Hz. Ali Efendimizden İnciler...
Kadınlara güzel davranın, çünkü onlar insanlığın anasıdır.
Hz. Ali (r.a) şöyle demiştir;
''Bir ihtiyacı için yanına gelen din kardeşine yardım etmeyen ve kendisini hayır işlemeye ehil görmeyen kimseye şaşarım!
Sevap beklentisi ve azap korkusu olmasa dahi, bu kimsenin güzel ahlaka uygun davranmaya bakması gerekir. Zira bu, kişiyi kurtuluş yoluna götürür.''
Biri, Hz. Ali Efendimize (r.a) gelerek;
"Ya Ali! Allah bu kadar insanı nasıl hesaba çeker?" diye sorduğunda Hz. Ali'den şu cevap alır;
"Nasıl rızıklandırıyorsa, öyle."
Hz. Ali (r.a), mezarlığa neden sık gittiğini soranlara şu cevabı vermiş;
''İki sebebi var. Anlattıklarıma itiraz etmiyorlar ve arkamdan gıybetimi yapmıyorlar.''
Hz. Ali (r.a) şükür ve nimet ilişkisini şu sözleriyle ortaya koyar;
''Nimet şükre ulaştırır. Şükürse nimetin artmasıyla doğrudan ilişkilidir. Her ikisi birbirine yakın iki boynuz gibidirler. Kuldan şükür kesilmediği sürece, Allah'ü Te'ala'dan nimeti artırmak asla kesilmez.''
Hz. Ali (r.a) bir gün yolda aceleyle giderken bir karıncayı incitti. Karınca elini ayağını oynatarak, çırpınmaktaydı.
Hz. Ali, karıncanın aczini görünce üzüldü.
O bir aslandı ama bir karıncanın halinden perişan hale düştü. Karıncanın toparlanıp yürümesi için bir hayli ağladı, birçok çareye başvurdu. Fakat nafile…
O gece rüyasında Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)'i gördü. Hz. peygamber ona dedi ki;
''Ey Ali! Yolda acele etme! İki gündür bir karınca yüzünden gökler yasa boğuldu.
Buna da sen sebep oldun. Yoldaki karıncayı incittin. Öyle bir karıncayı incittin ki hakikatten haberdardı.
İşi gücü Allah'ı zikretmekti.''
Hz. Ali titremeye başladı. Allah'ın aslanı, bir karınca yüzünden tuzağa düşmüştü.
Sonunda Hz. Peygamber (s.a.v) dedi ki;
''Merak etme! Allah indinde şefaatçin yine o karınca olacaktır. ''Ya rabbi! O bu işi kasten yapmadı.'' diyecektir.
Bir gün Hz. Ali (r.a) ile oğlu Hz. Hasan (r.a) arasında şu konuşmalar geçer;
Ey oğul, doğruluk nedir?
Kötülüğü iyilikle savmaktır.
Peki, şeref nedir?
Dostlara iyi davranmak, hataları kabullenmektir.
Mürüvvet nedir?
İffetli ve dürüst olmak…Malı helal yoldan kazanmak, yerinde harcamaktır.
Şefkat nedir?
Kendinden zayıf olana bakmak, düşmüş olanları koruyup gözetlemektir.
Alçaklık nedir?
Kişinin sadece kendi nefsi için elde edip kazanması ve yalnız sevdiği şeyler için harcamasıdır.
Cömertlik nedir?
Darlıkta ve bollukta harcama yapmak, ihsanda bulunmaktır.
Cimrilik nedir?
Kişinin elinde bulunan malları üstünlük, harcadıklarını ise, ziyan olarak görmesidir.
Kardeşlik nedir?
Darlıkta ve bollukta iyilik yapmaktır.
Korkaklık nedir?
Arkadaşa karşı cüretkar olmak, düşmana karşı ise geri durmak, ondan kaçmaktır.
Asıl ganimet nedir?
Takva sahibi olmaya gayret etmek, dünyevi şeylere değer vermemektir.
Hilm yumuşak huyluluk nedir?
Öfkeye hakim olmak, nefsin arzularına engel olmaktır.
Bin zulme uğrasan da, bir zulüm yapma.
Dünya menfaati bir leşe benzer. Ona talip olan, köpeklerle dalaşmaya hazır olmalıdır.
Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras ve ilim gibi şeref olmaz.
***
Tasavvuf yolunun büyükleri de sahabiye hürmet gösterilmesine büyük önem vermişlerdir.
Osmanlı'nın son asrında yaşamış olan Nakşibendiliğin,
Halidi koluna mensup Terzi Baba Hazretleri'nin Dört Halife hakkındaki şu tavsiyeleri oldukça önemlidir.
''Ebu Bekir r.a. ilk olarak halife oldu.
Böylece vazife ona intikal etti. faziletli insandır o. Sahabilerin de en faziletlisi odur. Allah Resulü s.a.v. ona ''Sıddik'' demiştir. O daima O'nun sözünü tastik etmiştir. Hazreti Ebu Bekir r.a. doğruluğun, sadakatin şehri olmuştu. Hak yol üzereydi daima, Allah Rasulunün de mağara arkadaşıydı. Malını mülkünü hak yolunda infak etti, kendisine bir şey koymadı. Yüce Mevla da onu Kur'an'da övdü.
Ondan sonra Hazreti Ömer r.a. adaletle halifelik yaptı.
Alemi adaletle doldurdu, devrinde adaletin kapısı oldu. Allah Rasulu, Hazreti Ömer'e, Hakk'ı batıldan ayırdığı için ''Faruk'' demişti.
Üçüncü halife Hz. Osman r.a. oldu. İnsanlar ve cinler haya ederdi ondan. Onun zamanında Kur'an tertip edildi, toplandı. Mana aleminde bakıp, edeple Kur'an'ı sıraladı. Allah Rasulu s.a.v. ona iki kızını verdi, ona iki kez inayet kıldı, yardım etti. ''İki Nur Sahibi''dir. Takvası ile haya kapısı.
Onun ardından Hz. Ali r.a. halife oldu. O Allah'ın arslanıdır. Yüce Mevla ona çok ihsanlarda bulunmuştur.
Onun eliyle yardım göndermiş herkese. Allah Rasulu ona kızı Fatıma'yı verdi. Yine ona ilmin usulünü öğretti.
Oda ilmin kapısı oldu, bölümlerini açıkladı.
Bu dört halifeye hürmet ve saygı göstermek gerekir.
***
Antere r.a. anlatıyor:
Hz. Ali, Kufe'de Havernak denilen yerde iken yanına gittim, üzerinde eski bir elbise vardı. Soğuktan tirtir titriyordu.
Ey Mü'minlerin Emiri, dedim, Allah sana ve aile fertlerine devlet hazinesinden bir pay takdir buyurmuşken sen soğuktan titriyorsun!
Şu karşılığı verdi:
''Vallahi ben sizin malınızdan bir şey almam. Sırtımdaki şu elbise de Medine'den gelen öz malımdır.''
