29 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

La İlahe İllallah...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

 

 I. Dünya savaşının ilk yıllarında Doğu cephesinde Ruslara karşı çetin bir mücadele verildi. 

Bu çatışmalar sırasında bir çok Osmanlı asker ve subayı da esir düştü. 

Ruslar bu esirleri, sür'atle cephe gerisine, Kafkasya'ya naklettiler. 

İlk durak, Azerbaycan'daki Bakü şehrinin karşısındaki Najin adasıydı. Oradaki kamplarda toplananan esirler daha sonra Sibirya'ya naklediliyordu. 

Sibirya'da 4 uzun yıl geçti. Bu 4 yıl boyunca kamplarda konuşulan tek şey; ''Firar'' idi. 

Hep onu düşündüler, konuştular, planladılar. Neticede küçük gruplar halinde kaçılma sı kararlaştırıldı. 

Binbaşı İbrahim Bey, Sivaslı Mülazım Ahmed Bey, Havran'lı Hamdi bey ve Sivas'lı Yedek Asteğmen Küçük Ahmet bey, beraber kaçacaklardı. 

Diğer arkadaşları da böyle gruplar yapmışlardı. 

Cuma gecesi son hazırlıklarını yaptılar. Peksimetlerini, kavurmalarını kontrol ettiler. Fakat İbrahim Bey son anda bu grubun ikiye bölünmesini teklif etti. 

Yakalanırlarsa, hiç olmazsa diğer arkadaşlarının kurtulması ihtimalini düşünüyorlardı. Öyle yaptılar.

Nikolinski kasabasına vardığınız zaman ekmekçi Klement size yardım edecek. Para ve rapiska kimlik verecek. Kendinizi belli etmeden onu bulun. 

Kimseyi şüphelendir meyin. Belki orada buluşuruz. 

Oradan da trenle ver elini Anadolum. İnşaallah vatanımıza kavuşuruz. Sonra da helallaştılar. 

Binbaşı İbrahim Bey ve arkadaşları 2 gün önce hareket ettiler. Küçük Ahmet Bey ve Hamdi bey Nikolinski'ye nasıl geldiler, ne kadar zamanda geldiler pek hatırlamıyorlar dı. Fakat işte ekmekçi Klement'in fırınının karşısındaydılar. 

İki arkadaş sevinçten az daha bayılacaklardı. 

Fakat sevinçleri fazla sürmedi. Çünkü Klement yoldaş kendilerini tanımı yordu. 

Ruble ve Rapiska kelimelerini duyunca daha da telaşlandı. Fırın tezgahına iki hamur ekmek koydu ve; ''Alın bunları, istasyona yollanın'' demekle yetindi. 

Belki de fırın da çalışan işçilerin kendisini ihbar etmelerinden korkuyordu. İstasyona vardıkları zaman saat gece yarısını geçiyordu. 

Komünist ihtilali sonrası bütün Rusya'da olduğu gibi Nikolinski istasyonu da karmakarışıktı. 

Mujikler, askerler, kızıllar, köylüler, göçmenler, kaçaklar, hepsi de oradaydılar. Kimin nereli ve kim olduğu belli değildi. Bizimkilerin de kıyafetleri tam manasıyla hırpani idi. Saçları, sakalları iyice uza mıştı. 

Güneye doğru hareket edeceği söylenen bir tren, istim üzerinde soluyup duruyordu. Bilet almaları lazımdı. 

Fakat bunun için ruble ve rapiska gerekliydi. 

Üstelik gişe önün de çok uzun bir kuyruk vardı. 

Küçük Ahmet bilet kuyruğuna giriverdi. Arkadaşı da yanında yürüyordu. 

Sabaha kadar kendilerine sıra gelmeyecek gibiydi. Sibirya'nın ilikleri donduran soğuğuna rağmen boncuk boncuk terliyorlardı. Küçük Ahmet o kadar bunalmıştı ki, çaresizlik içinde başını Salladı ve; ''La ilahe illallah...'' deyiverdi. 

Arkasından bir ses; ''Muhammedün resulullah...'' diyerek, kelime-i tevhidi tamamladı. 

Hiç ummadığı bir anda ve bir mekanda böyle bir sözü işiten Küçük Ahmet dönüp arkasına baktı. Bir tatar kendisine gülümsüyordu;''Müslüman mısın?'' Diye sordu. 

Küçük Ahmet ve arkadaşı ''evet'' manasında hare ketler yaptılar. Meğer o Tatar, Sovyet ordusunda görevliymiş ve diğer Müsülmanlarla irti bat kurabilmek için, Kelime-i Tevhidi aralarında parola olarak, kullanıyorlarmış. 

Hemen bizimkilere sahip çıktı ve sonra da, dünyanın neresinde olursa olsun; bir Müsülmanın din kardeşine yapacağı şeyler yapıldı. 

Küçük Ahmet bey ve arkadaşı salimen vatanlarına döndüler. 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *