Cenaze defnedildikten sonra kabri başında beklemek...
CENAZE, defnedildikten sonra kabri başında durmak ve dua etmek sünnettir.
Ebu Abdullah veya Ebu Leyla künyeleriyle de bilinen Ebu Amr Osman İbni Affan radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, bir ölü defnedildikten sonra kabri başında durdu ve şöyle buyurdu:
''Kardeşinizin bağışlanmasını isteyiniz ve Allah'tan ona başarılar dileyiniz.
Çünkü o şu anda sorgulanmaktadır.'' (Ebu Davud)
Ölen bir Müslüman için yapılacak son görevlerden biri de onu kabrine defnettikten sonra mezarı başında bir süre durup bağışlanması için Allah'a dua etmek ve kabrinde geçireceği imtihanda onu başarılı kılması için Allah'a yalvarmaktır. Dünyadan ayrılmış olan din kardeşi için yapılacak bu dua ve temenni, geride kalanların yapabilecekleri en büyük iyiliktir.
Sevgili Peygamberimiz, bu hadis-i şeriflerinde bize önemli bir ihtiyacımızı öğretmektedir.
Efendimiz, istiğfar ve başarı dileme tavsiyesini çok ciddi bir gerekçeye dayandırmakta ve bunu şöyle ifade etmekte;
''O şu anda sorgulanmaktadır.''
Kabir suali, zorluğu sebebiyle darb-ı mesel olmuştur.
Zor ve sonu gelmez soru yönelten kimselere; ''Kabir suali gibi sorular soruyorsun'' denir.
Bu da göstermektedir ki, kabirde geçirilecek imtihan pek ciddidir.
Bu ciddi sınavda herkesin kendisine dua edecek dostlara ihtiyacı vardır.
Dua, ihtiyaç anında ve ihtiyaç duyulan konuda yapılırsa, kabul olma şansı artar. Zamanlama ve istekte isabet açısından ''tam yerinde ve zamanında'' olma imtiyazı, isteklerin kabulünü kolaylaştırır.
Peygamber Efendimiz, bu hadis-i şerifinde, kabirdeki sorgulamanın definden hemen sonra başladığını bildirmekte, yeni defnedilmiş Müslümanın kabri başından ayrılmadan ve o tam imtihan edilirken kendisine dua etmek gerektiğini göstermektedir.
Rivayetler bize kabirdeki sorgulamanın şekli ve sorularla ilgili oldukça uzun, canlı ve biraz da korkutucu sahneler ve bilgiler sunmaktadır.
Konuya dair geniş bilgiyi, hadis kitaplarının kabir azabının işlendiği bölümlerinde bulmak mümkündür.
Bu rivayete göre:
Kabir suali haktır ve definden sonra başlar.
Definden sonra bir süre durup ölü için dua ve istiğfar etmelidir.
Dirilerin duası, ölüler için yararlı olur,
Peygamber Efendimiz'in engin şefkat ve merhameti, hayatın her kademesinde mü'minleri kucaklar.
Hz. Peygamber'den rivayet edilmemiştir ki, Sahabeden Amr b. As'ın kendi sözüdür.
Rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
''Beni kabrime defnettiğiniz zaman, bir deve kesip etini parçalayacak kadar mezarımın başında bekleyin ki, sizin varlığınızla yeni hayatıma alışma imkanı bulayım ve Rabbimin elçilerine vereceğim cevapları hazırlayayım.'' (Müslim)
İmam Şafii; ''Mezarın başında Kur'an'dan ayetler okumak müstehaptır. Kur'an'ın tamamının okunması ''hatim edilmesi'' ise, daha güzeldir, '' der.
Müslim'in Sahih'inde Amr İbnü'l-As'ın ölümünü anlatan uzun bir rivayetin içinde yer alan bu cümleler, görüldüğü gibi
Hz. Peygamber'in önceki hadiste verdiği talimata pek uygun düşmektedir.
Bilindiği gibi büyük sahabi Amr İbnü'l-As, Arap dahilerinden olup, Mısır fatihidir.
Uzun yıllar Mısır valiliği yapmış, fiilen ümmetin yönetiminde bulunmuş ve Muaviye taraftarlığı ile bilinen bir şahsiyettir. Hz. Ömer, birisi ile konuşurken karşısındakinin anlayışsızlığını görürse, ''Seni ve Amr İbnü'l-As'ı yaratan Allah'ı tenzih ederim'' der, Amr'ın dehasını daima takdir edermiş.
Amr, ilk Müslüman olduğu zamanki his ve duygularını anlattıktan sonra, ''O gün ölecek olsam, ahiretteki yerim hakkında hiç kuşkum olmazdı. Ama sonraki zamanlarda yaptıklarım, böylesine bir ümit beslememe mani olmaktadır'' diye devam eden yarı itiraf, yarı endişe dolu sözlerinin sonunda yukarıdaki vasiyetini yapmıştır.
Bu durum aslında sadece Amr İbnü'l-As'ın meselesi değil, bütün Müslümanların meselesidir.
Her birimiz, böylesi bir imtihandan geçmek mecburiyetinde olduğumuza göre, bizden önce gidenlere bu konuda yapacağımız dualar, aslında kendimize yönelik hatırlatmalardır.
Bu rivayete göre:
Mezar başında definden sonra bir müddet beklemek uygun olur.
Kişinin ölümünden sonra yapılmasını veya yapılmamasını istediği konularda yakınlarına vasiyetlerde bulunması meşrudur.
Kabir hayatı, kabir suali ve kabir azabı gibi konular tereddüde yer olmayacak derecede ciddi konulardır.
