Hz. Ebubekir'in Duası...
Rasulullah (s.a.v) Hz. Ebubekir'e şöyle dua etmesini öğretmiştir;
''Ey Allahım! Peygamber'in Muhammed'in hürmetine, dostun İbrahim'in hürmetine, kurtardığın veya seninle konuşan kulun Musa hürmetine, kelime ve ruhundan olan İsa hürmetine, Musa'nın Tevrat'ı, İsa'nın İncil'i, Davud'un Zebur'u ve Muhammed'in Furkan'ı hürmetine, kullarına gönderdiğin bütün vahiylerin hürmetine, yerine getirdiğin bütün kaza ve kaderin hürmetine, senden isteyip dileğine erişen kullarının hürmetine, fakir yaptığın zenginin, zengin yaptığın fakirin hürmetine veya hidayet ettiğin sapığın hürmetine ihtiyacımı senden istiyorum. Beni mahrum eyleme.
Musa'ya inzal buyurduğun isminin hürmetine, kullarının rızıklarını dağıtmakta rolü olan büyük isminin hürmetine, yeryüzünün karar bulması için, üzerine koyup da onda muvazeneyi temin eden isminin hürmetine, göklerin üzerine konup onların istiklale kavuşmasını temin eden isminin hürmetine, dağların üzerine koydurup onlarda istikrarı temin ettiren isminin hürmetine, o ismin ki, arşın onunla ayakta durmaktadır, işte onun hürmetine, senin Tuhur, Tahir, Tahhar, Samed ve Vitr isimlerinin hürmetine, o mübarek ismin ki, Kitabında senin nezdinde apaçık nurdan inzal buyurulmuştur, onun hürmetine.
O ismin ki, gündüzün üzerine onu koymuş, gündüzün nûrlanmasına vesile olmuştur.
Gecenin üzerine onu koymuş, gecenin kararmasına vesile olmuştur, onun hürmetine, senin azamet ve kibriyanın, kerim zatının hürmetine, senden bana Kur'an ile onun bilgisini ihsan buyurmanı ister ve o bilgiyi etimle, kanımla, kulağımla, gözümle ayrılmaz bir şekilde karıştırmanı senden dilerim ve bütün bunların hürmetine senden isterim ki, kuvvet ve kudretinle benim vücudumu kendi yolunda çalıştırasın. Çünkü günahtan dönüş ve ibadete yöneliş, ancak senin kuvvetin ve kudretinledir.
Ey rahmet edenlerin en rahmet edicisi olan Allah!''
***
Hz. Ali'nin Duası:
Allah'ım! Sadece tertemiz bir kalple Allah'ın huzuruna çıkan hariç mal ve evlatların insana hiçbir yararı olmadığı günde senden aman diliyorum.
Zalimin hasretle ellerini ısıracağı ve ''keşke ben Resulullah'a itaat yolunu tutsaydım'' diyeceği günde senden aman diliyorum.
Günahkarların yüzlerinden tanınacağı, saçları ve ayaklarından tutulacağı günde senden aman diliyorum.
Babanın oğul yerine ve evladın da baba yerine cezalandırılmayacağı günde senden aman diliyorum.
Ve doğrusu Allah'ın vaadi haktır.
Zalimlere mazeretlerinin bir fayda sağlamayacağı, onların Allah'ın rahmetinden uzak ve kötü bir menzilde olacağı günde senden aman diliyorum.
Hiç kimsenin kimse üzerinde güç sahibi olamayacağı ve yetkinin yalnız Allah'a has olacağı günde senden aman diliyorum. İnsanın kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve evlatlarından kaçacağı ve herkesi meşgul edecek bir işle uğraşacağı günde senden aman diliyorum.
''Suçlu o günün azabından kurtulmak için eşini ve kardeşini, kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini vermek ister.
Hayır hiçbir zaman bu imkanı bulamayacak!
O cehennem ateşi, alevlenen bir ateştir.
Deriler kavurur, soyar.''
Bu günde senden aman diliyorum.
Mevlam, ey mevlam! Sen mevlasın ben ise, bir kulum; kula mevladan başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen varlığımın sahibisin, ben ise, sahip olunan; sahip olunana sahip olandan başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen azizsin, ben ise, zelil; zelile azizsen başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen yaratansın, ben ise, yaratılan; yaratılana yaratandan başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen bağışta bulunansın, ben ise sail; saile bağıştan bulunandan başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen dirisin, ben ise ölü; ölüye diriden başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen bakisin, ben ise fâni; faniye bakiden başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen ebedisin, ben ise geçici; geçiciye ebediden başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen rızıklandıransın, ben ise, rızıklanan; rızıklanana rızıklandırandan başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen cömertsin, ben ise cimri; cimriye cömertten başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen afiyet verensin, ben ise, derde tutulan, derde tutulana afiyet verenden başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen büyüksün, ben ise küçük; küçüğe büyükten başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen hidayet edensin, ben ise, sapan; sapana hidayet edenden başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen rahmansın, ben ise, merhamet edilecek olan; merhamet edilecek olana rahmandan başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen güç sahibisin, ben ise imtihan edilen; imtihan edilene güç sahibinden başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Sen bağışlayansın, ben ise günahkâr; günahkâra bağışlayandan başka kim merhamet eder?
Mevlam, ey mevlam! Rahmetinin hakkı için bana merhamet eyle.
