29 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Sahabe Hanımların Peygamberimize soru sormaları...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

Kadınların, Efendimiz ve Hulefa-i Raşidin döneminde ilim almak için soru sormaktan çekinmediklerini görüyoruz. 

Dışarıda herkesin soru sormasına müsaade eden Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ayrıca öğleden sonra huzuruna girilip soru sorulması için de izin veriyordu. (Mecmaü'z Zevaid) 

Örnek olarak Mücadile Suresinin inişine sebep olan hadiseyi zikredebiliriz: 

Havle binti Salebe, kocasının kendisini boşadığı şikayetiyle Peygamber Efendimiz'e gelmiş ve kocasının kendisini boşadığını söyleyerek derdini dökmüştü: 

''Ey Allah'ın Resulü, Evs benimle genç ve cazip olduğum sırada evlendi. Bunca zaman ona hizmet ettim. Çocuklar doğurup büyüttüm. 

Gençliğim gidince beni ortada bıraktı. 

Kocama dönme imkanı yok mu? O da buna razı?'' Bu ısrarlı yakarmalardan sonra Mücadele suresinin ilk dört ayeti nazil oldu.

Hazreti Aişe validemiz, Ensar kadınları hakkındaki bir hayretini şöyle dile getirir: 

''Ensar kadınları ne hoş, hayaları, soru sorarak ilim öğrenmelerine mani olmuyor!''. 

İşte bu kadınlardan biri olan, Hazreti Enes'in annesi Ümmü Süleym, Peygamberimiz'e gelmiş ve; ''Allah, hak olan bir meseleyi açıklamaktan çekinmez. 

Bu yüzden ben de çekinmeden soruyorum.'' deyip kadınların gusül abdesti alması konusunu soruvermiş, Allah Resulü de güzelce açıklamıştı. Hadisi bize rivayet eden Ümmü Seleme validemiz merakını yenemeyerek; ''kadınlara da mı gusül gerekiyor'' diye sormuş, Peygamber Efendimiz, ona da aynı açıklıkla cevap vermişti. (Buhari) 

Bu rivayetten anlaşılıyor ki, Allah Resulü'ne kadınlar da gelip soru soruyorlar ve O, sordukları her mevzuya anlayacakları en güzel şekilde cevap veriyor ve onları memnun ediyordu.

 

O'nun Atmosferinde Yetişen Kadın Alimler:

Allah Resulü'nün çok kadınla evlenmesi pek çok hikmete mebnidir.

Bu hikmetlerden biri de; hanımları yoluyla kadınlara ve aileye ait hükümlerin ümmete daha iyi öğretilmesidir. 

Efendimiz'in evde yaptığı ibadetler, ev hayatının ve eşler arası hukukun incelikleri, uyku anında görülen mucizeler, gece hayatının özellikleri, hayız, iddet, gusül gibi konular, çoğunlukla Peygamberimiz'in hanımları olan annelerimiz tarafından nakledilmiştir. İşte Allah Resulü'nün, kadınların eğitimine verdiği değeri gösteren en önemli hususlardan biri de Efendimizin rahle-i tedrisinde yetişen ezvac-ı tahirattır ve bunların başında da Hazreti Aişe validemiz gelmektedir.

Âişe Validemiz; Allah Resulü'nün hanımları arasında ilme düşkünlüğü ile bilinenlerin en önde geleni Hazreti Aişe validemizdi. 

O kadar ki, ''bilmediği bir konuyu duyduğunda, onu iyice anlayıncaya kadar sormaya devam ederdi.''(Buhari) 

Ebu Musa el Eşari anlatıyor: 

''Allah Resulü'nün arkadaşları olarak ne zaman bir hadisi anlamada problem yaşasak, hemen Aişe'ye sorardık. Kendisi bize o konuda mutlaka bir bilgi sunardı.'' (Tirmizi) 

Aişe validemizin hadislere vukufiyeti fevkalade ileri idi. 

Huzuruna gelen bir soru veya problemi, hemen bir hadisle veya bir te'ville hallediveriyordu. 

Hatta bazı yanlış anlaşılan veya eksik rivayet edilen hadisleri, Hazreti Aişe validemiz tamamlamış ve bizi yanlış anlamalardan kurtarmıştır.

Allah Resulü, Hazreti Aişe hakkında şöyle buyurmuşlardır: 

''Peygamber Hanımları da dahil eğer ümmetimin kadınlarının ilmi Aişe'nin ilmiyle kıyas edilecek olsa, Aişe'nin ilmi daha fazladır.'' (Taberani) Mekke'nin alimi olan Ata ibni Rabah, Aişe validemizin ilmine olan hayranlığını şöyle ifade eder: 

''O, insanların en fakihi, en alimi, görüşü en güzel olanıdır.'' (Müstedrek) 

Ayetlerin iniş sebebini en iyi bilenlerden biri olan Aişe validemiz, Hazreti Ömer ve Hazreti Osman zamanında fetvalar da veriyordu. 

Hazreti Ömer ve Hazreti Osman (r.a), sünnetle alakalı bazı sorular için Hazreti Aişe validemize elçiler gönderiyorlardı.

Rivayete göre, Peygamberimizin hanımları hadisleri çok iyi ezberliyorlardı. 

Bilhassa Hazreti Aişe validemiz ile Ümmü seleme validemiz bu konuda önde idi.

Hafsa Validemiz, yirmi yaşlarında Peygamber Efendimiz'le evlenmiş ve 60 hadis rivayet etmiştir. Kendisinden de kardeşi Abdullah b. Ömer, yeğeni Hamza, kadın hizmetçisi Safiye, Harise b. Vehb, Ümmü Mübeşşir gibi sahabiler rivayette bulunmuşlardır. 

İslam, kadın hizmetçiye dahi ilim öğretme imkanı sunmuş, bununla da kalmayıp o ilmi başkalarına nakletmesini de tavsiye etmiştir.

Hafsa Validemiz, belagat ve fesahat sahibi, eli kalem tutan bir kadındı. 

Babası Hazreti Ömer'in vefatından sonra Müslümanlara hitaben yapmış olduğu bir konuşma vardır ki, gayet edibanedir.

Cahiliyede Şifa Adeviye isimli kadından yazmayı öğrenmişti. Peygamber Efendimiz, kendisiyle evlendikten sonra, Şifa Adeviye'den Hafsa Validemize hüsn-ü hattı ve süslemeyi de öğretmesini istemişti.

Ümmü Seleme Validemiz,  

Her hanımın, kendi evini birer okul, birer mescit haline getirmesi, dinimizin istediği, en azından tavsiye buyurduğu bir kutlu vazifedir. 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *