Fuzuli'den İnciler...
Ey göz! Gönlümdeki içimdeki ateşlere göz yaşımdan su saçma ki, bu kadar çok tutuşan ateşlere su fayda vermez.
Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir;
yoksa gözümden akan sular, göz yaşları mı şu dönen gök kubbeyi kaplamıştır, bilemem..
Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden benim gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. Nitekim akarsu da
zamanla duvarda, yarlarda yarıklar meydana getirir.
Yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi, benim yaralı gönlüm de senin ok temrenine, ok ucuna benzeyen kirpiklerinin
sözünü korka korka söyler.
Bahçıvan gül bahçesini sele versin su ile mahvetsin, boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine su verse de senin
yüzün gibi bir gül açılmaz.
Hattatın beyaz kağıda bakmaktan, kalem gibi, gözlerine kara su inse kör olsa, kör oluncaya kadar uğraşsa yine de
gubarı yazısını, senin yüzündeki tüylere benzetemez.
Senin yanağının anılması sebebiyle kirpiklerim ıslansa ne olur, buna şaşılır mı?
Zira gül elde etmek dileği ile dikene
verilen su boşa gitmez.
Gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin olan bakışını esirgeme; zira karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir.
Gönül! Onun ok temrenine benzeyen kirpiklerini iste ve onun ayrılığında duyduğum hararetimi yatıştır, söndür. Susuzum bu defa da benim için su ara.
Nasıl sarhoşa şarap içmek, aklı başında olana da su içmek hoş geliyorsa, ben senin dudağını özlüyorum, sofular da
kevser istiyorlar.
Su, her zaman senin Cennet misali mahallenin bahçesine doğru akar. Galiba o hoş yürüyüşlü, hoş salınışlı; serviyi
andıran sevgiliye aşık olmuş.
Topraktan bir set olup su yolunu o mahalleden kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, onu o yere bırakamam.
Dostlarım! şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem, öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla sevgiliye su
sunun.
Gül fidanı bir hile ile meşhur gül ve bülbül efsanesindeki gibi yine bülbülün kanını içmek istiyor; bunu
engelleyebilmek için suyun gül dallarının damarlarına girerek gül ağacının mizacını değiştirmesi gerekir.
Su Hz. Muhammed'in (s.a.v) yoluna uymuş ve bu hali ile dünya halkına temiz yaratılışını açıkça göstermiştir.
İnsanların efendisi, seçme inci denizi olan Hz. Muhammed'in (s.a.v) mucizeleri kötülerin ateşine su serpmiştir.
Katı taş, Peygamberlik gül bahçesinin parlaklığını tazelemek için ve onun mucizesinden dolayı su meydana
çıkarmıştır.
Hz. Peygamberimiz'in mucizeleri dünyada uçsuz bucaksız bir deniz gibi imiş ki, ondan o mucizelerden, ateşe tapan
kafirlerin binlerce mabedine su ulaşmış ve onları söndürmüştür.
Mihnet günü Ensar'a parmağından su verdiğini bir mucize olarak parmağından su akıttığını kim işitse hayret ile şaşa
kalarak parmağını ısırır.
Abdest almak için el uzatıp gül gibi olan yanaklarına su vurunca sıçrayan her bir su damlasından binlerce rahmet
denizi dalgalanmıştır.
Su, onun eşiğinin toprağına zerrecikler halinde ışık salmak orayı aydınlatmak ister. Eğer parça parça da olsa o
eşikten dönmez.
Ey Allah'ın sevgilisi! Ey insanların en hayırlısı! Susamışların susuzluktan dudağı kurumuşların yanıp daima su
diledikleri gibi ben de seni özlüyorum.
Seni övmenin bereketinden dolayı Fuzuli'nin alelade sözleri, nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su damlası
gibi birer inci olmuştur.
Kıyamet günü olduğu zaman, gaflet uykusundan uyanan düşkün yahut aşık göz, sana duyduğu hasretten su gözyaşı
döktüğü zaman,
O mahşer günü, güzel yüzüne susamış olan bana vuslat çeşmenin su vereceğini, beni mahrum bırakmayacağını ummaktayım..
Fuzulinin Aşk Üzerine Sözleri:
Mecnun'a demişler, Yahu bu kadar övdüğün, senin Leyla'n da pek güzel bir şey değilmiş!.
Mecnun gülmüş, Sen onu benim gözümle bir görebilsen! demiş
Aşiyan-i mürg-i dil zülf-i perişanındadır
Kanda olsam ey peri gönlüm senin yanındadır
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib
Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır
Çekme damen naz edip üftadelerden vehm kıl
Göklere açılmasın eller ki damanındadır
Bes ki hicranındadır hasiyyet-i kat'-i hayat
Ol hayat ehline hayranem ki hicranındadır
Ey Fuzuli şem-veş mutlak açılmaz yanmadan
Tablar kim sünbül rişte-i canındadır
Gönül kuşum dağınık saçların arasında yuva kurdu ey sevgili!.. Artı nerde olursam olayım veya iki elim kanda da olsa gönlüm senin yanındadır.
Aşk derdiyle başım pek hoş benim ey tabib, bırak bana ilaç vermeyi. Bana derman vermeye ki, senin dermenın beni helak edecek zehrin ta kendisidir.
Ey sevgili naz edip düşkün aşıklardan eteğini çekme. Eteğine yapışan ellerin sen eteğini çevirince göklere açılmasından dua eder gibi sakın!..
Senin ayrılığında, hayatı sona erdirme özelliği gizlidir, ayrılığın ölüm demektir. Senden ayrı düşüp de hala yaşayanlara hayranım.
Ey Fuzuli! Sevgilini saçının büklümü sen can ipliğine bağlıdır. Sen mum gibi yanmadan o büklümler açılvermez.
