30 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

ABBAS HİLMİ PAŞA...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

Osmanlı Devleti tarafından Mısır'a gönderilen son hidiv. 

14 Temmuz 1874 senesinde, İskenderiyye'de doğdu. 

Hidiv Tevfik Paşa'nın oğludur. Mısır'da prenslere ait mektebde okuduktan sonra İsviçre'de tahsil gördü. Kardeşi Mehmed Ali ile beraber Viyana'daki Theresianum okuluna devam etti. 

1892'da babasının vefatı üzerine on sekiz yaşında Osmanlı Devleti tarafından Mısır hidivliğine getirildi. 

Abbas Hilmi Paşa'nın genç ve idari işlerde tecrübesiz olması sebebiyle, Osmanlı hükumeti Mısır'da senelerce Osmanlı Devleti, Mısır fevkalade komiserliği yapan ve Mısır'ın idaresiyle ilgili işlerde tecrübesi ile tanınan Ahmed Muhtar Paşa'yı kendisine müsteşar-ı has tayin etti. 

Böylece İngiltere'nin, hidiv Abbas Hilmi Paşa üzerindeki te'sir ve telkinleri önlenmek istenmişti. Fakat İngilizler, Mısır'ın içişlerine karıştılar ve Mısır'daki işgal kuvvetlerini artırdılar. 

Mısır ordusundaki yüksek rütbeleri ele geçirdiler. Mısır idarecilerini idare etmeye başladılar. 

Osmanlı komiseri olan Gazi Ahmed Muhtar Paşa vazifesine devam ediyordu. 

Ancak İngiliz komiseri Lord Cromer ve ondan sonra yerine tayin edilen Lord Kitchener ön planda rol oynuyordu. 

Lord Kitchener, ekseriyetini Mısır halkından topladığı bir ordu ile Sudan'a saldırınca, İngilizler ile Fransızlar arasında uzun süren siyasi tartışmalara sebeb olan Pasoda mes'elesi ortaya çıktı ise de, Fransız ve İngiliz ileri gelenlerinin savaş istememeleri üzerine kapanıp gitti. 

İkinci Abdülhamid Han'ın, Abbas Hilmi Paşa'ya verdiği hidivlik fermanında, Mısır'ın idaresi ve hududları hakkında bazı değişikliklerden bahsedilmişti. 

O zamana kadar Mısır jandarması tarafından beklenen Akabe'nin Hicaz iline katılarak Osmanlı askerinin koruması altına verilmesi istenmişti. 

Bu durum, Akabe körfezi ağzındaki Tran adasının, Hindistan yolu üzerindeki çok elverişli bir deniz üssü hâline gelmesi ihtimâlinden dolayı, İngiltere'nin şiddetli itirazlarına ve uzun tartışmalara sebeb oldu. Sonra mes'ele Akabe'nin yine eski hâlinde kalması şeklinde ve İngilizlerin isteğine göre bırakıldı. 

Vazifesinin ilk senelerinde İngilizlerin idaresine muhalif bir siyaset takib eden Abbas Hilmi Paşa, nazırların reisliğine Fahri Paşa'yı tayin etmek istedi. Bu sebeble Kahire'deki İngilizlerin konsolos temsilcileri ile anlaşmazlığa düştü. 

Çok şiddetli bir hal alan bu anlaşmazlık, Riyaz Paşa tarafından kurulan nazırlar hey'eti tarafından halledildi. 

Abbas Hilmi Paşa'nın, İngilizlere karşı muhalefeti de uzun sürmedi. 

Mısır daimi komiseri Ahmed Muhtar Paşa, Osmanlı Devleti'nin Mısır üzerindeki haklarının belli bir ölçüde, şeklen de olsa korunmasında büyük gayret göstermesine karşılık, Abbas Hilmi Paşa, bu derecede istikrarlı bir siyaset güdemedi. 

Abbas Hilmi Paşa, 1893'de Ahmed Muhtar Paşa ile İstanbul'a gitti. 

Sultan İkinci Abdülhamid Han onu alaka ile karşılayıp, hediyeler verdi. Abbas Hilmi Paşa, İstanbul'a geldiği senenin ertesi senesi Avrupa seyahatlerine çıkmaya karar verdi. 

Onun bu seyahatleri neticesinde Mısır'da idâri bir boşluğun doğması tehlikesi vardı. Bu sebeble Osmanlı Devleti, Avrupa devletlerinin Mısır hidivi üzerinde etkili olmaması için Ahmed Muhtar Paşa'dan bu seyahatlere mâni olmasını istedi. Fakat Abbâs Hilmi Paşa bütün ısrarlara rağmen seyahatten vazgeçmeyince, Osmanlı Devleti gittiği her Avrupa ülkesinde onu takib etmeye çalıştı. 

Mısır'da ölçülü ve dengeli bir siyaset sürdüremeyen Abbas Hilmi Paşa'nın, hem Mısır'da hem de diğer dış ülkelerde muhalifleri artmaya başladı. 

Neticede çeşitli suikastlere maruz kaldı. 

1894'de suikast yapmak üzere olan bir İtalyan, İskenderiyye'de yakalandı. 

1914'de ise, İstanbul'da uğradığı bir suikastde yaralandı. 

Bundan sonra da Birinci dünya savaşı çıkması sebebiyle bir daha Mısır'a dönemedi, İstanbul'da ve Avrupa'da yaşadı. 

Birinci dünya savaşı esnasında Almanlarla işbirliği yaparak, Fransızları müttefiklerinden koparmaya çalıştı ise de muvaffak olamadı. 

Birinci dünya harbinin başlaması ile İngilizler 

19 Aralık 1914'de Mısır'ı himayelerine alıp, Osmanlıların Mısır'daki haklarını da sona ermiş saydılar. 

Abbas Hilmi Paşa'yı da hidivlikten azlettiler. Osmanlılar ise, Abbas Hilmi Paşa'nın hidivliğini Lozan andlaşmasına kadar geçerli saydılar. 

Abbas Hilmi Paşa'dan sonra, amcası ve hidiv İsmail Paşa'nın oğlu olan Hüseyin Kamil, İngilizler tarafından Mısır'da sultan ilan edilerek, hidivlik kaldırıldı. 

Böylece Mısır'ı Osmanlı idaresinden ayırarak kendi emellerine hizmet ettirdiler. 

1923 senesinden sonra hayatını İstanbul ve Viyana'da geçiren Abbas Hilmi Paşa, Mısır'ın bağımsızlığa kavuşmasından ve Hüseyin Kamil'in yerine Fuad'ın kral olarak getirilmesiyle 1922'de hidivlik haklarını tamamen kaybetti ve malları müsadere edildi. 

Kendisi de, ömrünün son günlerini geçirdiği İsviçre'nin Cenevre şehrinde 1944 senesinde öldü. 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *