İslam ve Uyuşturucu Maddeler...

Esrar, afyon, eroin, kokain, morfin gibi maddeler, alkollü içkile­rin tesirini fazlasıyla taşımaktadırlar. Zararları da bu tesir ölçüsünde faz­ladır. 

İslam'ın ana kaynakları helal ve haram olan şeylerin bir kısmını zik­retmesi, geri kalanların haram ve he­lal kılınma illetini taşımalarına göre hükme bağlanmalarını istemiştir. 

Şu halde haram hükmünün illetini; sar­hoş etme, uyuşturma taşıyan bütün maddeleri vücuda almak haramdır".

Peygamberimiz (S.A.V.)'in bir hadisi de; 

"İçkiden kaçının, çünkü o bütün kötülüklerin anasıdır". 

Bir başkası da; "İçki ilaç değil kendisi bir hastalıktır". 

Bu iki hadis, içkinin yüzyıllar boyunca sebep olduğu, zamanımızda ise, daha büyük bir şiddetle sebep olmaya devam et­tiği kişisel ve toplumsal kötülüklerin, hastalıkların yüzyıllar öncesinden ha­ber verilişidir. "Kim Allah'a ve ahire! gününe inanıyorsa üzerinde içki dolaştırılan sofraya oturmasın".

***

Ülkemizde Caydırıcı Kanun Yok:

Basında, toplumda hergün müşahade ediyoruz, tonlarca uyuşturucu yakalanıyor, imha ediliyor ama, gerisi devam ediyor. 

Uyuşturucu öyle bir yaygın hale gelmiş ki, uyuşturucu kullananların yaşı 14'e inmiş. 

Okulların çevresinde satıcılar dolaşıyor ve hatta polis sezmesin diye ekmek arasında dahi satılmakta.

Avrupalıların savaşlarla bitiremedikleri TÜRK GENÇLERİNİ, uyuşturucu ve ZÜHREVİ hastalıklar taşıyan kadınları Türkiy'ye göderek, Türk geçlerini zehirlemeğe çalışıyorlar.

Türkiyede gerek zina yapanlara ve uyuşturucu satana ve içene caydırıcı bir ceza uygulanmıyor.

Türkiyede zinanın cezası yok...

Durum böyle oluncada tarlalar boş araziler esrar otu dolu.

Suudi Arabistanda ddaha önce, esrar veya uyuşturucu maddenin bulunduğu araba yakılıyor, failide hapse atılıyordu. 

Bu ceza yetmedi, şimdi uyuşturucuyu satanı idam cezası veriliyor. 

Eğer gözün kesiyorsa buyurun...!

Ama Türkiyede, üç beş ay yatar çıkar, yine satar, yine eker.

Durum böyle oluncada maazallah, geçliğimize yazık olacak.

Şu anda Türkiyede sigara içen genç kadınların sayısı erkekten fazla...

Bir çok evlilikler, üç ayda bitiyor, hem de geride birde çocuk bırakarak. 

Ekranlarda dizilerde zengin çocukların yaşantıları, elbette fakirleri etkiliyor, özendiriyor. 

Oğlunun düğününde gelinine, kilolarca altın takısı, ceyizini alamayan fakir kızları etkiliyor.

Kısaca özetliyecek olursak, gençliğimizin ahlakını bozmaya yönelik uygulamaların hepside şu anda devrede.. Analar, babalar, aman dikkat, çocuklarımızın yaşantılarını devamlı izleyelim, onlara neyin çirkin, neyin güzel olduğunu güzellikle anlatalım. 

Hiçbir değer, evlat kadar değerli değildir. 

Onlar bize, Allah'ın emanetidir.

Dünyada boş bir sözcük ver; ''Demokrasi''  

Demokrasi adına hertürlü ahlaksızlık yapılıyor, cezası yok. 

***

Ey nebi; ''peygamber''! Mü'min kadınlar; 

Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zinada bulunmamak, evlâtlarını öldürmemek, elleri ve ayakları arasında bir iftira uydurmamak, maruf bir iş konusunda sana asi olmamak üzere, sana tabi olmak için geldikleri zaman, artık onların biatlerini kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. 

Muhakkak ki Allah; Gafur'dur mağfiret edendir, günahları sevaba çevirendir,  

Rahim'dir Rahim esması ile tecelli edendir..'' 

İşte müslüman toplumun dünyada yolu budur...

Müslümanlar bu vahyi içine sindirirse, bütün kötülükler ondan uzaklaşır. 

Böylece de hem dünyamızı, hemde ahiretimizi kazanmış oluruz, temiz bir vicdanla Rabbimize kavuşuruz.

Allah tüm inananları korusun.