28 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Ahmed Sirhindi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

Ahmed Sirhindi, daha çok bilinen adıyla İmam-ı Rabbani veya İmam-ı Rabbani Ahmed el-Faruki El-Serhendi. Hindistan'da yaşamış İslam alimi ve tasavvuf önderi.

1564 yılında, o zamanlar Babür İmparatorluğu egemenliği altındaki Hindistan'ın Serhend ''Sirhind, Chandigarh'' şehrinde doğdu.

Ömer ibn. Hattab'ın soyundan geldiği için 'el-Faruk' lakabını almıştır.

1624 yılında, 63 yaşındayken vefat etmiştir. Genel olarak Nakşibendi tarikatı mensubudur fakat Kadiriyye, Çeştiyye gibi diğer tarikatlar arasında da saygın bir yeri vardır. Nakşbend'iyye tarikatının Müceddid'iyye kolundandır.

Babası ve Baki Billah gibi alimlerden dersler alarak, İslami konularda birikime sahip oldu. Temel düşüncesi; tasavvuf merkezlidir. Fakat mektuplarında şeriatsız bir tasavvuf anlayışının olamayacağını dile getirerek, önce şeriat kurallarının yerine getirilmesini tavsiye ederdi.

Yirmi yaşlarındayken Baki Billah'ın müridi oldu. Kendisine Baki Billah tarafından icazet ve halifelik verildi.

Ekber Şah'ın islama karşı tahrif ve yeni bir din oluşturma çabasına karşı mücadele vermiştir ve Ekber Şah'ı eleştirmiştir.

Din-i İlahi adlı bu yeni oluşumun çok yaygınlaşmaması İmam-ı Rabbani'nin başarısı kabul edilir.

Ekber Şah'dan sonra, yerine geçen oğlu Cihangir Şah, ordu içinde mürit sayısı arttığı için vezirleri tarafından bir tehdit oluşturduğunun söylenmesi üzerine Rabbani'yi hapse attırmıştır.

Cihangir Rabbani'yi bir sene sonra hapisten çıkararak sohbetine aldı.

Rabbani, onlarca mürşit yetiştirip Hindistan'ın değişik bölgelerine göndererek halkı irşat ettirdi.

Ehl-i Sünnet inancıyla yaşayıp yeni kavramlarla tasavvuf ıstılahını genişletti. Mektuplarında, yaşadığı tecrübeleri anlatmasıyla sonraki sufilerin bir ıstılahi kaynağa sahip olmasını sağladı.

Rabbani bazı kesimlerce ikinci bin yılın müceddidi ve müctehid kabul edilir. İslam hükümleri ile tasavvufu birleştirmesinden dolayı 'Sıla' ismi de verilmiştir.

Rabbani insanı dünyada ve ahirette yükseltecek olan tevazunun ne olduğu ve kurtuluşun ancak Ehl-i Sünnet'e uymakla olduğu bildirmiştir.

Talebelerine ilim tahsilini sıkı sıkı emretmiş, taassuba ve yobazlığa karşı mücadeleye çok önem vermiştir.

Dini, cahillerden öğrenmeyi men etmiştir. Devamlı kitap okumalarını, ilim öğrenmelerini istemiş, önce itikadı düzeltmenin, sonra fıkıh bilgilerini öğrenmenin gerekliliğini anlatmıştır.

Eserlerinde, iman ve Kur'an ahlakı anlatılmakta, Allah'ın varlığını, birliğini, sıfatlarını, ihlası, ruhu, şeytanla ve nefsle olan cihadı ve Allah'a samimi olarak nasıl yakınlaşılabilineceğini, peygamberlere ve dört halifeye uymaya çalışmanın gerekliliğini anlatmaktadır.

Mü'minlerin kendi içinde bölünmüş olduğunu, ancak sadece Ehl-i sünnete uyanların kurtulacağını söylemiştir.

Birlik olunması ve Müslümanlığın yayılması gerekliliğini üzerinde çokça durmuştur.

Ehl-i Sünnet reyince ikinci bin yılın yenileyicisi;

''müceddid-i elf-i sani'' kabul edilmiştir.

63 yaşında doğduğu şehirde vefat eden Ahmed Sirhindi'nin türbesine bölgesinde; Ravzayı Şerif denir.

Eserleri:

Mektubat; Kelam ve fıkıh bilgilerini, tasavvufun mârifetlerini açıklayan eserdir. Mektubat farklı kişiler tarafından Türkçeye çevrilmiştir.

İsbatün-Nübüvve; "Peygamberlik nedir?" adı ile Türkçeye tercüme edilmiştir.

Mebde' ve Me'ad

Adab-ül-Müridin,

Ta'likat-ül-Avarif,

Risale-i Tehliliyye,

Şerh-i Ruba'ıyyat-ı Abd-il-Baki,

Mearif-i Ledünniye,

Mükaşefat-ı Gaybiyye,

Cezbe ve Süluk Risalesi.

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *