28 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
4°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Nusaybin Cinleri....

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

Kuran'ı Kerim'de yer alan konu, ilgili ayetler iki surede yer almaktadır. Bu sureleri nuzul sıralarına göre; elimizdeki mevcut Mushaftaki sırası 46 olan Ahkaf suresi, Hz. Osman Mushaf'ında 66.

sırada, İbn Abbas'ın Mushaf'ında 63. sırada, Ca'fer es-Sadık'ın Mushaf'ında ise, 65. sıradadır.

Cin Suresi ise, bizim elimizdeki Mushaf'ta 72. sure, Hz. Osman'ın Mushaf'ında 40. sure, İbn. Abbas'ın Mushaf'ında 38. sure, Ca'fer Sadık'ın Mushaf'ında ise, 39. suredir.

Okuduğumuz Mushaf'a göre, Ahkaf suresi daha öncedir. 

Cin Suresi:

De ki; ''Cinlerden bir topluluk Kuran'ı dinleyip şöyle dedikleri bana vahyolundu. Biz harukulade bir Kur'an dinledik. O doğru yola iletiyor. Ona inandık. Artık Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.'' (Cin;72/1-3.)

Süleyman Ateş'e göre bu ayetler, Hz. Peygamber'e Taif dönüşü nazil olmuştur.

Bu tespit, diğer suredeki ayetler ile ilişki kurmada konumuz bakımından önemlidir.

Akaf Suresi:

''Bir zaman cinlerden bir topluluğu, Kuran dinlemek üzere sana yönlendirmiştik. Gelip hazır olduklarında; ''Susun'' dediler. Kuran tilaveti tamamlanınca da kavimlerine döndüler. 

''Ey Kavmimiz; Biz Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekini doğrulayan, gerçeğe ve doğru yola götüren bir kitap dinledik. Ey kavmimiz, Allah'ın davetçisine uyun ve ona inanın ki, Allah günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi yakıcı azaptan korusun.'' 

(Ahkaf; 46/ 29-33)

Görüldüğü üzere her iki surenin de içinde yer alan ayetlerde; ''Cin'' denilen bir grubun Hz. Peygamber'den Kuran dinleyip sonra kavimlerine dönerek, bu Kuran'a inanmalarını istedikleri anlatılmaktadır. 

Ayetlerin tefsiri sade dinde zikredilen rivayetlerde ve yapılan yorumlarda şu ana başlıklar etrafında durulmuştur:

1-Her iki surede bahsedilen cinler aynı topluluk mudur, yoksa ayrı ayrı cinler midir?

2-Cinleri Hz. Peygamber görmüş müdür, Kuran'ı onlara bizzat dinletmek için mi okumuştur, yoksa onları görmemiştir de, daha sonra Allah cinlerin Kur'an dinlediklerini vahiyle mi Hz. Peygamber'e

bildirmiştir?

3-Bu olaylar ne zaman olmuştur?

4-Cinlerin mahiyeti nedir ve bunlar kimlerdir?

 

Nusaybin'in Zikredildiği Rivayetler:

En erken dönem kaynaklardan İbn Hişam'da (213/835) Cin Sıresiyle ilgili rivayetleri anlatırken konuyu Hz. Peygamber'in Taif'ten dönüşüyle ilgili olarak anlatmaktadır. 

Hz. Peygamber Taif'ten umduğunu bulamadan üzgün ve kederli olarak dönmekteydi.

Mekke'ye bir gecelik mesafeye gelince gecenin karanlığında namaza durdu. Açıktan ''cehri'' olarak Kuran kıraat etmeye başladı. Bunun üzerine bir grup cin okunan Kuran'a kulak verdi, dinledir. 

Daha sonra da kavimlerine giderek onlara bu dinlediklerine tabi olmalarını istedirler. 

Muhammed b. Ka'b el-Kurazi'den yaptığı bu nakilde İbn Hişam şu detayları da kaydetmektedir: 

Bu cinler yedi kişi idiler ve Nusaybin cinleriydiler.

Alkame'nin İbn Mesud'dan naklettiği bir rivayet ise, şöyledir:

Alkame; Cin gecesi sizden hiç kimse Rasulullah ile beraber miydi?

İbn Mesud; Hayır. Ancak bir gece onu Mekke'de kaybettik. Her tarafta onu aradık ama bulamadık. Acaba kendisine bir suikast mı yapıldı, yoksa onu cinler mi kaçırdı diye endişelendik. Çok kötü bir gece geçirdik. Nitekim gün ağarırken Hıra dağı tarafından çıka geldi.

Kendisine çok endişelendiğimizi nereye gittiğini sorduk bize şu cevabı verdi:

''Bana cinlerin bir davetçisi geldi. Ben de gidip onlara Kuran okudum.'' İbn. Mesud devamla şunları anlatıyor; Rasulullah sonra bizi cinlerle buluştuğu yere götürdü. Orada onların izlerini ve yaktıkları ateşlerin kalıntılarını bize gösterdi. Cinler o gece Hz. Peygamberden neleri yiyip yiyemeyeceklerini sormuşlar Rasulullah'da onlara; ''Üzerine Allah'ın adının anılarak kesilen hayvanların kemiklerinin ve deve atıklarının ''gübresi'' kendilerine helal olduğunu'' söylediğini anlatmaktadır. 

Rasulullah bunu söyledikten sonra ashabına; Bunlarla taharetlenmeyiniz onlar cin kardeşlerinizin azıklarıdır'' buyurmuştur.

Tirmizi'nin naklettiği bu rivayette söz konusu cinlerin

''Cezire'li'' oldukları da belirtilmektedir.

Bu rivayet cinlerin yurtlarının Cezire olduğunu söylüyor ki, bu Nusaybin ile aynı bölge demektir.

Buhari'nin Ebu Hüreyre'den naklettiği bir rivayete göre de Nusaybin adı şu şekilde geçmektedir:

''Bana Nusaybin cinlerinden bir heyet geldi, onlar ne güzel cinlerdi, benden azık istediler, rastladıkları her kemik ve hayvan dışkısı (revs) üzerinde bir yiyecek bulmaları için onlara dua ettim.''

Cinler Nusaybinli olarak belirtilmiştir. İbn Kesir yine İbn Ebi Hatim'den konuyla ilgili olarak, Mücahid'in şöyle bir görüşte olduğunu nakletmiştir: 

Ahkaf Suresi'nde zikredilen bir grup cin, yedi kişi idiler. Bunlardan üçü Harranlı, dördü de Nusaybinli idiler. 

Mücahid bu yedi cinin isimlerinde sayar ki, bunlar şöyledir:

1-Haya,  

2-Hasa,  

3-Mesa,  

4-Şasır,  

5-Nasır,  

6-İbyan veya İnyat,  

7-ehkam veya Ered'dir.

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *