Kadından Evliya Olur mu...?
Bu söz, halk arasında devamlı konuşulur.
İşine gelen bildiğinden değil de, söz olsun diye adam kadından evliya olmaz damgasını vurur.
EVET; Kadınlardan evliyaullahlar var, kıyamete kadar da devam edecektir.
Rabia-i Adeviyye'nin evine bir gece hırsız girer.
Bakar ki, Rabia hanım, namazda.
Ondan istifade ile evin her tarafını araştır ama hırsızın eline bir şey geçmez.
Çünkü Rabia'nın evinde gerçekten de hırsıza yarayacak dünya malı yoktur.
Bu sırada namazını bitiren Rabia Hatun, eli boş dönecek olan hırsıza seslenir;
Ey ihtiyaç sahibi kusuruma bakma sana verecek eşyam ve param yoktur.
Seni büsbütün eli boş göndermemek için diyorum ki; Ne olur yanında bulunan ibrikten bir abdest alıp iki rekat olsun namaz kıl, yaradanına ibadette bulun büsbütün eli boş dönme!?
Hırsız heyecanlanır ürperti sarar bedenini.
Hemen abdest alır namaza durur ve sonra da seccadeye kapanır. İşte o sırada ellerini açıp dua eden Rabia;
''Ya Rabbi, ben vazifemi yapıp Senin kapına gönderdim. Hiç olmazsa Senin kapından boş dönmesin.''
Evet, benim Bağdat Üniversitesi gibi hayalime bile düşmeyen bir üniversiteyi birmeme sebep,
1959 yılında Fatih Postanesi'nde tanıştığım Sıdıka annemdir. Allah O'na Rahmet eylesin, kabri Cennet Ravzası olsun...
O günlerde dini eserlerin yasak olmasına rağmen, evinin salonu dini ve ahlaki eserlerle dolu idi.
Başlıbaşına bir mücahit, herkese ilim ve irfanı tavsiye eder, fakir ve yoksul öğrencilerin annesi idi.
YAŞADIĞIM BİR OLAY:
Sene 1989 Kafile Başkanı olarak, Bağdat yolundan Hacca gittik.
Altı adet otobüs ve altı tane din görevlimiz vardı.
Bağdat'ta bulunan Şeyh Abdülkadir Geylani hazretlerini ziyarete gittiğimizde yaşlı bir bayan hacı ablanın adeta O makamda kendinden geçtiğini hissettim.
Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü.
Ve devamlı onu takip ederdim.
Netice, Mekkeye ulaştık ve Arafat Dağı'na intikal ederek, Arafat'taki çadırlarımıza girdik.
Herkes kendine göre Allah'ı zikrediyor, kimi tesbih çekiyor, kimi nafile namaz kılıyor.
Gözlerim yine İstanbullu hacı ablaya takıldı.
İçten dualarla ağlıyor göz yaşları bir türlü dinmiyordu.
Yanına yaklaştım, tebessüm ve de edeple;
''Hacı abla sen hep ağlıyorsun, Allah aşkına seni böyle görmekten üzülüyorum, yeter artık ağlama dedim.''
Hacı abla bana dönerek; Evladım, İstanbul"dan yolculuğa çıktığımdan beri Allah'tan bir isteğim var, dedi.
Bu istek oldukça zor...''Allah'ım Beni seviyorsan, benim haccımıda kabül edersen, beni Habibi-Zişanına komşu eyle'' diye dua ediyorum dedi.
Mekkede hac farizası bittikten sonra Medineyi Münevvereye geldik. Medineye gelmemiz,
Hacı ablamızı dahada tetikledi ve Peygamber (S.A.V)'in mübarek ravzasından dışarı çıkmıyordu.
O sıcaklarda gününü oruçlu geçiriyordu.
Medineye intikalimizin üçüncü günü öğle namazında Hacı Ablamızın duası kabul buyurdu ve Allah'ın rametine kavuştu.
İkindi namazı mütakibinde mübarek cesedi parmaklar ucunda taşınarak; ''Cennetül-Baki mezarlğına defnedildi ve böylece Efendimize komşu olarak kabul byurdu.''
İman bir hazinedir..kim daha imanlı...bunun ölçüsü yoktur.
Kadından evliya olmaz sözü ancak insan haysiyeti ve terbiyeden uzak olanların düşüncesidir.
Bu anneler, hiç ibadet etmesede, çocuğuna olan bir gecelik merhamet duygusu, ona yeterlidir diye düşünüyorum.
