Solgun Yüzler, Yaşlı Gözler...
Bir şehit daha uğurladık..Cengiz Akyıldız kardeşimizi solgun yüz ve yaşlı gözlerimizle yolcu ettik.
Mahşeri bir kalabalık, hepsinin ağzında tekbir sesleri, dualarla yolcu ettik.
Uzaktanda olsa baktım, büyük çınar, Dr. Devlet BAHCELİ, son derece üzgün ve solgundu.
O mahşeri kalabalık O'nun işaretini bekliyor ama O, ''hep itidallı ve sabırlı olmayı tavsiye ediyordu.''
Bu vatan bizim vatanımız, bu vatan TÜRKLERİN'dir.
Bu vatanda yaşayan, havasını teneffüs, edip ekmeğini yiyenler arasında çok hainlerin ve TÜRK düşmanlarının da olduğunu çok iyi biliyoruz.
Ülkücü camia'nın tek uyacağı kurallar var, oda;
''Büyük çınarın uyarılarına dikkatle uymaktır..''
Sabır, büyük kurtuluşun anahtarıdır.
''Sabredenlere, mükafatlar hesapsız verilir.'' (Zümer; 10)
''Ey iman edenler, Allah'tan sabır ve namazla yardım isteyin. Allah'ü Te'ala elbette sabredenlerle beraberdir.'' (Bakara; 153)
''Ey Resulüm, kafirlerin eziyetlerine, ülül'azim Peygamberler gibi sabret!'' (Ahkaf; 35)
''Allah Te'ala, sevdiği kulu dertlere müptela kılar, o da sabrederse, ondan razı olur.'' (Deylemi)
''Allah, sabredeni sever.'' (Taberani)
''Yeminle söylüyorum, uğradığı zulme sabredenin Allah'ü Te'ala şerefini arttırır.'' (Taberani)
***
Gıyabi Cenaze Namazı:
İstanbula gelemiyen ülküdaşlar, ülkenin tümünde gıyabi cenaze namazı kılarak, Cengiz kardeşimize sadakatla, dualarını yaparak, görevlerini yerine getirmişlerdir.
Hz. Peygamber'in (s.a.v) bu davranışı bir teşri olup, uzakta bulunan herkesin gıyabında cenaze namazı kılmak ümmet için sünnettir.
Şafiİ ve iki rivayetten birine göre bu görüştedirler.
Ebu Hanife ve Malik; "Bu yalnız Hz. Peygamber'e (s.a.v) mahsustur.
Başkası için böyle birşey söz konusu değildir." diyorlar. Bu imamların müntesibleri diyorlar ki; Necaşi'nin tabutunun Hz. Peygamber'e (s.a.v) yaklaştırılması ve böylece ne kadar uzak mesafede olursa olsun Peygamberimizin onu görerek tıpkı hazır, gözle görülen cenazeye kıldırdığı namaz gibi bir namaz kıldırması mümkündür.
Sahabiler her ne kadar cenazeyi görmeseler de namazda
Hz. Peygamber'e (s.a.v) tabidirler.
Hz. Peygamber'in (s.a.v) Necaşi'den başka, uzakta ölenlerin hepsinin gıyablarında cenaze namazlarını kıldığının nakledilmemiş olması da bunu gösterir.
Onun yaptığı sünnet olduğu gibi terkettiği de sünnettir. Artık bu işin ona mahsus olduğu anlaşılmıştır.
Rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.v) Muaviye b. Muaviye el-Leysi'nin gıyabında cenaze namazı kıldırmıştır.
Ancak bu rivayet sahih değildir.
Çünkü rivayetin senedinde İbn Zeydil denilen Ala b. Zeyd adında biri vardır.
Onun hakkında Ali b. el-Medini; "Hadis uydururdu" demiştir. Bu hadisi Mahbub b. Hilal, Ata b. Ebi Meymune yoluyla Enes'ten rivayet etmiştir.
Buhari; "Ona, Mahbub'a mutabaat edilmez" demiştir.
Şeyhülislam İbn. Teymiye diyor ki; doğrusu şudur:
''Uzakta olan kimse cenaze namazı kılınmayan bir yerde ölmüşse, onun gıyabında cenaze namazı kılınır.
Nitekim Hz. Peygamber (sav), Necaşi'nin cenaze namazını, kafirler arasında öldüğü ve cenaze namazı kılınmadığı için gıyaben kılmıştı.
Hz, Peygamber (s.a.v), uzakta ölen kimsenin gıyabında cenaze namazı kılmış; ama kılmadığı da olmuştur. Onun yaptığı ve terkettiği sünnettir.
***
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan:
''Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.''
YAHYA KEMAL BEYATLI...
