13 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Hz.Yakub'un Yusuf özlemi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

Hz. Yakup;Yusufunu kaybedince acısını yüreğine gömdü ama bu ayrılık onu o kadar üzmüştü ki bu acının tasvir ve tabiri yapılamaz...

Hz. Yakub aslında biliyordu ki, Allah onu imtihan ediyor...Yusufun  yaşadığına inanıyordu...O'na da her peybambere düştüğü gibi sabretmek düşüyor...

Hz. Yakub diğer oğullarının ona bir zarar vermesinden korktuğu için Yusufunu gözünün önünden ayırmaz; gittiği her yere onu da götürürdü...Kardeşlerinin Yusuf'a olan kıskançlık ve hasedlerini çok iyi biliyordu..

Böyle bir kıskançlık da şeytana uydurup Yusuf'a zarar getirebilirdi..Nitekim öyle de oldu....

Şeytan, kardeşlerinin kalbine kök salıp onları yanlış bir iş yapmaya sürüklemişti...Tıpkı Habil ile Kabil'in arasına girdiği gibi....Tıpkı Kabil'in kalbine girip Kabil'e Habil'i öldürttüğü gibi...

Yusuf güzel yüzlü, o nurani simasına baktıkça bakılası, sevimli bir çocuktu....Bu özelliği ile de etrafında dikkat çekiyordu....Ayrıca Yusuf'da ahlak güzelliği de üstün derecedeydi...Hem yüz güzelliği hem de huy güzelliği Yusuf'da temessül edince Yusuf kendisini herkese sevdirebiliyordu...

Hz. Yakup Yusufunu bir başka sevmişti:

Hz.Yakub'un Yusufuna olan özlemi herhalde tariften soyut, tarifden azadedir...Ama bu özlemin sonu da çok tatlı bitmiştir..Hz Yakub Yusufuna olan özleminden ötürü ağlaya ağlaya kör olmuş; oğlunun gönderdiği Yusuf kokulu gömleği yüzüne-gözüne sürünce de Allah'ın izniyle gözleri görmeye başlamıştır....

Ya Züleyha'nın sevdasına ne demeli..? 

Söylediği yalanın açığa çıkmasına rağmen Yusuf'un zindana atılması zahiren haksızlıkmış gibi gözükse de aslında kader planında bunun altında çok ince hikmetler yatmaktaydı......

Züleyha Yusuf'u görür görmez gönlüne bir ateş düşmüş; o sevda ateşi de gittikçe onu yakmaya başlamıştı....

Bir müddet sonra da bu sevda ateşine dayanamamış-hislerine hakim olmamış; isteğini açıkça Yusufa beyan etmişti..

Yusuf ise, çok net ve tereddütsüz bir şekilde; "Ben Allah'tan korkarım.." demişti...

Yusuf; güzel ve mal-mülk ve makam sahibi Züleyha'nın bu talihsiz teklifinden kaçarken arkasından kovalayan Züleyha'nın sırt kısmından gömleğini yırtmasına engel olamamıştı.. Engel olamayacaktı; çünkü o yırtılan gömlek pervasızca öne sürülen bir yalanı ortaya çıkaracaktı....

Çünkü o yırtık gömleğin göreceği bir vazife vardı; 

o da yalanın er ya da geç ortaya çıkacağı gerçeği idi... Züleyha'nın kocası karısının yalan söylediğini anlamasına rağmen sanki Yusuf suçluymuş gibi onu zindana attırdı...

Böyle yapmamış olsaydı güya izzeti onuru şerefi ayaklar altına alınmış olacaktı...Yusuf güzel yüzlü de Züleyha güzel değil miydi..? Elbette Züleyha da güzeldi. 

Aslolan gönül güzelliydi.. 

Yusuf aynı zamanda gönül güzeliydi-ruh güzeliydi...

Gönlünün güzelliğinden ötürü de o malum ve talihsiz teklifi elinin tersiyle itivermişti...

"Mazallah; ben Allah'tan korkarım..''demişti....

İçte güzellik olmayınca dışarıya yansıyan güzellik (!) 

aslında bir aldatmacadır....Böyle bir aldatmacaya kanmamak için Yusuf gibi gönül güzeli olmak gerekir...

Bu hadise şehirde yayılınca şehrin kadınları Züleyha'yı ayıplayıp onu küçük düşürecek şekilde hakkında; 

"gönlünü bir köleye kaptırmış" dedikodularını yapıyorlar....

Bu dedikodular Züleyha'nın kulağına gidince onları sarayına davet ediyor..Önlerine meyve tabakları koyuyor..

Her bir tabakta da meyveleri kesmek için bıçaklar var...

Sonra da Yusuf'u çağırıyor..

Yusuf o kadınların bulunduğu yere gelince kadınlar meyveleri soyarken farkında olmadan parmaklarını da doğruyorlar.. 

Yusuf'un güzelliği adeta başlarını döndürüyor...

Yusuf hiçbir bayanın reddemeyeceği kadar güzeldi.

Allah, herkese Yusuf'un gönül güzelliğini bahşetsin...

Allah kimseyi de Züleyha gibi hislerine mağlup olanlardan eylemesin....

***

Züleyha'nın Duası:

Rabbini bilen Züleyha, dua olarak hemen oracıkta,  

Rabbim, dedi, gözlerimden bu acıyı kim silecek benim? 

Kim yıkayacak gözlerimin içini? 

Kim yıkayacak acılarla dolup taşan kalbimi?

Rabbim; her şeye razıyım. Hepsine razıyım. 

Yeter ki, aşktan azad etme kalbimi. 

Yeter ki, göz yaşlarımın serininde yıka içimi.

Göz yaşlarımı ve aşkımı alma, onlar bende kalsın. 

Bedel olsun. Ödül olsun. Bağış olsun. Yoksulluğum zenginliğim olsun. 

Aşkım yeter, muhabbet denizinin kıyıları ne denli sınırsızmış göreyim. Aşkım yeter varlığımın anlamı neymiş, çözeyim.

Yeter aşkım, yeter ki, aşkımın kalbime düştüğü yere kadar yükseleyim.

Aşkım yeter, tenimin beni hapsettiği zindandan aşkımın kanatlarıyla geçip gideyim.

Aşkla var olduğum yerde yine aşkla yok olayım.

Rabbim, acıya razıyım ama gözyaşım bende kalsın.

Razıyım yoklukta var olayım.

Yitirdikçe bulayım. Öldükçe doğayım.

Canım çekildikçe aradan saf aşktan ibaret kalayım.

Rabbim, çıkar aradan takılıp kaldığım tenimi, kaldır aradan saf aşkla aramdaki perdeleri....

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *