Bir İftira Daha...
Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Ahmet Demirel, bir gazetede yayınladığı yazıda; ''Amasya'daki Yavuz Sultan Selim Meydanı'nda bulunan Atatürk Anıtı'nda yer alan baltalı insan figürünün, 1915 olaylarında çok sayıda Ermeni'yi öldürdüğünü iddia ediyor ve bu figürün, "Gabaş Ali"olduğunu iddia ederek, figürün, anıttan kaldırılmasını istiyor ve aksi takdirde İstanbulda yaşayan Ermenilerin bu figürden rahatsız olacağını ifade etmektedir.
"Atatürk anıtında baltalı katil" başlıklı yazısı şöyle;
''Bir süre önce, tesadüfen, Amasya'daki çok figürlü bir anıt heykelin fotoğrafını gördüm.
Anıtta Atatürk at üzerinde yerini alırken, atın hem ön ve arkasına, hem de her iki yanına çok sayıda insan figürü yerleştirilmişti.
Bu insan figürleri arasında gördüğüm; ''eli baltalı bir adam beni fena halde meraklandırdı.''
Öyle ya, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, 15 Mart ile 28 Eylül, 1919 tarihleri arasında İngilizler tarafından işgal edilen Merzifon ilçesi dışında, Amasya, Osmanlı tarihinin hiçbir döneminde işgale uğramamıştı...
Ayrıca anıtta iki iki din adamı hakkında bilgi toplamaya koyuldum. Anıttaki ilk din adamı Vaiz Abdurrahman Kamil Efendi, ve Müftü Hafız Tevfik Efendiden de söz etmektedir.''
***
Sayın araştımacı'ya bende soruyorum;
''Dağlık Karabağ'ın Hocalı kentinin düşüşünü ve günde 1.300 Azerbaycan Türk'ünün Ermeni çetecilerce öldürülüşünü bütün dünya biliyor.
Hocalı katliamı anlatılamaz bir vahşetti.
Azerbaycan yönetimi ve Cumhurbaşkanı Ayaz Mütellibov, olayı dört gün boyunca kamuoyundan gizlemeye çalıştılar. Bütün Azerbaycan şok olmuştu. Ermeni bıçaklarından, kurşunlarından kurtulmayı başaranlar; kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar karlı dağlarda tipi altında Agdam'a gelmeyi başardıklarında çoğunun ayakları donmuştu.
Bazılarının ayakları ise, kangrenden dolayı kesilmişti. Ermeniler vahşetin her türlüsünü sanki ibret olsun, örnek olsun diye yapmışlardı. İhtiyar dedelerin, yaşlı anaların yüzleri jiletlerle doğranmış, genç kadınların göğüsleri peynir gibi kesilmiş, bebeklerin kafa derileri yüzülmüştü.
Hocalı ile Agdam arasındaki, 12 kilometrelik orman boyunca cesetler dizilmişti.''
Uluslararası toplum, ancak Ermenilerin nüfusu 60 binden fazla olan Kelbecer'e saldırmasıyla harekete geçti.
BMGK, 822 sayılı kararı ile Ermeni kuvvetlerinin işgal altındaki topraklardan çekilmesini istedi, ancak bu sonuç vermedi.
Sayın araştırmacı bunlardan bahsetmiyor..!
Sene 1915, İngiliz işgalcileri Merzifona kadar gelmiş, vatan elden gidiyor, Amasya halkı Atasının yanında yeralarak, sömürgecilere elbette hoş geldiniz demiyecekti.
Yüce TÜRK Milleti, atalarından aldıkları terbiye ve ahlak icabı, Türk hudutları dahilinde yaşayan azınlıklara zulmetmemiş, aksine dinlerinde, dillerinde, örflerinde, ticaretlerinde serbest kalmışlardır.
Bunları savunurken ben şahsen bir Ermeni düşmanlığı yapmıyorum, değilim de.
Başka bir örnek:
''Birinci Dünya Savaşı yıllarında Doğu Anadolu'nun bazı yerlerini işgal eden Ruslar, yöredeki Ermenileri silahlandırarak, Türklerin üzerine saldırttılar, buradaki Türkleri toplu olarak, öldürme ve yok etme hareketine giriştiler; köyleri ateşe verdiler, kasaba ve şehirleri yakıp yıktılar, on binlerce Türk'ü görülmemiş bir vahşetle öldürdüler.
Bu acı ve korkunç olaylarla bazı Ermeni komiteciler, insanlık tarihine kara ve utanç verici sayfalar eklediler.''
Bunlardan niçin söz etmiyorsunuz, Sayın araştırmacı..!
Yüce Türk Milleti, Atasına bağlıdır.
Aslının no'lduğu belirsiz beyanınızla Amasyadan o Anıtı kaldırmaya kimsenin gücü yetmez..
Hele hele Amasya halkı asla kabullenemez.
Hakkında hiç bir doğrulayıcı haber olmadan da, Gabaş Ali'nin cellat olarak gösterilmesini de doğru bulmuyorum...
Bir asır önceki olayları tekrar etmenin bir faydası olacağına da inanmıyorum.
