14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Kadisiye Savaşı...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

Kadisiye savaşı, Müslümanlara Kuzey Irak ve İran'ın kapılarını açan meydan savaşı.

Kaynaklar savaşın sebebi olarak, Sasani­ler'in, imparatorluğu içine düştüğü buh­randan kurtaracağı umuduyla genç 

III.Yezdicerd'i tahta çıkardıktan sonra ön­celikle müslümanların fethettiği toprak­ları geri almayı planlamalarını ve müslü­manların da Sevad arazilerindeki yerli halkın yapılan antlaşmalara uymamaya başlaması, hatta yer yer isyana kalkışma­sı üzerine bunu vesile ederek kendileri­nin Irak'ın içlerinde güvenli bir şekilde ilerleyebilmelerine engel oluşturan Sasani gücünü kırmayı hedeflemelerini gös­termektedir. 

Irak'taki Müsenna b. Hari­se gibi bazı ordu kumandanlarının Sasani­ler'in karşı hareketini bildirmeleri üze­rine Hz. Ömer amacını sezdirmeden bü­yük bir kuvvet hazırlamak için faaliyete geçmiş ve ordunun organizasyonuna o güne kadar vermediği derecede önem vermiştir. Esasen İslam orduları, Köprü savaşında Sasani kuvvetleri kar­şısında uğradıkları ağır yenilgiden bir yıl sonra Büveyb savaşında kazandıkları za­ferle Dicle ve Fırat havzasında ciddi bir üstünlük elde etmişlerdi. 

Genellikle ka­bul edilen görüşe göre aynı yılın sonlarına doğru Hz. Ömer, Irak sınırına yakın yerlerdeki kuvvetlerin Müsenna b. Harise'ye, Medine'ye yakın yerlerde bulunanların buradaki kuvvetlere katılması için emir verdi. 

Niyeti ordunun kumandanlığını biz­zat üstlenmekti; hatta bunun için Medine dışında Sirar mevkiinde konaklamış olan kuvvetlerin ordugahına kadar gitmişti. 

Ancak; Hz. Osman, Hz. Ali, Talha bin Ubeydullah, Zübeyr b. Avvam ve Abdurrahman b. Avf gibi ileri gelen sahâbîlerle görüş­tükten sonra Medine'de kalmanın daha uygun olacağı kararına vardı. 

Bundan sonra da müşavereler neticesinde ordu kumandanlığına o sırada Necid bölgesin­deki Hevâzin kabilesinin zekatlarını top­lamakla görevli bulunan Sa'd bin Ebi Vakkas'ı getirerek Medine'ye çağırdı; ona ve orduya bazı tavsiyelerde bulunarak Irak'a doğru yola çıkmalarını emretti.

Sa'd beraberindeki kuvvetlerle yola çık­tı. Zerud ve Şeraf denilen yerlerde konak­layarak halife tarafından görevlendirilen çeşitli kabilelere mensup yeni birliklerin kendisine katılmasını bekledi. 

Nihayet kı­şın başlayan hazırlıkların tamamlanma­sından sonra ordu ilkbaharda Kufe'nin 30 km. güneyinde bulunan Sasani­ler'in en önemli sınır şehri Kadisiye'ye vardı. 

Kay­naklarda İslam ordusu için 60-70.000. Sasani ordusu için 30.000-250.000 ara­sında değişen farklı rakamlar verilmekle birlikte bazı araştırmacıların tesbitine gö­re müslümanların asker mevcudu yakla­şık 9-10.000 kadardı. 

Sasani­ler ise, tah­minen 70-80.000 kişiydiler ve ayrıca müslümanlar için ciddi bir tehlike teşkil eden otuz civarında file sahiptiler. 

Sa'd bin Ebi Vakkas, Hz. Ömer'in isteği üzerine cep­hedeki gelişmeleri devamlı şekilde Medi­ne'ye bildirmekte ve halifeden gelen ta­limatlara uymaktaydı. Sa'd Nu'mân b. Mukarrin, Hanzale b. Rebi', Eş'as b. Kays, Muğire b. Şu'be. Mugire b. Zürare ve Amr b. Ma'dikerib'in de aralarında bu­lunduğu bir heyeti III. Yezdicerd'e gön­derdi ve onu İslam'a veya cizye Ödemeye davet etti; ancak kisra elçilere sert ve alaycı bir tavırla karşılık verdi. 

Savaş baş­lamadan önce Sa'd ile Sasani ordusu ku­mandanı Rüstem arasında elçiler aracılı­ğıyla görüşmeler yapıldı; 

Rib'i b. Amir, Huzeyfe b. Mihsan ve Muğire b. Şu'be gi­bi elçilerin ayrı ayrı yürüttüğü görüşme­ler bir sonuç vermeyince ordular savaş düzeni aldı. 

İslam ordusu onlu sisteme göre düzenlenmişti; onar kişiden müte­şekkil mangalara birer arif kumanda edi­yordu. 

Her kabileye ve büyük kabilelerin önemli kollarına bir onur işareti olarak kendine has bir sancak verildi. 

Ordu merkez, sağ kanat, sol kanat olmak üzere üç ana bölümden oluşuyordu. 

Sasani ordusunun da ana bölümleri merkez, sağ ve sol kanatlardı. Orduların tanziminden sonra mevki tesbiti gündeme geldi. 

Müs­lümanların teklifi, Sasani­ler'in Fırat'tan ayrılan Atik kanalını batı istikametinde aşarak kendilerinin bulunduğu tarafa geçmeleriydi. Muhtemelen Sa'd'ın düşün­cesi bir geri çekilme anında askerlerinin hareket yeteneğini kısıtlamamaktı. 

Bu­na karşılık Sasani­ler'in geri çekilmesi du­rumunda kanal onlara engel vazifesi gö­recekti. 

Sasani ordusu kumandanı Rüs­tem Sa'd'ın bu teklifini kabul etti ve or­dusuyla kanalı aştı.

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *