21 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Osmanlılarda Baltacı ve Görevleri...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

Osmanlılar'da sarayın birun görevlilerinden bir zümrenin adı.

Farsça teberdaran adıyla da anılan baltacılar, bir rivayete göre ilk defa II. Murad zamanında Acemi Ocağı'na alınmışlar ve sefere giderken yol açmak, bataklıkları kurutmak, çadır kurmak, yük kaldırıp indirmek gibi işler ve ayrıca bazı saray hizmetleri için kullanılmışlardır. 

İstanbul'un fethinden sonra daha teşkilatlı bir ocak haline gelen bu zümre, Fatih zamanında Eski ve Yeni Saray'da ''Topkapı Sarayı'' yaptıkları işlere göre iki sınıfa ayrılmıştır. Daha sonra Edirne, Galata ve İbrahim Paşa saraylarında da müstakil baltacı ocakları oluşturulmuştur. 

XVII. yüzyılda Galata ve İbrahim Paşa saraylarının teşkilatları bozulunca, baltacılar varlıklarını Eski ve Yeni Saray'da sürdürmüşlerdir.

''Teberdaran-ı Saray-ı Atik'' denilen Eski Saray, baltacıları Topkapı Sarayı'ndaki harem ile Eski Saray mensuplarının, şehzadelerin ve saray dışındaki sultanların hizmetlerini ve muhafızlıklarını yaparlardı. 

Bunlar doğrudan doğruya Darüssaade ağasına bağlıydı. Kışlaları Eski Saray'ın Mercan tarafındaki kapısı civarında idi. Fakat işleri gereği gündüzleri bir kısmı Yeni Saray'da bulunarak başta Darüssaade ağası olmak üzere öteki harem ağalarının ve saray mensuplarının hizmetlerini görürlerdi. Baltacı Ocağı'na yeni alınan acemiler Beyazıt Camii'nde ders görürlerdi. Baltacı Ocağı'na genellikle öteki saraylardan, saray aşçılarından ve Antep, Kayseri gibi Anadolu'nun çeşitli yerlerinden nefer alınırdı.

Eski Saray baltacılarının Darüssaade ağasından sonraki en büyük amirleri baltacılar kethüdası, bölükbaşı ve odabaşılardı. Kethüda ve odabaşıların kıdemlileri müteferrikalığa terfi ederlerdi.

Eski Saray baltacılarından olan kapı haseki ağası,  

Darüssaade ağasının sadrazamlıktaki işlerini takip ederdi. 

Hasekibaşı ise, yanındaki haseki başkatibi ile kızlar ağasına bağlı Haremeyn vakıflarının tahsili ile görevliydi. 

Bu vakıflara bakan Darüssaade ağası baş yazıcısı da emrindeki altı halife ile yine Eski Saray'ın kıdemli ve okur yazar baltacılarındandı. Baş yazıcılığa bu halifelerden en eski olanı getirilirdi. Baltacı neferleri dış hizmete genellikle kapıkulu süvarisi olarak çıkarlardı. 

Mevcutları XVII. yüzyılın ikinci yarısında 813 iken, bir asır sonra 400 kişiye düşmüştür. Baltacı ağaları, başlarına kırmızı çuhadan yapılmış barata denilen bir serpuş giyerlerdi. Neferlerin başlıkları ise, mor keçeden yapılırdı. 

Dolama adı verilen kaputları kırmızı ve yeşil renkteydi.

''Teberdaran-ı hassa'' denilen zülüflü baltacılar Eski Saray baltacılarından tamamen ayrı bir ocak olup hizmetleri de farklıydı. Giydikleri serpuşun iki tarafından zülüf veya perçem şeklinde iki örgü yanaklarına sarktığından bu adla anılan zülüflü baltacılar Topkapı Sarayı'nda otururlar, Enderun ve haremde hizmet görürlerdi. 

Bundan dolayı etraflarını görmemeleri için yakaları kalkık dolama giyerlerdi. Daha sonraları bunların sadece harem hizmeti görenlerine; ''yakalı baltacı'' denmiştir. 

III. Murad zamanında ortaya çıkan zülüflü baltacıların ikametgahları akağalar kapısı civarında idi. Bu ocağa devşirme oğlanlarından, öteki saraylardan, saray aşçılarından ve Kastamonu'nun gürbüz halkından nefer alınırdı. 

Önceleri kapı ağasına bağlı olan zülüflü baltacılar XVIII. yüzyıldan itibaren silahtar ağaya tabi olmuşlardır. Zülüflü Baltacılar Ocağı'nın en büyük amiri baltacılar kethüdası idi. Onun altında sırasıyla baş baltacı, divanhaneci ve kilercibaşı baltacısı gelirdi. Kıdemli sekiz baltacı ''bıçaklı mülazımı'' adıyla anılırdı. Bunlar diğerlerinden ayrı olarak sırma kuşak kuşanırlardı.

Zülüflü baltacıların kethüdaları, bölükbaşıları, odabaşıları, diğer ağaları ve kıdemlileri terfi ederlerse müteferrika veya çaşnigir olurlar, neferleri ise, kapıkulu süvariliğine, özellikle bu bölüklerin en itibarlısı olan sipah ve silahtar bölüklerine geçerlerdi. Divanhaneci, yemişçi denirdi..

Kay:TDY.İslam Ansiklopedisi..

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *