Din Nasihattir...
Ebü Rukayye Temim İbn. Evs ed-Dari'den rivayet edildiğine göre, Nebi (sav);
"Din nasihattir" buyurdu.
Biz kendisine;
Kimin için nasihattir? dedik.
Peygamber Efendimiz;
"Allah, Kitabı, Resulü, mü'minlerin yöneticileri ve tüm müslümanlar için nasihattir" buyurdu.
Nasihat, Arap dilinin en kapsamlı kelimelerinden biridir. Bazı dil bilimciler, Arapçada nasihat ile felah kelimeleri kadar dünya ve ahiret hayırlarını bünyesinde toplayan kelime olmadığını söylerler.
Nasihat; öğüt vermek, iyi ve hayırlı işlere davet, kötü ve şer olan şeylerden nehyetmektir.
"Dinin direği ve dini ayakta tutan nasihattir" demektir. Buna göre nasihat, neredeyse din ile aynı manada kullanılmış gibi bir intiba vermektedir.
"Hac Arafattır'' hadisi de, haccın temelinin ve hac sayılmasının şartının Arafat'ta bulunmak olduğunu, Arafat'ta bulunmayanın haccının olmayacağını anlatır.
Bu sebeble İslam alimleri, nasihat hadisini, İslam'ın esasını oluşturan hadislerden en önemlisi kabul ederler.
Dinin Allah için nasihat oluşu;
Bir mü'min için öncelikler vardır. Bunların başında Allah'a iman, ilk sırada yer alır.
Tabii ki, Allah'a iman, sadece "inandım" demekle yerine gelmiş olmaz.
Nitekim ayet-i kerimede; "İnsanlar "inandık" demekle, imtihandan geçirilmeden bırakılacaklarını mı sandılar?" buyurulur.
İşte dinin Allah için nasihat oluşunun ilk basamağı Allah'a imandır. O'na şirk koşmamak, O'na kulluk ve ibadette ihlaslı davranmak, daima Allah'a itaat üzere olmak, O'na isyandan şiddetle kaçınmak, Allah için sevmek, Allah için buğz etmek, Allah'a itaat edene dost, isyan edene düşman olmak, Allah'ı inkar edenlerle cihad etmek, nimetlerine şükretmek, insanları bu sayılan vasıflara davet ve teşvik etmek, bütün insanlara nezaket göstermek; işte bunlar Allah'a imanın gereği ve dinin Allah için nasihat oluşunun icabıdır.
Müslümanın bütün söz ve davranışlarında bunların gereğini yerine getirmesi, hem dünyada hem de ahirette kendisine fayda verir.
Dinin Allah'ın Kitabı için nasihat oluşu:
Allah'ın Kitabından maksat Kur'an-ı Kerim'dir. Bir müslüman, bütün semavi kitapların Allah katından indirildiğine, Kur'an'ın o kitapların sonuncusu ve onlara şahit olduğuna inanır.
Kur'an'ın Allah kelamı olduğu, Allah tarafından gönderildiği ve yine O'nun tarafından korunacağı, kul sözlerinden hiçbirinin ona benzemediği, kullardan hiçbirinin onun bir benzerini getiremeyeceği gerçeklerini kabul edip inanmak. İşte bütün bunlar, Kur'an'a yönelik inanç esaslarıdır.
Kur'an'ı anlamak ve onunla amel etmek esastır.
Dinin Allah'ın Resulü için nasihat oluşu:
İslam, Allah katından insanlığa gönderilen son din, Kur'an son kitab olduğu gibi, Resül-i Ekremin'de en son peygamberdir.
Bir mü'minin Peygamber Efendimiz'le ilgili inancı ve esasları da ihtiva etmelidir.
Hz. Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğunu kalb ile tasdik, dil ile ikrar etmek.
Allah Resülü'nün Kur'an ve sahih sünnetle getirip bildirdiklerine iman etmek.
Dinin mü'minlerin yöneticileri için nasihat oluşu:
''Eimme" tabiri, yöneticiler. Esasen bu kelime, "imam" kelimesinin çoğuludur.
İmam ise, toplumun önünde bulunan ve onlara önderlik yapan, toplumun da kendisine uyduğu kişidir. İslam ümmetinin başında bulunan liderdir. Bu lidere imam, halife, emir, sultan ve bunlara benzer isimler verilmiştir.
Müslümanları yönetenler, onların işlerinin başına geçenler, müslümanlardan olmalıdır. Çünkü müslümanların kendilerini yönetenlere itaat etmeleri bir fariza, bir vecibe, bir zorunluluktur. "Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, Resüle itaat edin ve sizden olan buyruk sahibi yöneticilere itaat edin".
Bizlerin yöneticilere nasihatımız, onlara karşı vazifemiz, kendilerinin iyi ve dürüst olmalarını, doğru yolu bulmalarını, adaletli davranmalarını istemektir. Yöneticilerin adil idareleri altında bütün İslam ümmetinin birliğini ister, bunun için gayret ederiz. İslam ümmetinin parçalanmışlığı yüreğimizi yaralar. Bu sebeble; "yeryüzünü, Allah'ın halis kulları, gerçek mü'minler idare etmelidir", deriz.
Dinin idareciler için nasihat oluşu, şu prensipleri de içine alır:
"Hak üzere oldukları sürece onlara yardımcı olmak, hakdan ayrılmamaları yönünde onları uyarmak, yaptıkları yanlışları hatırlatmak, bunları yaparken kendilerine karşı yumuşak ve nezaket kaideleri içinde davranmak, yöneticilerine nasihatkar olmayan, zalime;
"sen zalimsin" denilmelidir.
Din alimleri, toplumu yöneten idarecilere, Allah'ın Kitabı ve Resülü'nün sünneti yönünde nasihat etmeyi ve kendilerini hakka davet etmeyi büyük ve şerefli bir görev saymalı, bu hususta görevlerini yerine getirmezlerse, Allah katında en büyük sorumluluktan kaçmış olmanın cezasını çekeceklerini bilmelidirler.
Çünkü; "En büyük cihad, zalim idarecice karşı hakkı haykırmaktır".
Dinin tüm müslümanlar için nasihat oluşu:
Bütün müslümanların alim olması, alim olanlarının da her şeyi bilmesi mümkün değildir. Her yaştan, her renkten, her ırktan, her cinsten ve her seviyede insanıyla ümmet bir bütündür.
Kaynak: Rıyazüs-Salihin..
