13 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Münafıkların Cenaze Namazını Kılmayın...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

Abdullah bin Übeyy bin Selul, münafıkların reisi idi. 

Resulullahın aziz şahsiyetini nazarlardan düşürmek, İslamiyetin inkişafına mani olmak ve Müslümanları birbirine düşürmek için elinden gelen bütün gayreti ömrü boyunca göstermekten geri durmamıştı. 

Bu menhus maksadını tahakkuk ettirmek için de bir çok iftiralarda bulunmuştu. 

Müslümanların tesanüde en çok muhtaç olduğu bir zamanda bu adam tesanüdleri bozucu hareketlerde bulunurdu. 

Fakat Cenab-ı Hakkın inayeti ve Resulullahın tedbir ve himmeti ile bu teşebbüsleri hep sonuçsuz kalırdı.

Başında bulunduğu nifak şebekesinin yaptıklarından dolayı haklarında ayet-i kerimeler, hatta "Münafıkun" adında müstakil bir Sure nazil olmuştu.

Bu sebeple Resulullah, bunlara karşı hep ihtiyatlı davranır, hal ve hareketlerini kontrol altında bulundurur ve İslam camiasının ittifak ve tesanüdünü bozucu planları karşısında hep tedbirli olurdu.

İşte, İslam camiasının birliğini bozmak için eline geçen 

her fırsatı kullanmaktan geri kalmayan bu adam Hicretin dokuzuncu senesi Zilkade ayında öldü.( İbn-i Kesir)

 

Peygamberimiz (s.a.v.)in Cenaze Namazını Kıldırması:

Abdullah bin Übeyy, münafıkların reisi iken, oğlu Abdullah, son derece samimi ve müttaki bir Müslümandı. 

Bu, "Ölüden, diriyi, diriden ölüyü çıkaran" Cenab-ı Hakkın kudret ve hikmetinin bir tecellisi idi. 

Baba münafıkların reisi, oğul mücahid bir Müslüman.

Babası, öldükten sonra, oğlu Abdullah babasının vasiyeti üzerine Resulullahın huzuruna çıkarak; 

"Ya Resulallah! Gömleğini bana versen de, babamı onunla kefenlesem" dedi. 

Sonra da; "Ya Resulallah! Onun namazını kılıp istiğfarda bulunsanız" diye ricada bulundu.(Müsned)

Gariptir ki, hayatı boyunca İslamiyet aleyhinde planların tasavvuru ve tahakkuku ile meşgul olan bu kişinin kefenlenmesi için Efendimiz, sırtından gömleğini çıkarıp 

Hz. Abdullah'a verdi ve "Cenaze hazırlanınca bana haber veriniz, namazını kılayım" buyurdu. (Buharive Tirmizi) 

 

Hz. Ömer'in İkazı:

Cenaze hazırlanmıştı. Efendimiz, namazı kılmaya kalkarken Hz. Ömer, arkasından ridasına yapıştı,

"Ya Resulallah! Allah sizi münafıklar üzerine namaz kılmaktan nehyetmedi mi?"dedi. (Müslim) 

Efendimiz gülümseyerek, şöyle dedi:

"Ben, istiğfar etmek veya etmemekte serbest bırakılmışım. Ben de tercihimi yaptım. 

Allah Te'ala, ''Onlar adına ister af dile, ister dileme. Onlar için yetmiş kere mağfiret dilesen yine Allah onları bağışlayacak değildir...'' (Tevbe; 80) buyurmuştur.

Daha sonra Resulallah, Abdullah bin Übeyy'in cenaze namazını kıldı ve kabri başına kadar da gitti.(Tirmizi)

 

Nazil Olan Ayet-i Kerime:

Çok zaman geçmediki Peygamberimiz (s.a.v.)'e münafık olarak ölenler hakkında Cenab-ı Hak tarafından şu kesin emir verildi:

"Onlardan ölen hiçbir kimsenin asla namazını kılma ve kabrinin başında durma. 

Onlar Allah'ı ve Resulünü inkar etmişler ve Allah'a itaatten çıkmış olarak, ölüp gitmişlerdir."

(Tevbe; 84. )

Bundan sonra Peygamber Efendimiz, hiç bir münafığın cenaze namazını kılmadı. Kabrinin başında da durmadı.

(Müsned)

Peygamberimiz (s.a.v.)in böylesine ömrünün her safhasında İslam cemaatını bölmek gayretiyle yaşayan bir adamın cenazesine karşı bu alakasının şüphesiz bir çok hikmetleri vardı.

En mühim hikmeti onun etrafında toplanmış olanların samimi iman etmelerini temin etmekti. 

Nitekim, Efendimize, gömleğini niçin verdiği ve cenaze namazını niçin kıldığı sorulduğunda, şu cevabı vermişti.

"Gömleğim ve onun üzerine kıldığım namazım, kendisini Rabbimden gelecek azabdan kurtaramayacaktır. 

Fakat ben, bu sayede onun kavminden bin kişinin samimi Müslüman olmasını umuyorum." (Tefsir Taberi)

Gerçekten de Abdullah bin Übeyy'in vefât ederken Peygamberimiz (s.a.v.)den medet umduğunu gören bin kişi samimiyetle Müslüman olmuştur. (Umdetü'l-Kari)

Bunu gören Hz. Ömer de, davranışından pişmanlık duymuş, "Allah ve Resulü elbette daha iyi bilir", demiştir.

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *