Resulullah'ın Dilindeki Zikir...
''Sübhanellahi ve bi hamdihi sübhanellahil azıym.''
Manası:
Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ve O'na hamd ederim. Şanı büyük olan Allah'ı teşbih ederim.
Efendimiz;
"İki cümle vardır ki, Rahman olan Cenabı Ecelli Ala'ya sevgili, dile kolay ve mizanda sevabı ağırdır." buyurmuşlardır.
Sübhanellahi ve bi hamdihi.
Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ve O'na hamd ederim.
Ebu Zerr, anlatıyor. Resulü EKrem (s.a.v.);
"Allah'ın en çok sevdiği kelimeleri sana haber vereyim mi? Muhakkak Allah'ın en çok sevdiği bu zikirdir."
Diğer hadisi şerifte buyuruluyor ki;
"Her kim günde yüz defa "sübhânellâhi ve bi hamdihi " derse günahları denizin köpüğü kadar olsa affolunur."
"Allah yolunda altın ve gümüşten birer dağ infak etmekten bu teşbihi okumak O'na daha sevgilidir."
Sübhanellahi vel hamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber.
Manası:
Allah Te'ala'yı noksan sıfatlardan tenzih ederim. Hamd Allah'a mahsustur. Hiçbir ilah yoktur, ancak Allah vardır. Allah büyüklerin en büyüğüdür.
Allah Te'ala'nın nezdinde en çok sevilen zikirler dörttür;
Sübhanellahi vel hamdü lillah.
"Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdü lillah'ın sevabı mizanı doldurur. Sübhanellahi vel hamdü lillahi cümlesinin yahut bir kelimesinin sevabı yerle gök arasını doldurur."
"Peygamber (s.a.v.) Efendimiz sabah namazını kıldıktan sonra mescitte tesbih ile meşgul olan zevcesi Cüveyriye'nin yanına çıktı, sonra kuşluk vaktinde yine onun yanına döndü.
Cüveyriye'yi namazgahında oturmuş zikreder halde görünce, ona sordu;
"Seni burada bıraktığım gibi hala Zikir ve tesbihe devam mı ediyorsun?"
Cüveyriye validemiz:
"Evet, " cevabını verdi. Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular:
"Ben senden sonra dört kelimeyi üç defa söyledim ki, eğer senin bütün gün söylediğin zikirlerle tartılsaydı ecir ve sevapta onlara muadil olurdu."
''La ilahe illallah'ü vahdehu la şerike leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve ala külli şey'in kadiyr.''
"Her kim bu zikri günde yüz defa okursa, on köleyi hürriyete kavuşturmuş gibi ecre nail olur. Onun için yüz sevap yazılır, ondan yüz günahı silinir ve o gün akşama kadar şeytanın şerrinden korunmasına bir siper olur ve hiç bir kimse bu zikri çekenden daha faziletli bir zikir getiremez. Ancak bu zikri daha çok getiren kimse müstesnadır."
"Bir kul bu zikri ruhu ile halisane, kalbi ile tasdikane, lisanı ile de natıkane okursa, Cenabı Hakk aradaki bütün perdeleri kaldırır;
yeryüzünde bu zikri okuyan kuluna rahmeti ile bakar.
Cenabı Hakk'ın bir kuluna rahmeti ile bakması ise, kulunun bütün isteğini vermesidir."
"Bu zikir kendisini okuyan kimsede günah bırakmaz ve hiçbir amel de bu zikri geçemez."
Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdu:
"Nuh (a.s.)'ın oğluna öğrettiği zikri size haber vereyim mi?
Nuh oğluna şöyle dedi:
"Ey oğlum! La ilahe illallah'ü vahdehu... zikrini söylemeni sana emrediyorum. Semalar ve yerler terazinin bir kefesine, bu zikir diğer kefesine konsa hu zikir ağır gelirdi.''
Ey oğlum; "Sübhanellahi ve bihamdihı" tesbihini söylemeni emrediyorum. Muhakkak bu tesbih mahlukatın namazı ve teşbihidir. Bu teşbih sebebiyle mahlukat rızıklanır."
Sübhanellahi vel hamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber.
''Allah Teala'yı noksan sıfatlardan tenzih eder ve O'na hamd ederim. Hiçbir ilah yoktur. Ancak Allah vardır ve Allah Teala yücelerin en yücesidir.''
Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor:
''Miraca çıkarıldığım gece yedinci kat semada Beytü'l-Ma'mur'da İbrahim (a.s.) ile karşılaştım. Buyurdu ki, "Ümmetine benden selam götür ve aleyhisselam ve onlara haber ver, "Muhakkak cennetin toprağı temiz, suyu tatlı, arazisi geniş ve düzdür. Oraya dikilecek ağaç bu tesbihtir."
"Muhakkak bu tesbihi okumam bana üzerine güneş doğan yerlerden daha sevgilidir."
Bismillahillezi la yadurru measmihi şey'ün fil ardı ve la fis sema', ve hüves semiy'ul aliym.
Efendimiz (s.a.v.) buyurdu:
"Bu zikri günde üç defa okuyana ansızın bela gelmez."
***
Göklerde yarattığı varlıkların adedi kadar Allah'ı tesbih ederim. Yeryüzünde yarattığı mahlukatın sayısı kadar Allah'ı teşbih ederim. Yerle gök arasındakilerin adedi kadar Allah Teala'yı teşbih ederim.
Yaratıcısı bulunduğu mahlukatının adedi kadar Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ederim.
"Allah'ü Ekber" de bunun misli kadar, "Elhamdü lillah" da onun misli kadar. "La ilahe illallah" ve "ve la havle ve la kuvvete illa billah" da bu şekilde söylenecektir.
Sa'd b. Ebi Vakkas (r.a.) Peygamber (s.a.v.) Efendimizle birlikte bir kadının yanına girdiler. Kadının önünde çekirdek yahut çakıl parçalan vardı. Onları sayarak teşbih ediyordu.
Bu hali gören Peygamberimiz ona; "Sana bundan daha kolay ve daha faziletli bir tesbih haber vereyim mi?" buyurdu ve bu tesbihi okudu.
Peygamberimiz (s.a.v.):
"Sizden biri sabahladığında azalarından her birine sadaka lazımdır. Her tesbih Sübhanellah sadakadır. Her tahmid ''Elhamdü lillah'' sadakadır. Her tehlil ''La ilahe illallah'' sadakadır.
Her tekbir ''Allahü ekber'' sadakadır.
İyilikle emretmek sadakadır. Kötülükten men etmek sadakadır. Kuşluk vaktinde kılman iki rekat namaz bunların hepsinin yerini tutar." buyurmuşlardır.
