29 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Gavur bile böyle davranmaz...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

Dün televizyon haberlerinde izledim.

181 km. boyunca hanımına işkence yapan bir erkek..

tabii ki, bunu erkeklik sayıyorsa..

Bir iş adamı olan bu insan, kendisinden boşanmak isteyen eşine yaptığı işkencelerle hastahanelik yapmış. 

Eşine veya insana işkence yapmak, insanlıkta olmadığı gibi, hiç bir SEMAVİ dindede yoktur. 

Dinimizde özellikle kadının yüzü mukaddestir, oraya vuramazsın, oraya hakaret edemezsin. Bu zat, yasanın da boşluğundan da yararlanıp yine işine devam edecek. 

Bir insan medenice evlendiği gibi, medenice de ayrılmalı.

Yok, sen benden ayrılamazsın, ben bunu erkekliğime yediremem diyerek, kadına işkencede bulunanların psikolojikman hasta olduğuna inanıyorum.

Hz Peygamber (s.a.v) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Sizin en hayırlınız hanımına karşı en iyi olandır" )(Tirmizi).

İbn-i Ömer'in rivayet ettiğine göre, Hz Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: 

"Hepiniz çobansınız, raiyetinizden güttüklerinizden sorumlusunuz" (Buhari)

Bir koca hanımını tahkir edemez, onun hayat arkadaşı olduğunu unutmamak zorundadır, darılıp, evinde yalnız bırakamaz. Erkeğin en hayırlısı, kadına en iyi davranandır. (Buhari)

Evde hanımıyla şakalaşmak, eğlenmek ve onu eğlendirmek kocanın görevlerindendir.

Kadının hak-hukuk tanımayıp isyan etmesi dışında, sudan bahanelerle erkek karısını dövemez. 

Erkeğin kıskançlığından kaynaklanan şüphesinden ötürü karısını ani baskınlarla rahatsız edemez. 

Peygamber Efendimiz, bir hadislerinde ailesinden uzun vakit ayrı kalan birisinin, haber vermeden gece ansızın eve gelmesini yasaklamıştır. 

Hadis şerhleri buna sebep olarak bir de, eve geceleyin ansızın girmesinin, hanımının ihanetinden şüphelendiği anlamına gelebileceği ihtimalini gösterirler.

Durumuna göre kadın kocasından hizmetçi isteyebilir. Hizmetçinin ücreti kocasına aittir. Örfe göre kadınların yapmaması ayıplanan ev işleri dışında kadın, hiçbir iş yapmak zorunda değildir.

Kadının, haftada bir kez anne-babasını ziyaret hakkı vardır, erkek buna mani olamaz.

Erkeğin haklarına bir zarar vermeyen yasal işlerde; 

kadının meşru çerçevede çalışabilir.

Bir seçim söz konusu olduğunda kadının seçme hakkının bulunduğunu çoğu İslam bilginleri söylemişlerdir. 

Çünkü onların böyle bir hakkının olmadığına dair hiçbir delil yoktur. Kaldı ki seçme, "bey"at"tan ibarettir. Halbuki, Peygamberimiz kadınlardan da bey'at almıştır. 

Hz. Ömer'den sonra seçilecek halife için, evlenmemiş genç kızlar dahil, herkesten fikir alınmıştır. 

(Muhammed Hamidullah)        

Görüldüğü gibi kadın geçim konusunda hiçbir derdi ve endişesi olmayan, yani alabildiğine sosyal güvenliği bulunan bir insandır. 

Ve bütün bunlar bir anlaşmazlık sözkonusu olduğunda mahkeme kararı ile belirlenecek olan kanuni haklardır. 

Yoksa İslam'da karı-koca birbirinden devamlı hak koparmak için çekişip duran iki düşman kutup değildirler. 

Birbirlerini tamamlayan, birbirlerine yardım eden, destek olan, huzur ve moral kaynağı oluşturan, bir bütünün iki yarım parçasıdırlar. 

Tıpkı Peygamberimiz (s.a.v)'in ev işlerine yardım etmesi, Hz. Ali ile eşi Fatıma arasında iş bölümü yapması gibi. 

 

İslam Erkeğinin Bir Numaralı Özelliği:

Buradaki özellik; ''şefkattir.'' Yani, eğer bir insan kendisini mü'min sayıyorsa ve şefkati yoksa imanı hastadır, lütfen gitsin bir mana doktoruna görünsün! Mutlaka şefkatli olması lazım gelir. Ki, bu şefkatin; ''en yakın gösterileceği nokta; eşidir, hanımıdır.''

Bu şefkati o kadar içten ve sıcaklıkla yapmalıdır ki; 

''kadın yaşarken günlük mevzuatında, o da yorulacaktır, onun işi, ev işi de dışarıdaki bir işten basit bir iş değildir… 

Belki bazen daha da ağırdır. Çocukların mesuliyeti vardır…'' bütün bu yorgunluklar eve gelen kocanın gönlünde yaşattığı şefkat ışığıyla saniyede erir. 

Eğer bir mü'min şefkat hassasını kaybetmişse, yazık olur evinin yapısına.

Çünkü o zaman, o da karşıdaki mü'mine olan hanımında, nefsinden gelen dalgalar, yorgunluklar ne yapacaktır? 

Ondaki saygıyı, iffeti hatta hayayı yavaş yavaş yıpratacaktır. Bu karşılıklı alış veriş; manevi alış veriştir.

Sanki iki gönül mors alfabesiyle haberleşiyor gibi… Birisinden devamlı surette şefkat çıkacak harfleri çıkacak, ötekisinden de sevgi harfleri çıkacak.

Bir insanın eşine nerhametli davranması, yüzüne sevgiyle bakması ibadettir...

Allah insanlarımıza akıl nasip eylesin...

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *