29 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
3°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Eski Bayramlarımız...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

Güneşin doğmasına saatler önce kalkardık. Babamızın almış olduğu çabut pantolon ve karalastik ayakkıbısnı giyip, camiye gitmek için yola koyulurduk. Neşeli neşeli camiye girer, imam efendiyi dinlerdik. 

Bayram namazı kılındıktan sonra, büyüklerin ellerini öperdik. 

Para yoktu. Yuvarlak alaca ve renkli şekerler alırdık. 

O şekerler, bizi çok mutlu ederdi. Sonra köyümüzün yaşlılarının elini öpmek için evlerinin önüne giderdik.

Daha sonra tefleri ve salıncak urganını kaptığımız gibi ulu ceviz ağaçlarına gider ve slıncağımızı kurardık. 

Karşılıklı maniler, yöresel türkğlerle sallanır eğlenirdik.

Ya Şimdiki geçliğimiz: 

''Altında son model otomobili, marka taşıyan elbiseleri, banka kartları v.s bizim ceviz ağacında sallanarak tattığımız mutluluğu asla tadamıyorlar.''

 

O Zamanki Aşk Sevda Bir Başkaydı:

Sevdiğin kızın yüzüne baksan, elma gibi kızarırdı. Utangaçtılar ve çok itaatkarlardı. Büyüklere hizmet vermekten büyük haz duyarlardı. 

Büyüklerin karşısında yüksek sesle konuşamazlardı.

Aza kanatkarlardı. En büyük ceyizi; 

''Bir kat yün yatak, birkaç dokuma kilim, birkaç  kızın kendi elleri ile hazırladığı işlemelerden ibaretti. Ancak, onlar çok muluydular. Bir ömür boyu hayat kurarlardı. Onlarda annelik sevgisi, annelik ruhu vardı. Saygılıydılar, büyüklere karşı utangaçlardı.

 

YA ŞİMDİKİLER;

Zenginler; otomobil, ev, takılar ve A'dan Z'ye evinde eksiği olmaz. Üç dört milyarlık gelinlikler giyerler...Vs. Ama asla mutlu olamıyorlar. Bir elinde sigara, bir elinde son model telefon...Yine mutlu değil.       

Eskilerde evimizdeki radyo'yu dinlemek bizi mutlu ederdi.

Şimdi Plazma Tv.ler, çeşitli kanallar, internet ve daha nice teknik gelişimler bizi mutlu edemiyor...

Geçlik, gün ve gün bunalıma doğru gidiyor. 

Başı ağrısa Pskoloğa gidiyorlar. Acaba diyorum bu kadar güzel yaşantıdan sonra bu insanları bunalıma iten şey nedir...?

Eskiden giyinip sokağa çıktığımızda dünyanın en mutlu insanı olurduk.

Bugün artık bayramlar; ''imkanı olamayıp, güneye veya yazlıklara gidemeyenler için sıkıntılı tatil günleri oldu.''

Ziyaret için evlere ne gelen var nede giden. 

Adet yerini bulsun diye gelenlerinde ne gözlerinde pırıltı, ne içlerinde heyecan, ne de bayramın çoşkusu görülmüyor.

Telefon ediyor; ''Baba bayramın mübarek olsun ...''

Birçok evlatda var ki, babasını veya annesini huzur evine atmış, bayramdan bayrama yarım saat ziyaret eder. O yaşlı ve kaderine terkedilmiş anne babanın yanında on dakika fazla oturmak için hanımının gözlerine bakar. 

O evlatlarıla konuştuğun zaman sana akıl bile verirler. Peygamber Efendimiz; ''Yaşlılara merhametli olun'' buyuruyor.

Aniden gelen birgün, bakarsın ki sende yaşlanmışsın, eyvah noldu banada dizlerim tutmuyor, gözlerim görmüyor.. Ama iş, işten geçmiştir. Yaşlılığın çaresi olsaydı, zenginler bütün servetini harcardı.

Kainatın efendisi, boşuna mı demiş; 

''DÜNYA BOŞ ve LÜZUMSUZ ŞEYLERLE İNSANI OYALIYOR.''

Eskiden postacılar, bayram tebrikleri getirirdi. 

Telefon icat oldu, bayram tebrikleride gelmez oldu..

Oğlun veya sevdiklerin telefon ediyor; ''BABA, ANNE BAYRAMIN MÜBAREK OLSUN..

GELEMİYORUZ.'' 

EVLADININ SESİNİ DUYAN BABA VEYA ANNE İÇİN ODA YETERLİDİR...

***

Bende okuyucularımın bayramını tebrik ediyor, herşeyin gönlünüzce olmasını diliyorum...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *