14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Arif Nihat Asya...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

Arif Nihat Asya, 7 Şubat 1904, Çatalca, İstanbul.

5 Ocak 1975, Ankara, milliyetçi şiirleriyle tanınan ve Adana'nın kurtuluş günü olan 5 Ocak günü yazdığı ünlü "Bayrak" şiirinden dolayı "Bayrak şairi" olarak da anılan Türk şairdir.

İstanbul Üniversitesi Yüksek Öğretmen Okulu Edebiyat Bölümü'nü bitirdi. 

Adana, Malatya, Edirne, Tarsus, Ankara ve Kıbrıs'taki liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. 

1950 yılında Seyhan ''Adana'' ve 1954 yılında da Eskişehir milletvekili olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. Milletvekilliğinden sonra tekrar bir süre daha öğretmenlik yaptı. 

Ankara Gazi Lisesi'nde edebiyat öğretmeni iken 1962'de emekliye ayrıldı.

Yeni İstanbul ve Babıali'de Sabah gazetelerinde yazılar yazdı. Aruzla başladığı şiirde; rubailer, gazeller yazdı. Özellikle rubailere büyük önem verdi. 

Rubailerden oluşan 5 ayrı kitap yazdı. Daha sonra heceli ve serbest vezinli ''ölçülü'' şiirler yazdı.

Milliyetçi şiirleriyle dikkat çeken Arif Nihat Asya, yurdun güzelliklerini, doğasını anlatan, kimi zaman yergici ama Türklüğü yücelten şiirleriyle de bilinir.

Arif Nihat Asya, 5 Ocak 1975'te vefat etti.

Kendisine Allah'tan rahmet diliyoruz.

 

BAYRAK: 

''Şiire Yorum Yapın Ey, mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,  

Kızkardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü! 

Işık ışık, dalga dalga bayrağım,  

Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. 

Sana benim gözümle bakmayanın 

mezarını kazacağım. 

Seni selamlamadan uçan kuşun 

yuvasını bozacağım. 

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder... 

Gölgende bana da, bana da yer ver ! 

Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar. 

Yurda ay yıldızın ışığı yeter. 

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün. 

Kızıllığında ısındık,  

Dağlardan çöllere düşürdüğü gün. 

Gölgene sığındık. 

Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan; 

Barışın güvercini, savaşın kartalı... 

Yüksek yerlerde açan çiçeğim; 

Senin altında doğdum,  

Senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim;

Yer yüzünde yer beğen !

Nereye dikilmek istersen,

Söyle, seni oraya dikeyim !''

***

Kubbe-i Hadra: 

''Kimi, boşlukta sızar asude; 

Kimi, bekler gecelerden seheri.. 

Farkı yoktur gecenin gündüzden,  

Ne çıkar yanmasa ufkun feneri 

Tunç taslarda içerler kaderi 

Bu ecel şerbetinin bekrileri. 

Kim bilir, belki giden yolcuların 

Bu sefer son seferi 

Sisli gözlerde cihetler silinir,  

Kimsenin kimseden olmaz haberi 

Ne semavatı görürler, ne yeri 

Bu ecel şerbetinin bekrileri. 

İçlerinden biri vardır ki aba 

Bilerek sırtına çekmiş kederi 

Yolda lakin onu dimdik yürütür 

Belde imanının altın kemeri 

Gecenin, gölgelerin şaheseri 

Bu ecel şerbetinin bekrileri. 

Seslenir da'veti bir meçhulün; 

Bir nida der: İleri! 

Ki nihayet bir ilahi gecenin 

Kapısından süzülürler içeri 

Ve aşarlar o karanlık kemeri 

Bu ecel şerbetinin bekrileri.'' 

***

Yollar: 

''Varsın biraz da yollar çeksin benim cefamı 

Artık verin çocuklar, artık verin asamı!. 

Bir başka kainata, bir başka yurda yol var; 

Siz örtünün garipler siz örtünün abamı! 

Yorgun düşüp uzandım altında asumanın; 

Gölgende buldum ey dal bir anne ihtimamı. 

Şahane manzaraydı dünya sınırlarında 

Bir kubbenin rüku'u, bir zirvenin kıyamı. 

Yükseklerinde ömrün dağlar, sular kovuklar: 

Yükseklerin diliyle tekrar edin nidamı! 

Dağlar lisana geldi, gökler lisana geldi; 

Şerh oldu Mesnevi'den yıldız 

Şerh oldu Mesnevi'den yıldızların kelamı. 

Şeffaf mavinizden abdest alıp el açtım 

Artık yakındayım, ey gökler, duyun duamı!'' 

Arif Nihat Asya  

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *