Efendimizin Çocuk Sevgis ve Merhameti...
Hz. Peygamber, çocukların hoşuna gidecek şefkatli sözler söyler, onların başını okşar, onlara dua eder, ve bazen onların masum oyunlarına katılırdı.
O, çocukların ağlamasına asla dayanamazdı.
O'nun ağlayan çocuklara ilgi gösterdiğini, dertlerine çözüm olduğunu bilmekteyiz.
Peygamberimiz, bazen çocuklar ağlamasın ve üzülmesin, anneleri de çocuklarıyla ilgilensinler diye namazlarını kısa keserdi.
Bir sabah namazının ilk rekatında 60 ayet okuyan
Hz. Peygamber, çocuk ağlama sesini duyunca, ikinci rekatı en kısa süreyle tamamlamıştır. Peygamberimiz, kendisiyle birlikte namaz kılan çocuğun annesinin serbest kalmasını ve çocuğu ile ilgilenmesi için böyle bir tavır sergilemiştir.
Peygamberimiz, bayram gününde yırtık ve yamalı elbiseleriyle boynunu bükerek, bir kenarda üzüntülü olarak duran ve avuçlarıyla yüzünü kapatıp ağlayan bir kız çocuğunu görür.
Onun bu halini görünce hemen yanına gidip, tatlı ve şefkatli sesiyle sorar; ''Yavrucuğum! Bu bayram gününde niçin ağlıyorsun?''
Çocuk içini çekmiş… Başını kaldırmadan ve soruyu soranın kim olduğuna bakmadan konuşmaya başlamış; ''Babamı hatırladım, bu yüzden ağlıyorum… Geçen bayram bizimleydi, şimdiyse artık yok… Son savaşta Peygamberimizle birlikte gitti. Onunla yan yana dövüştü ve sonunda şehit oldu. İnsan böyle yetim kalınca elbette ağlar…''.
Bunları duyan peygamberimizin yüreği sızlamış. Küçük kızın başını okşayarak şöyle demiştir;
''Sil gözünün yaşını yavrucuğum. Kaldır başını, bak sana ne diyeceğim… İster misin, senin baban ben olayım?... Fatıma, ablan, Ayşe de annen olsun… Bu teklifime ne dersin?''.
Çocuk bu teklife; sevinir ve evet der. Peygamberimizin evinde her türlü bakımı yapılan çocuk, sokağa çıktığında onun bu değişik durumunu gören çocuklar, dayanamayarak sormuşlar;
''Ne oldu sana, neden bu kadar sevinçlisin?'' Küçük kız, elbiselerini ve harçlığını göstererek cevap vermiş. ''Benim de bir babam var artık! Hem de öyle bir baba ki, dünyada bulunmaz eşi…''
Böyle babası olan kim sevinmez ki?...
Hem yüreği şefkat dolu Ayşe annem var benim… Saçlarımı tarayan, elbisemi giydiren bir de Fatma ablam…İşte bu yüzden sevinçliyim…Dünyalar kadar mutluyum…
Zeyd b. Harise, babası öldürüldüğü zaman Peygamber'e varır. Hz. Peygamber onu gördüğünde gözlerinden yaşlar akar.
Ertesi gün yine Hz. Peygamber'e gider.
Ona; ''Dün seni gördüğümde duyduğum üzüntüyü, bugün de bana çektirdin'' diyerek, ona ve babasına olan üzüntüsünü dile getirir.
Bir başka zaman ise, Zeyd b. Harise'nin kendisi şehid düşer. Hz. Peygamber onun evine gelir.
Zeyd'in kızı ağlayarak, Hz. Peygamber'in kucağına atılır. Peygamber de ağlamaya başlar.
Öyle ki Hz. Peygamber sonunda sesli olarak ağlamaya başlar. Sahabeden Sa'd b. Ubade,
''Ey Allah'ın Resulü! Bu nedir?'' diye sorar.
Bunun üzerine Hz. Peygamber; ''Bu, dostun dosta karşı olan sevgisidir'' buyurur.
Bir gün Peygamberimiz, hasta bir çocuğu kucağına almıştı.
Çocuk hastalığın tesiriyle inliyordu.
Peygamberimiz çocuğa ve hastaya olan şefkatinden ağladı.
Resulullah'ın ağladığını gören Ümm-i Eymen de ağlamaya başladı. Peygamber efendimiz niçin ağladıklarını sordular.
Ümm-i Eymen de, Ona olan sevgisini şöyle ifade etti: ''Resulullah efendimiz ağlarken, ben nasıl olur da ağlamam?''.
Peygamberimizin kızlarından birisi, çocuğunun ölmek üzere olduğuna dair haber gönderir.
Hz. Peygamber gelen adama; ''Git ona de ki, Allah neyi alırsa, o Allah'ındır. Neyi verirse o da Allah'ındır.'' Her şey Allah katında belli bir müddetledir. Ona söyle ki, sabretsin ve Allah'tan sevap istesin'' dedi.
Adam gitti ve tekrar geri gelerek Hz. Peygamber'e, ''Kızın gelmen için yemin etmiştir!'' dedi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber, beraberinde bir grup sahabe ile oraya varır. Çocuk, Peygamber'in yanına getirildi. Onun göğsü sanki delinmiş bir kırba gibi durmadan hareket halindeydi.
Resulullah'ın gözlerinden yaşlar akıyordu.
Sa'd, bu olay karşısında hayretini dile getirerek;
''Ey Allah'ın Resulü! Bu nedir?'' diye sorunca,
Hz. Peygamber; ''Bu merhamettir. Allah kullarının kalbine bunu koymuştur. Allah kullarından merhametli olana merhamet eder'' buyurdu.
Salat'ü Selam O'nun üzerine olsun....
