kendi dilini pazarlık masasına koyarken,
İki kere düşünmesi
Bunu vermeye yetkili olmadığını da bilmesi gerekir.
Bir paketin içine GAZ alıcı türden iki üç madde sıkıştırarak, genele yayarak insanları kandıramazsınız.
Paketin PKK için çıktığını herkes biliyor.
Bir paket hazırlıyorsunuz,
Oturmuşsunuz masaya iki üç kişi bizim,
Toprağımızı, dilimizi pazarlık konusu yapıyorsunuz.
Peki, bunu kimseye sordunuz mu?
TÜRK Halkına sordunuz mu?
Sivil toplum örgütlerine sordunuz mu?
Muhalefet partilerine sordunuz mu?
Bunu halkımızla tartıştınız mı?
Yok…
Ben yaparım oldu zihniyeti,
Demokrasiler için pek geçerli olan bir olgu değildir.
HOŞ icraatlarınıza baktığımızda,
Bu olguyu çok kullandığınızı Türkiye Cumhuriyetinde,
İktidarınız zamanında bol bol görüyoruz.
İki şey söylemek istiyorum,
Dünyada ”VEREREK” terörü bitiren bir tek ülke örneği yoktur.
Ayrıca masada bir şeyleri tartışırken,
Hiç STRATEJİ bilmiyorsanız,
Lütfen Kuzey Irak”a bir bakın.
Onlar da aynı süreçten geçti.
Şimdi bölgelerine tek bir ARAP giremiyor.
Ve son seçimlerde nüfuslarının ne olduğuna bakılmadan,
TÜRKMENLERE, MAM Barzani amcanız,
Meclislerinde “KOTA uyguladı.
Özetle;
”sen ancak kendini iki milletvekili ile temsil edebilirsin” dedi.
Biz demokrasiyi sonuna kadar uyguluyoruz da,
Kuzey Irak'taki KÜRTLER niçin uygulamıyor acaba!
Ve ERİVAN,
Bu kentte yüzyıl önce TÜRKLER çoğunluktaydı.
Şimdi bir tek TÜRK kalmadı.
Sebebi he acaba!
