AHZAP SAVAŞI...
Mekke'de bulunan putperest müşriklerden, bazı Yahudi ve diğer kabilelerden meydana geldiği için ''hizipler'', ''kabileler'' topluluğu manasında ''Ahzap Gazvesi'' denildiği gibi, Medine'nin kuşatılması sebebiyle ''Medine Muhasarası'', Medine'nin etrafına kazılan hendekten dolayı da ''Hendek Gazvesi'' denilmiştir.
Kuran toplumların doğuşunu, ayakta kalış süreçlerini ve yok oluş sebeplerini kendine has bir ifade tarzı ile anlatır.
İslam'ın en bariz ve belirgin öğretilerinden biride Tarih boyunca yüce şahsiyete sahip ''Peygamberlerin bile yenildiklerini hatırlatır ama onların düşmanlarına teslim olmadıklarından söz eder''.
Bundan dolayı bizlere peygamberlerden ibret almamızı ve onları olgu edinmemizi ve model olarak onları seçmemiz için tavsiyelerde bulunur.
Kuran'ın hemen hemen her yerinde ve her sayfasında geçmiş kavimlerin ve milletlerin hayat hikayesiyle karşılaşırız.
Şuurlu ve yükümlü inançlı bir Müslüman bunun bir nedeni ve sebebi olduğunu bilmesi gerekir. Kuran-ı Kerim'in bizlere aktarıp hatırlatmak istediği ve özelliklede İslam Peygamberi (s.a.v) dönemindeki savaşları içinde en çetini ve en zorlu olanı ve psikolojik olarak Müslümanların çok sıkıntılara maruz kaldığı hakkında Ahzap Suresi, 10-11'de o günkü Ahzap savaşının psikolojik baskısı hakkında şöyle zikreder:
''O vakit onlar düşmanlarınız üst yanınızdan, alt yanınızdan size saldırmışlardı.
O zaman gözler yılmış, yürekler gırtlaklara dayanmıştı. Ve siz Allah'a karşı türlü zanlarda bulunuyordunuz. İşte orada mü'minler imtihana uğratılmış ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsılmışlardı.''
Ayetlerde de zikredildiği üzere Ahzap süresinin, Hicretin 5 veya 6. yılında meydana gelen bu olayda ''düşman işbirlikçilerinin'' orantısız güce sahip olmalarına rağmen bu savaştan ders alacak şekilde ibretle ve bugünkü ilmi tecrübe ve bilgiyle baktığımızda o dönemde İslam'ın Medine'de filizlenerek yeni kök salacağı bir zamanda ''müşrik, putperest ve Yahudi gruplarından oluşan şer Ahzap ehlinin'' Medine de yaşayan o zamanda 10, 000 nüfusu olan Müslümanlar kadar çeşitli şer grupların güç birliklerini bir araya getirerek küfür ehlinin saldırıya geçtiklerini hem Kuran ayetlerinde hem de İslami kaynaklarda görmekteyiz.
İslam Peygamberi'nin bu güçlü şer ittifakın karşısında olağan üstü mükemmel müdüriyet ve aldığı ciddi ani kararla Müslümanların ve İslam'ın geleceğini etkileyecek ve o gün sadece İranlıların kullandıkları savaş taktiğini; ''Selman-ı Farisi'nin'' önerisiyle çok mükemmel bir savunma ve savaş tekniğini devreye soktuğunu görüyoruz.
Savaşın başlamasına çok az bir zaman zarfında bazı tarihçilere göre takriben ''sekiz gün içinde'' üç bin kişilik ordusuyla beş veya altı km uzunluğunda 7-10 metre genişliğinde 3 metre derinliğinde bir savunma hendeğini düşmana karşı hazır hale getirebiliyorlar.
Bu tarz karşı atağın anında pratiğe dönüştürülmesinde bizler için çok mühim derslerin olduğunun farkında olmamız gerekiyor.
İslam Peygamberi Medineli Müslümanlar arasında birliğin ve insicamın güçlü olması için ilk işi; ''Kardeşlik bağını oluşturmuştur'' ikincisi en mühimi; ''Medine Cami'sini'' hemen inşa ederek, camide İslam dininin desturlarını Medinelilere aktarması.
Üçüncü en mühim işlerinden biri de; ''Medine antlaşmasını Medineliler arasında şehrin nüfus yapısı, etnik dağılımı ve din farklılıkları göz önünde bulundurularak, bu farklı unsurlarla birlikte müşterek bir hayat sürebilmenin şartlarını oluşturmaktı.''
İslam Peygamberi (s.a.v) Medine'ye hicret ettiğinde, orada bulunan çeşitli Yahudi kabileleriye antlaşma yapmışlardı.
Antlaşmaya göre Müslümanlarla sulh içinde yaşayacaklardı.
Ancak; ''Beni Nadir'' adlı Yahudi kabilesi, antlaşmayı bozarak Peygamberimize suikast tertiplediler.
Bu sebeple Medine'den çıkarıldılar.
Beni Kureyza adındaki Yahudi kabilesi de, antlaşma yaptıkları halde Hendek Savaşında düşman tarafına geçerek ahidlerini bozdular. Hendek Savaşın'dan sonra Mekkeli müşriklerle Hudeybiye Antlaşması yapılarak müşriklerin saldırısı önlendi. Fakat Hayber'de toplanan Yahudi kabileleri, Müslümanlar için çok tehlikeli idi. Medine'deki münafıkların reisi, Abdullah bin Übeyy Yahudilerle görüşüyor, Müslümanlar üzerine savaş açmayı tertipliyorlardı.
Ahzap Savaşı'ndaki küfür ehlinin hangi gruplardan oluştuğu hakkında tarihçiler şöyle zikretmişlerdir:
''Bu savaşta üç büyük küfür grup bir araya gelerek ilki Arabistan Yarımadası'nda Medine'nin etraflarında yaşayan müşrik, putperest ve kafir Araplar. İkincisi İslam Peygamberi'nin ve İslam'ın en inatçı ve derin düşmanı olan Yahudi ittifak grupları.
Üçüncü grup ise, Medine'ye nüfuz eden ve Müslümanların içinde yaşayan nifak ehlilerdiler.
