30 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Toprağın üstüde altıda var...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

TÜRKİYE, günlerdir çalkalanıp duruyor. 

Kimi yalan diyor, kimi doğru.

Elbette bu iddialar ileride açıklık kazanacaktır.

 

İBRETLİ BİR KISSA:

Meşhur Halife Harun Reşid, Dicle kenarında gezerken, bir balıkçının yanına gider. Ve balıkçıya şöyle der; 

''Çek avını ne kadar balık çıkarsa onun ağırlığınca sana altın vereceğim.'' der. 

Buna sevinen balıkçı, oltasını çeker ve bir de bakar ki, küçük yuvarlak bir kemik parçası...

Halife Reşid gülerek, ey avcı kısmetin bu kadarmış der.

Yuvarlak kemik, teraziye konur, karşısına altın konur, ama ne kadar altın koysalar bir türlü yuvarlak kemiği tartamıyor.

Orada bulunan ehli imandan bir zat Halifeye döner ve kolayı var der. 

Gider bir avuç toprak getirir yuvarlak kemiğin üzerine serper ve o zaman kemiği tartar.

Ehli iman kişi halifeye dönerek şöyle der;

''Efendim, o yuvarlak kemik insan gözüdür, dünyada onu hiçbir varlık doyuramaz. 

Ancak öldükten sonra bir avuç toprak onu doyurur'' der.

Ortada dönen ve yazılan konuşulan iddialara bakıyorum da kendi kendime; 

''Allah'ım bu insanlığın gözü bu kadar mı aç'', diyorum.

Milyonlarca dolar, avrolar...

Hem de bunu yaptığı iddia edilen kişiler, villalarda yaşıyor, son model arabalara sahip, hizmetçileri ve korumaları var... Bu gözlerin açlığı nereden kaynaklanıyor..? 

Bunun karşısında evine ekmek götüremeyen fakirler, soğuktan donarak çocuğu ölen garipler, var.

Var ama, bunların sesini kimse duymaz.  

Kimse ilgilenmez, halini sormaz.

Efendim, bu paralar, oğlumun sattığı villasının parasıdır.! Adama sormazlar mı, oğlun bu yaşta villaya nasıl sahip oldu...? 

Altmış yıldır çalışıyorum, Üniversite mezunuyum, memur emeklisiyim, emekli maaşım dışında bir dikili ağacım yok ve de olmadığı içinde vallahi üzülmüyorum, üzülmedimde...

Bir şarkıda denildiği gibi;

''Kader bize gülecekmiş, gülmeyecek ne zaman:

Kışı bitmez şu Ağrı Dağı'nın

Bir gün bahar gelecekmiş ne zaman

Benim diyen her can dayanmaz buna...''

***

KUL HAKKI:

Üzerinda kul hakkı olarak ölen kişinin cenaze namazını Hz. Peygamber efendimiz kıldırmamış ve kılmamıştır.

Bu iddialar doğru ise, kul hakkı sayılmaz mı..?

Musalla taşında yarın seni sorarlar. Bu mevtayı nasıl bilirsiniz..? 

''İYİ BİLİRİZ...''

İyi insan olduğuna şehadet edermisiniz..?

Bunların cevabını bırakalımda, o musalla taşına yatmadan kendileri versin.!

Merak ediyorum, çok iyi biliriz, hakkımız da kendilerine helal olsun derler mi..?

***

Hanımına uçak alıp hediye eden genç bonkör kocalar da var...

Genç yaşta böyle servet sahibi olmayı Allah herkese nasib etmez.  

Rabbime şükrediyorum ki, benim eşim bir gün bana bir sitem dahi etmedi. Fakirliğime, kanaat etti ve katlandı. O, bir gül ilede mutlu oldu. 

Biz, uçak villa değil de iman dolu yüreğimizle onlarla beraber olduk. 

Allah'ım bizi dünyada utandırmadı, ahirette de utandırmaz İnşallah...

 

    

 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *