Fatih Kadınlar Pazarı...
İstanbul tarihi içerisinde, iki yerde kadınlar pazarından bahsedilmektedir.
Birincisi; dünya tarihinde yüzyıllar boyunca da tek olma özelliğini taşıyan ilk kadınlar hastanesi olan Haseki Külliyesi çevresinde teşekkül etmiş olan Kadınlar Pazarı'dır.
Fatih ilçe sınırları içerisindeki bu pazar yerinin bulunduğu semt bu külliyeden dolayı da, Haseki Semti olarak, bilinmektedir.
Kanuni Sultan Süleyman Han döneminde hasekisi Hürrem Sultan adına Mimar Sinan tarafından 16. Yüzyılda inşa edilmiş bu hastane ve külliye kadın esirlerin satıldığı yer olan; ''Avrat Pazarı'' yakınında inşa edilmişti.
Bizans dönemindeki ismi ile Forum Arcadii veya Arkadius Meydanı olarak, bilinen bu meydandır. Bizans anıtı Arcadius sütununun varlığı 18. Yüzyıla kadar devam etmiş, etrafında oluşan Müslüman mahallesi Başçı Mahmud olarak isimlendirilmiştir.
Semt bu ismi yani; Başçı Mahmud'u, Kanuni Sultan Süleyman Hanın hasekisi Hürrem Sultan adına Mimar Sinan'a külliye yaptırmasına kadar taşınmıştır. Kanuni Sultan Süleyman'ın biricik sevgilisi hasekisi adına yaptırdığı külliyeden sonra semtin ismi kayıtlara ''Haseki'' olarak, geçmeye başlamıştır.
Haftada bir defa kurulan semt pazarları şehrin çeşitli bölgelerinde yer alırdı. Buralara sadece orta yaşlı ve ihtiyar kadınlar gelip bir şeyler satar ve evlerinin ihtiyaçlarım karşılarlardı.
Sokak kenarlarına kurulan Avratpazarı, ilerleyen zamanlarda sabit çarşı halini almıştır.
Anadolu'da çok yaygın olan üreticiden tüketiciye doğrudan satış, İstanbul'un birçok yerinde de uygulanmaktaydı.
Kadınlar Pazarı, Hekimoğlu Ali Paşa Camii yakınına kadar uzanırdı. 1940'lı yıllara kadar uzanan bu Pazar, cuma günleri kurulmaktaydı.
Kadınların evde yaptıkları el işleri ve bahçelerinde yetiştirdikleri ürünlerini sattıkları bir pazar yeri idi. İkinci kadınlar pazarı ise; tarihi Saraçhane civarında teşekkül etmiştir ve geçmişi Haseki civarındaki Kadınlar Pazarı kadar uzun değildir.
Tarihi Valens, Osmanlı dönemi adı ile Bozdoğan Sukemeri'nin dibinden Zeyrek'e doğru uzanan bir sokak üzerinde kurulmuş olan bu Pazar yeri,
1908 yılında oluşmaya başlamıştır.
Kadınlar Pazarının bulunduğu Mevkii;
Saraçhaneden Zeyreğe uzanan yol aksı ile Fatih Külliyesi ile Vefa arasındaki yaya yolu üzerindeydi. Fatih Camii'nin yer aldığı tepe ile Süleymaniye Külliyesi'nin yer aldığı istanbul'un bu iki tepesi arasında uzanan yaya yolu üzerinde küçük ölçekli bir kavşak noktası olarak teşkil etmekteydi. Hemen yakınında bulunan At Meydanı veya pazar yeri ile yakınkğı ve eski Saraçhane'den arta kalmış olan kagir dükkanlar ve bu çevre de yer alan fayton ve diğer araba tamir ve imalat atölyelerinin mevcudiyetiyle Kadınlar Pazarının olduğu alan üzerinde durmadan bir hareketliliğin oluşmasını sağlamaktaydı.
Bu alanın Kadınlar Pazarı diye adlandırılması ise, Balkan Savaşları sırasında İstanbul'a göç eden Müslümanların cami avlularında, medreselerde, sıbyan mektepleri gibi ve hemen hemen bütün kamu binalarında geçici olarak iskan edilmişlerdi.
Fatih Külliyesi, Zeyrek ve çevresindeki cami ve tekke binaları da göçmenlerin bu geçicibarınmalarına tahsis edilmişti.
Buralarda geçici iskan edilen muhacirlerin bir şekilde mağduriyetlerinin hafifletebilmek amacıyla şehir idaresince bilhassa kadınların ürettikleri el işlerini satarak ailelerine bir gelir oluşturmaları amacıyla Fatih içerisindeki küçük kavşak noktası kadınlara mahsus bir pazar yeri olarak belirlenmişti.
İlk zamanlar perşembe ve cuma günleri kurulan pazar zamanla daim bir hal almıştır.
Bugün itfaiye Caddesi'nin devamı olan buranın pazar yeri haline gelmesiyle halk arasında Kadınlar Pazarı olarak, adlandırılmaya başlanılmıştır.
Bu gelenek Cumhuriyete kadar da devam etmiştir.
1950'li yıllarda Saraçhane'nin düzenlenmesi akabinde burası da düzenlenerek, her ağaç altına bir küçük tezgahın konulduğu bir düzenli pazar yerine dönüştürülmüştür.
İstanbul'un genelinde yaşanan yoğun göçle beraber burasının da atmosferi ve insanında da değişim baş göstermiş. Kebapçıların ağırlıklı olduğu, doğu ve güneydoğu usulü mutfağı ile kasap ve dükkanlarının yer aldığı bir hal almıştır.
Artık bir diğer ismi de; Siirtliler Pazarı olmuştur. Siirt, Ağrı, Diyarbakır, Van ve Bitlis gibi illerimizin küçük birer temsilcisi dükkanlar ve kahvehaneleri ile bugünlere kadar gelmiştir.
Kaynak: Yolu İstanbul'dan Geçen Kervan'ın Sarayları.
