30 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Mustafa Kemal Paşan'ın Amasya Ziyaretleri ve Müftü Kamil beye övgüleri...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

Mustafa Kemal Paşa, Amasya'yı beş defa ziyaret etmiştir. İlki 12-26 Haziran 1919, ikincisi; 18-22 Ekim 1919 tarihleri arasıdadır.

 

Üçüncü Ziyaret:

Mustafa Kemal Paşa, eşi Latife Hanım ve bazı arkadaşlarıyla birlikte 24 Eylül 1924'de akşam saat 19.30 civarında Amasya'ya beş yıl sonra tekrar gelmiş ve karşılama esnasında bir konuşma yapmıştır.

 

Muhterem Amasyalılar:

"Güzel ve sevimli şehrinizi birinci defa olarak beş sene evvel yaşadığımız kara, felaketli bir günde ziyaret etmiştim.

Bu acı günleri hatırlatırken o zaman azim ve sebat tavsiye ettiğim de derhatır buyurursanız teşekkür ederim.

Bütün vatandaşlarım gibi Amasyalılar da bu tavsiyemi hüsnü kabul etmekte hiç tereddüt etmemişti. 

Bugün bütün felaketlerden sonra yeni mesaimizde muvaffakiyet ve teceddüt yolunda emniyetle yürüyebilmek için aynı tavsiyeyi tekrar edeceğim. 

Cumhuriyet Bayrağı altında vahdet, azim ve gayret en esaslı düsturumuz olmalıdır. 

Gösterilen hüsnü kabulden dolayı cümlenize teşekkürler ederim."

Paşa Hazretleri, bu sözlerinden sonra halkın alkışları arasında Belediye binasına gelmiş ve onuruna verilen bir ziyafetin ardından bir konuşma yapmıştır.

 

Muhterem Amasyalılar:

"Benim için, memleket için, inkılap için, çok önemli günler geçirdiğim bir şehirde bulunuyorum. 

Bu şehrin halkı gecenin zulmetine rağmen, çok parlak, pek hareketli ve samimi tezahüratla karşıladılar. 

Bu dakikadan, bu kıymetli halkın, kıymetli temsilcileriyle, sofrada bulunuyorum. 

Bütün bunlara ait hissiyatım, fikirlerim o kadar çok, o kadar heyecan halindedir ki, bunları ifade için beşeri lisanı gayrı kafi görüyorum. 

Biliyorsunuz ki, kalpten kalbe yol vardır. 

Benim bu dakikadaki bütün tahassüslerimi en vazıh bir surette kendi kalplerinizde, kendi vicdanınızda okuyabilirsiniz."

"Yalnız, Amasya'da geçirdiğim günlere ait iki hâtırayı ihya etmeden geçemeyeceğim.

Biri elyevm bugün müftünüz bulunan Kamil Efendi Hazretlerine aittir."

"Bunda beş sene evvel buraya geldiğim zaman, bu şehrin halkı, bütün millet gibi vaziyet-i hakikiyeyi anlamışlardı. Fikirlerde tevvüş vardı. 

Dimağlar adeta durgun bir halde idi. Ben, birçok zevatla birlikte Kamil Efendi Hazretleriyle de görüştüm.

Efendi hazretleri bana itimat ettiler. 

Ve derhal teşebbüs aldılar. Aldıkları teşebbüs bir Cuma günü, şimdi ismini hatırlamadığım bir camia-i şerifte, hakikati halka izah etmiş olmasıdır. 

Efendi Hazretleri halka dediler ki;

"Milletin şeref ve haysiyeti, hürriyeti, istiklali hakikaten tehlikeye düşmüştür. 

Bu felaketten kurtulmak icap ederse vatanın son bir ferdine kadar ölmeyi göze almak lazımdır. 

Bu noktada bütün milletin azim ile, iman ile beraber çalışması lazımdır. 

Ve ilave ettiler ki, artık Padişah olsun, Halife olsun isimi her ne olursa olsun, hiçbir şahsın ve makamın hikmet ve mevcudiyeti kalmamıştır. Yegane çare-i halas, halkın doğrudan doğruya hakimiyetini eline alması ve iradesini kullanmasıdır." İşte, Efendi Hazretlerinin bu mürşidane vuku bulan vaiz ve nasihatinden sonra herkes çalışmaya başladı. 

Bunun içindir ki, Müftü Kamil Efendi Hazretlerini takdirle yad ediyorum. 

Genç Cumhuriyetimiz bu gibi ulema ile iftihar eder."

 

İkinci hatıram şudur:

"Bilirsiniz ki, yeni Türk Devleti, Türk Cumhuriyeti, teessüs etmezden evvel bir çok kimseler büyük ecdadımızın sırtlarına yüklenerek muhtelif devletler ve muhtelif hükümetler teşekkül ettiler. 

Bunlar hiçbir vakit millet mevcudiyetini tanımamışlar ve ona hürmet etmemişlerdir. 

Milletin maddi ve manevi büyük mevcudiyeti, her şeyi kendi şahsi makam ve menfaatlerinden ibaretti. 

Kendi mevkileri için milleti, memleketi feda etmekte asla tereddüt etmezlerdi. 

Çok vesileler, bilhassa en son hadiseler bunu ispat etmiştir."

 

Efendiler!:

"Milletin mevcudiyetini tanımağı zul addedenler, kendilerinin Allah'ın gölgesi olduğunu iddia gafletinde, cür'etinde, sahtekarlığında bulunanlar en nihayet bu mukaddes varlığın ilk defa bu şehirde hürmete mecbur olmuşlardır.'' 

Bu noktayı izah için bir iki kelime ilave edeyim: 

''Cümleniz hatırlarsınız ki, Sivas Kongresi'nde milletin iradesini temsil etmek üzere bir heyet teşekkül etmişti. 

Ben o heyetin riyasetinde idim. 

Demin izah ettiğim makam sahiplerinin bir murahhası, Bahriye Nazırı Salih Paşa, millet mümessilleriyle karşı karşıya gelmeyi kabul ederek İstanbul'dan buraya Amasya'ya gelmişlerdi."

"Ben milletin mevcudiyetine hürmet iradesine riayet şartını esas olarak ihtiva eden bir itilafnameyi 

o murahhasa burada imza ettirmiştim."

"İşte bu itibarla Amasya İnkılap ve Cumhuriyet tarihinde daima ehemmiyetini muhaza edecek mevki ihraz eylemiştir."

"Beş sene sonra geçirmekte olduğum dakikaların bence çok kıymetli olduğunu beyan etmekle iftihar ediyorum."

Mustafa Kemal ve eşi Latife Hanım, belediye binasında hazırlanan bir odada misafir edilirken, beraberinde gelen diğer misafirler halk tarafından evlerde ağırlanmıştır.

25 Eylül sabahı Reisi Cumhur Hazretleri ve mahiyetindekiler Belediye Binası önünde kafileyle birlikte Tokat'a hareket etmişlerdir.

18 EYLÜL 1928-Dördüncü Ziyaret:

Yeni kabul edilen Türk Alfabesinin uygulanmasını bizzat yerinde görerek, halkın tepkisi ve memnuniyetini öğrenmek amacıyla çıktığı yurt gezisinin beşinci gününde Amasya'ya gelmiştir. 

Mustafa Kemal Atatürk'ün Beşinci Defa Gelişi; 

22 KASIM 1930.

Mustafa Kemal Atatürk'ün Amasya'yı ziyaretlerinin beşincisi ve sonuncusu 22 Kasım 1930 tarihinde yapılmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *